İmam-ı Buharî, Kur’an-Kerim’in esas ve merkez olduğu eğitim ve öğretimde önce Kur’an-ı Kerim’i okudu, öğrendi ve ezberledi. Sonra Arapça’yı çok kuvvetli bir şekilde öğrendi. Babasının iyi ahlakı ve hadis ilmine düşkünlüğü imamı Buharî’ye intikal etti. Binlerce hadis ezberledi.
On bir yaşında hocası Dahili’nin hadis senedindeki yanlışlarını düzeltti.
On altı yaşında İbni Mübarek ve Veki bin Cerrah’ın hadis kitaplarını tamamen ezberledi. İmam-ı Buharî on altı yaşına geldiği zaman hatırı sayılır bir hadis âlimi olmuştu
Din Eğitimini Ancak Din Düşmanları Engeller
İmam-ı Buharî’nin doğduğu ve yetiştiği topraklarda “Özbekistan”da şimdi din eğitimi ve öğretimi on altı yaşına kadar yasaktır. On altı yaşından sonra da din eğitimi ve öğretimi verecek ne okul vardır, ne de insan. Devlet bağımsız. Devletin başında da ismi İslâm olan “İslâm Kerimof” vardır. Özbekistan bağımsız olmadan önce kömünist sistem vardı. Kömünist sistemde din aleyhtarlığı sistemin esası idi.
Ne acı benzerlik ki, memleketimizde de 1950 öncesi özlemi içinde, 28 Şubat 1997 meşum hadisesi sonu, sekiz yıllık eğitim kanunu ile on beş yaşını tamamlamamış bir gencin Kur’an kursuna gidip Allah’ın kitabı Kur’an-ı Kerim’i okumayı öğrenmesi de hala yasaktır.
İmam-ı Buhari’nin Özellikleri
İmam Buhari Hicri 210 yılında on altı yaşında iken annesi ve kardeşi ile birlikte Hacca gitti. Hacdan sonra annesi ve kardeşi Buhara’ya döndü. Kendisi Mekke’de kaldı.
İmam-ı Buharî’nin Mekke sonrası çalışmalarını anlatmadan önce İmam-ı Buharî’yi özellikleri ile tanıyalım:
İmam-ı Buharî orta boylu, zayıf, ince bir vücuda sahipti.
Başkalarının sahip olduğu imkanlara özenmezdi.
Kimseye kin tutmazdı, hased etmezdi.
Yiyip içmeye önem vermezdi. Çok az yer, çok oruç tutardı.
Cömertti. Çok sadaka verirdi. Talebelerinin ihtiyaçlarını kendisi karşılardı.
Az konuşurdu. Hiç kimsenin aleyhinde konuşmazdı.
Şairdi. Zaman zaman şiir yazardı.
Tenkit ettiği raviler hakkında son derece mutedil ve insaflı hareket ederdi.
İyi bir binici idi. Ok atmayı çok severdi. Attığı her ok hedefine isabet ederdi. Her şeyi güzel yapardı.
Kuvvetli bir zekaya sahipti. Unutmayan bir hafızası vardı.
Çok çalışkandı, zorluklardan yılmazdı.
Üstün bir kabiliyeti, bitmez tükenmez bir enerjisi vardı.
Gece gündüz Kur’an okurdu. Kur’an okuduğu zaman kalbini, gözünü ve kulağını tamamiyle onunla meşgul ederdi.
Mutteki bir zattı. İbadete düşkündü. Annesi, babası gibi duası makbuldü.
Fakihdi. Fıkhı çok iyi bilirdi.
İmam-ı Buhari’nin Hadis İçin Seyahatleri ve Hocaları
İmam-ı Buharî, hocası Nuaym bin Muhammed ile Yakup bin İbrahim ed-Devraki “Buharî bu ümmetin fâkihi” derlerdi. Hadis ve fıkıh konusunda müşkili olan ona başvururdu.
