HALAY ŞÖYLE BAŞLAR
Halay çekme, Halay havası vurduğu zaman, düğüne katılanların içinden çıkan kişiler el ele tutuşarak ”halay alayı” nı oluşturur.Halayın başına da eline mendilini alarak “halaybaşı” geçer. Halay başılık bilgi ve yetenek işidir.Her önüne gelen halaybaşı olamaz. Davulun ritmine uyulur ve halay alayı ikiye ayrılır.Birinci gurup,yani halay başına yakın olanlar yüksek perdeden başlar halay türküsünü söylemeye:Bu esnada davul-zurna susar:

Çekiin halaay düzülsüüün ah gülemem gayrııı yar, (Birinci gurup başlar.Davul-zurna susar)
Sürmeli gözler süzülsüüün yaar yaar yar Amman. (İkinci gurup başlar.Davul-zurna ile)
Halaya gemliyeniiin ah gülemem gayrıı yar,(Birinci gurup yeniden başlar.Davul-zurnasız )
Vurun boyu üzülsün yaar yaar yar Amman. (İkinci gurup başlar.Davul-zurna ile tekrarlar)
Oy bir yavru da beşden on’a varınca (Davul -zurnasız)
Oy bir yavru da beşden on’a varınca (Davul –zurna ile birlikte)
On birinde mah yüzüne bakılır. Sonra ikinci grup başlar.
On ikide kızın kahrı çekilir “ “
On üçünde ak gül olur açılır “ “
Çok sallanma zülüflerin tel olur “ “
On beşinde sevda düşer başına
On altıda yadlar girer düşüne
On yedide gezer kendi başına
Çok sallanma zülüflerin tel olur.
On sekizde gayet yüksekten uçar
On dokuzda gözlerinden kan saçar
Yirmisinde sevdiğinden vaz geçer
Son deminde bir kötüye kul olur.
Diğer biri;
Giyinmiş kuşanmış sallıktan bakar. Giyinmiş kuşanmış..
Ak gerdan altına mücevher takar. Ak gerdan altına.
Anandan m’öğrendin mahle gezmeyi. Anandan m’öğrendin.
Babandan m’öğrendin sofra yazmayı. Babandan m’öğrendin
Bir diğeri;
Sen bir ulu kavak yolda durursun. Sen bir ulu kavak
Gelene geçene dulda olursun. Gelene geçene
İlahi de ulu kavak dalın kurusun. İlahi de ulu kavak
Dökülsün yaprağın su da çürüsün. Dökülsün yaprağın
Yüksek odalarda mangal kömürü,yüksek modalarda
Mevlam hovardaya versin ömürü, mevlam hovardaya.
Dur diye dur diye durdurdun beni,dur diye dur diye.
Ah zalım düşmanlara vurdurdun beni,Ah zalım düşmanlara.
Bir başkası; (Hava değişir.Biraz daha hareketli.
Sanki düğün alayına; uyumayın! der)
Ayna da attım tarlaya ayna da attım tarlaya
Tarlada kurşun parlaya tarlada kurşun parlaya
Kız oğlanın koynunda,oğlan kızın koynunda
Burcu da burcu terleye burcu da burcu terleye
Öyle dur yar öyle dur,öyle dur dost öyle dur
Gerdan altı yayladır,gerdan altı yayladır,
Aşk adamı ağlatır,dert adamı söyletir.
Ayna da attım denize, ayna da attım denize,
Geliyor yüze yüze, geliyor yüze yüze,
Selam söylen gomşuya,selam söylen gomşuya
Kızını versin bize, Kızını versin bize
Öyle dur yar öyle dur,öyle dur dost öyle dur
Gerdan altı yayladır,gerdan altı yayladır,
Aşk adamı ağlatır,dert adamı söyletir
Elinde gümüş nacak, elinde gümüş nacak
Sapından tutulacak, sapından tutulacak
Ergenlerin suali, bekarların suali
Kızlardan sorulacak, kızlardan sorulacak
Öyle dur yar öyle dur,öyle dur dost öyle dur
Gerdan altı yayladır,gerdan altı yayladır,
Aşk adamı ağlatır,dert adamı söyletir.
Elinde gümüş balta, elinde gümüş balta
Geliyor darta darta, geliyor darta darta
Beyaz göğsün gararmış, beyaz göğsün gararmış
Yalınız yata yata, yalınız yata yata,
Öyle dur yar öyle dur,öyle dur dost öyle dur
Gerdan altı yayladır, gerdan altı yayladır,