İmam-ı Buhari Hicaz’da altı ay kaldı. Hadis dinledi ve okudu. Medine, Kufe, Basra, Şam, Mısır, Nişabur, Belh, Reyy, Vasıt, Cezire, Herat ve Merv’e gitti. . Buralarda uzun müddet kaldı. Tanınmış mühaddislerden hadis dinledi, yazdı. İmam-ı Buharî, kendilerinden hadis yazdığı muhaddis hocalarının sayısının bin seksen olduğunu söyler.
İmam-ı Buhari’nin ravileriyle birlikte 300. 000 hadis ezberlediği bütün kaynaklarda belirtilir. İmam-ı Buhari ilmi gezilerinde her gittiği yerde hürmet görüyor, insanlar kendisinden hadis dinlemek için can atıyordu.
Yusuf ibn-i Musa el-Mervezi, İmam-ı Buhari’nin Basra’da karşılanışını şöyle anlatır:
Basra mescidinde bulunuyordum. O esnada bir münadinin şöyle çağırmakta olduğunu işittim. “Ey ilim sahipleri! Muhammed bin İsmail el- Buhari şehrimize gelmiştir. Bunun üzerine âlimler toplanıp ona karşı çıktılar. Ben de aralarında vardım. Bir genç gördüm, sakallarında
beyaz yoktu. Adam mescide girip sütun arkasında namaza durdu. Namazı bitirince insanlar etrafını çevrelediler ve ondan kendilerine hadis yazdırması için bir meclis tertip etmesini istediler. Buhari de bu teklifi kabul etti.”
Ertesi gün, muhaddisler, hafızlar, fıkıh âlimleri ve halk kalabalık bir halde toplandılar. İmam-ı Buhari hadis yazdırmadan önce topluluğa şöyle der:
“Ben bir gencim, benden hadis dinlemeyi istediniz. Ben de sizin için beldeniz ehlinden rivayet edilen, sizin bilmediğiniz ve faydalanacağınız hadisleri size anlatacağım.”
İmam Buhari onlara hadis yazdırır.
“Bu hadis sizde şöyle rivayet edilmiştir, o kadar var ki bu hadisin filandan rivayeti sizde yoktur” der. Hazır bulunanlar İmam-ı Buhari’nin çeşitli rivayetleri söylemesinden hayrete düşerler.
İmam-ı Buhari’yi İmtihan Ediyor
İmam-ı Buhari’yi Bağdat’ta imtihana tabi tutarlar. İmtihan şöyle olur:
İmam-ı Buhari’nin Bağdat’a geldiğini duyan muhaddisler 100 hadisin metin ve senetlerini birbirine karıştırarak bunları 10 kişiye verirler. Onları Buhari toplantı yerine gelince, bu hadisleri sırayla sormalarını isterler. Bu 10 kişi tespit edilen hadisleri çeşitli İslâm ülkelerinden gelmiş olan muhaddislerin huzurunda okuyarak bunların mahiyeti hakkında bilgi isterler. Buhari bunların hiçbirini okunduğu şekliyle bilmediğini
belirttikten sonra, ilk soruyu yönelten kişiden başlayarak sordukları hadislerin senet ve metinlerinin doğrusunu her birine ayrı ayrı söyler
İmam-ı Buhari hakkında tereddütü olanlar onun nasıl bir hafıza gücü ve hadis bilgisine sahip olduğunu görürler.
Hakkında Söyleyenler
İmam-ı Buhari hadis ilminde tartışmasız bir otoriteydi.
“Buhari’nin bilmediği hadis, hadis değildir” derlerdi.
Sahih-i Müslim sahibi İmam-ı Müslim şöyle diyor:
“Sana ancak seni çekemeyenler kızabilir. Dünyada senin bir benzerinin bulunmadığına şehadet ederim.”
İbn-i Hüzeyme İmam-ı Buhari hakkında şöyle dedi:
‘Şu gök kubbenin altında Rasûlullah’ın hadislerini Buhari’den daha iyi bilen ve daha iyi ezberlemiş birini görmedim.
Hocaları hadis kitaplarını ona tashih ettirirlerdi. Muhaddis Humeydi, hadise dair bir meselede Muhaddislerden biriyle anlaşmazlığa düşünce o zaman 18 yaşında olan talebesi Buhari’yi hakem tayin etmişti.
Yazdığı Kitaplar
Buhari o zamanın şartları içinde yanında kitapları at sırtında, deve üzerinde veya yaya diyar diyar geziyor, mihnetlere, zorluklara aldırış etmeden hadis öğreniyor, hadis öğretiyor, hadisleri ezberliyor ve yazıyordu.
Buhari kitap yazmaya başladığı zaman 18 yaşında idi.
18 yaşında “Sahabenin hükümlerini ve sözlerini” yazdı. “Tarih-i Kebir” kitabını mehtaplı gecelerde ay ışığında Peygamber (s.a.v.)in kabri başında yazdı.
O zaman hadis kitapları yazılıyor, fakat sağlam hadisle zayıf hadisler birbirinden ayırt edilemiyordu. Hocası İshak bin Rahune yalnızca sahih hadislerin yazıldığı bir kitaba ihtiyaç olduğunu söyledi.
İmam-ı Buhari Hocasının tavsiyesini emir bildi. Meşhur ‘El Cami-us Sahih’ kitabını yazmaya başladı. 300. 000 hadisin içinden seçtiği hadislerle meydana getirdiği bu kitabı tam 16 senede yazdı. İmam-ı Buhari
hadis kitabını yazarken şöyle der:
Ben her hadis için istihare edip Allah rızası için 2 rekat namaz kılmadıkça hadisin sıhhatine kesin olarak inanmadıkça asla kitabıma bir hadis koymadım.
Buhari’nin ‘El Cami-üs Sahih’ kitabı ki, ‘Sahih-i Buhari diye bilinir. Sadece Buhari ismiyle anılır. Sahih-i Buhari’de tekrarlarla birlikte (7275) hadisi şerif vardır. Tekrarlar çıkarıldığı zaman hadis sayısı (2603)dır.
Sahih-i Buhari “Kütüb-ü Sitte” nin yani 6 sahih kitabın birincisidir.
Mühaddislerin İmamı
İmam-ı Buhari, kitabının bölüm başlıklarını fıkıh konularına göre tasnif etti. Tertibi güzel, muhtevası zengin, anlaşılması kolaydır. Hadisleri sağlamdır. Çürük ve zayıf hadis yoktur. Buhari’nin Sahihi ile sağlam hadis kitapları yazılmaya başlanmış, uydurma hadisler kitapların dışına atılmış doğru ile yanlış birbirinden ayrılmıştır. İmam-ı Buhari, hem asrındaki âlimlerin hem de daha sonra gelen muhaddislerin imamı olmuştur. İmam-ı Buhari sağlam hadislerle sağlam sünneti tespit etti. Sahih ve sağlam hadislerle uydurma sözleri birbirinden ayrıldı. Sapık ve bid-at ehlinin yollarını kesti. Uydurma sözlerin hadis diye Müslümanlara kabul ettirilmesinin önüne geçti. Bir çok insan hakikati anlayarak
sapık düşüncelerden ve bidat yoldan geri döndü. Kur’an’a ve sağlam sünnete uydu.
Sünnet
Peygamberimiz’in mübarek sözleridir ki, bunlara hadis denir.
Peygamberimiz’in yaptığı güzel işlerdir ki, bunlara da amel denir. Hadis ve amel Peygamberimiz’in sünnetinin toplamıdır. Sünnet, Kur’an’ın beyanını açıklar mücmelini aydınlatır, gayesini misalleştirir. Kısaca biz Kur’an’ı sünnetle daha iyi anlarız, açıklarız ve anlatırız. Bunun için sünnet lazımdır. Kur’an’ı Kerim’den sonra dinimizin 2. kaynağı ve dayanağıdır. Bu sünneti sağlamca tespit edenlerin başında İmam Buhari gelir.
Okunan Kitap: Sahih-i Buhari
Bunun için Kur’an’dan sonra Müslümanların elindeki kitapların en üstünü İmam-ı Buhari’nin “Sahih-i Buhari” kitabıdır. Kur’an’ı Kerim’den sonra en çok okunan kitap İmam-ı Buhari’nin kitabıdır. Dinimizi öğrenmek için okunduğu gibi sevap kazanmak, maddî, manevî sıkıntılardan, hastalık ve belalardan kurtulmak için de okunur. Duası makbul İmam-ı Buhari okuyucularına dua ettiği için bu duadan faydalanmak için de okunur.
Sahih-i Buhari kitabı sultan saraylarında muntazam okunmuş, okunması tamamlandığı zaman “Buhari hatim duaları” yapılmıştır.
Önemli ve hayati işlere başlarken Kur’an-ı Kerim’le birlikte Sahih-i Buhari de okumak bir gelenek haline gelmiştir. 23 nisan 1923 de “TBMM” açılırken ülkenin her yerinde “heyeti temsiliye” adına Mustafa Kemalin tamimi ile Kur’an-ı Kerim ve Sahih-i Buhari hatimleri yapılmıştır.
Sahih-i Buhari’nin Şerhleri
İbn-i Haldun Sahihi Buhari’yi okuduğu zaman “Buhariyi şerh etmek (açıklamak) İslâm ümmetinin boynunun borcudur” demiştir. Zaman içinde Sahih-i Buhari şerh edildi, geniş açıklamaları yapıldı. Şerhlerinden (82) sinin adları biliniyor. Sahih-i Buhari şerhleri içinde:
1-Fethül Bari 2-Ümdetül Gari 3-İrşadüs Sari adlı şerhler çok meşhurdur. Son derece muteber şerhlerdir.
Sahih- Buhari kitabının kısaltmaları da yapılmıştır. Zebidi tarafından yapılan kısaltma, açıklamalı olarak Türkçeye çevrilmiş “Tecrid-i Sarih” adı ile 12 cilt halinde Diyanet İşleri Başkanlığı’nca yayınlanmıştır.
Tecrit’te (2189) hadis bulunmaktadır.
Ömer Ziya Dağıstani’nin tercüme ettiği “Zübdet-ül-Buhari” adıyla yayınladığı kitapta(1524) Buhari hadisi bulunmaktadır.
Hasan Alioğlu’nun tercüme ettiği “Cevheret-ül- Buhari” kitabında da (850) hadis bulunmaktadır
İmam-ı Buhari’nin, Sahih-i Buhari kitabı dışında 20’nin üzerinde eseri vardır. Bu eserler içinde edeb ve ahlak hadislerini ihtiva eden “ElEdebülmüfred” adlı kitabı son derece mühim bir kitapdır. Bu kitapta1322 hadis bulunmaktadır. . Merhum Fikri Yavuz tarafından tercüme
edilmiş, iki büyük cild halinde “Sönmez Yayınevi” vasıtası ile yayınlanmıştır.
Ticareti
İmamI Buhari’nin hayatının son senelerinde memleketi Buhara’da hadis eğitimiyle meşhur olduğu biliniyor. Babasından miras kalan ticareti de (mudaraba) usulüyle yürüttüğü, kendisinin bizzat ticaretle meşgul olmadığı anlaşılıyor. Kaynaklarda ticaretle ilgili 2 hadiseden bahsedilir.
Bunlardan biri şöyledir:
Tüccarlar İmam-ı Buhari’de bulunan bir malı 5000 dirhem kazanç vererek satın almak istediler. İmam-ı Buhari “Bu gece düşüneyim” der.
Ertesi gün başka tüccarlar gelir. 10000 dirhem kazanç verirler. İmam-ı
Buhari bunlara:
“Ben bu malı dün gece bana gelmiş olan tüccarlara satmaya niyet ettim,
o niyetimi bozmak istemem” der
Malını 5000 dirhem kazanç verenlere satar.
Diğer hadise de şöyledir:
25000 dirhem birisinden alacağı var. Adam uzun bir zamandan beri borcunu ödemez. İmam da alacağını istemez. Bazı dostları idareciler vasıtasıyla alacağını tahsil etmesini tavsiye ederler. Onlara şöyle der:
“-Ben onlardan yardım istersem onlar da benden işlerine geldiği gibi fetva vermemi isterler, Dünya için dinimi satmam”
Dostları ona rağmen konuyu idarecilere söylerler. İmam-ı Buhari bunu haber alınca borçlu ile her yıl kendisine 100 dirhem ödemek üzere anlaşma yapar, idarecilerin işe karışmasını önler.
İdarecilere Karşı Tutumu
İmam-ı Buhari, saraylardan ve idarecilerden uzak durur, ilmin ve ilim adamlarının baskılardan uzak olmasını isterdi. Hayatı boyunca da buna riayet etti. Başına gelen son hadise de bu yüzden oldu. Şöyle ki;
Horasan valisi Halid bin Ahmed ez-Zühli, İmam-ı Buhari’ye haber göderdi. Sahih-i Buhari’yi, Tarih-i Kebir ve diğer eserlerini kendisinden dinlemek istediğini bildirdi. İmam-ı Buhari, valinin teklifini reddetti.
İlmi küçük düşüremeyeceğini onu başkalarının ayağına götüremeyeceğini, gerçekten arzu ediyorsa hadis okuttuğu mescide veya evine gelmesini söyledi.
Buhara valisi de kendi çocuklarına ders vermesini istedi. İmam-ı Buhari
ilmi belli kimselere tahsis edemeyeceğini, çocukları istiyorsa, diğerleri gibi gelip öğrenebileceğini ilmi kimseden esirgemeyeceğini bildirdi.
Vali imamın bu davranışından memnun olmadı. Bazı hasetçilerin teşvikiyle imamı Buhara’dan sürdü. İmam Semerkant’a, akrabalarının yanına giderken “Hertenke” köyündeki akrabalarını ziyaret etti. Bir gece namazını kıldıktan sonra şöyle dua etti:
Duası
“Allahım! Artık yeryüzü bunca genişliği ile bana dar geldi. Beni kendine al”
Duası makbul İmam Buhari, dua etmişti. Birkaç gün sonra hastalandı.
Yine dua ederken, bir cumartesi günü Ramazan bayramı gecesi 62 yaşında ecel şerbetini içti.
Tarih Hicri: 256 Miladi: 872 idi.
İmam-ı Buhari bu dünyadan geçti. hakkın rahmetine erişti.
Cenaze namazı bayram namazından sonra kılındı, defnedildi. Mezarından güzel bir koku etrafa yayıldı.
Mühaddislerin imamı ünvanı devam ediyor, eserleri okunuyor. Dünya durdukça da okunacaktır. Her okuyan ona dua ediyor, onun için Allah’tan rahmet diliyor.
Rahmetüllahı aleyh=Allah’ın rahmeti üzerine olsun.
KAYNAKLAR
1.Kur’an-ı Kerim, Muhammed Suresi: 47/7, bakınız Hac: 22/40- 2.Seyid Kutup Fi Zilalül Kur’an 13/379 Hikmet Yayınevi İstanbul
- 3.M. Hamdi Yazır, Hak dini Kuran dili 6/4379 1936 İstanbul
- 4.Mehmet Vehbi Hülasatül Beyan 13/5379, 1969 İstanbul
- 5.Muhtarulehadis, 65, 1959, Kahire
- 6.Bakınız, İsra: 17/23, 24, Ankebut, 29/8, Lokman, 31/14, 15, Ahkaf, 46/15
- 7.Müslim, Terceme Ahmed Davudoğlu, 10/640, 644
- 8.El Edebülmüfred(Ahlak hadisleri) terceme, A. Fikri Yavuz sh: xııı, Sönmez yayını, 1974, İst.
- 9.İslâm Ansiklopedisi, 6/369, Diyanet Vakfı Yayını