Ya Gelin köprüden şöööyle bir geçirilir…
Ya da
Kalenin burcuna kuş yuva yapmış, kuş yuva yapmış….diye başlar ve devam eder..
KALENİNBURCU
Kalenin burcuna kuş yuva yapmış, kuş yuva yapmış
Yuvanın içine üç yavru yatmış, üç yavru yatmış.
Annesiz yavruyu kimler uyatmış,kimler uyatmış.
Öyl’olur, böyl’olur Avşar güzeli
Kalenin burcundan Şahin uçurdum,şahin uçurdum.
Ah ile vah ile ömrüm geçirdim, ömrüm geçirdim.
Yare şeker ezdim şerbet içirdim, şerbet içirdim.
Öyl’olur, böyl’olur Çerkez güzeli.
Kalenin burcuna ekerler darı (2)
Ekerler biçerler ederler karı (2)
Dost için saklarlar ayvayı narı (2)
Öyl’olur, böyl’olur Türkmen güzeli.
Kalenin burcuna yatmış uyumuş (2)
Ela gözlerini uyku bürümüş (2)
Evvel küçük idi şimdi büyümüş (2)
Öyl’olur, böyl’olur Avşar güzeli.
Kalenin burcundan atlayamadım (2)
Döküldü liralarım toplayamadım (2)
Yarimin güllerini koklayamadım (2)
Öyl’olur, böyl’olur Türkmen güzeli.
KARANFİLİM
Karanfilim biçim biçim, ben ağlarım senin için
Hep çektiğim bir yar için, eli karanfilli gelin.
Ya ben ona yanmaz mıyım. Yanar mıyım yanmaz mıyım
dost güzel olsa sarmaz mıyım.
Karanfilim budamışlar, kökün yere kadamışlar.
Yare kurban adamışlar, eli karanfilli gelin
Gelin geliin allı geliin
Ah başı deste güllü yarim.
Karanfilim taslarınan, gel konuşalım dostlarınan
Ayrı da düştük eşlerinen, eli karanfilli gelin
Gelin geliin allı geliin
Ah başı deste güllü yarim.
Karanfilim destelenmiş, duydum ağam hastalanmış
Eski de derdim üstelenmiş, Eli karanfilli gelin
Ya ben ona yanmaz mıyım.Yanar mıyım yanmaz mıyım
dost güzel olsa sarmaz mıyım. Davullar vurmuş,zurnalar çalmış,süksünler oynanıp halaylar çekilmiş ve de kurtlar dökülmüştür. Artık vakit akşam üzeri olmuştur.Ara verilir ve dağılınır
(Akşam faslı ayrıdır
OYUN ÇIKARMA
Akşamdan sonra yeniden toplanılır düğün odasına. Bir süre sohbet edilir,fıkralar anlatılır ve küçük eğlencelerden sonra oyun çıkarılır. Maharetli insanlar çıkar ortaya yapacağı oyunda rol vereceği kişileri kendisi belirler,seçer ve onlara rollerini anlatır.herkes kendine uyan rolü üstlenir. Bu oyunlar öyle sıradan oyun değil toplumun yaptığı yanlışlıklar mizahi bir üslupla iğnelenilerek ama zülfü yare de dokunmadan verilir. Yer yer alkışlamalar olur.Sataşmalar olur. Ancak hoşça
vakit geçirilir.

Oyun çıkarılıp bittikten sonra bir süre ara verilir,biraz dinlenilir,vakit epeyce ilerlemiştir.
Yüzük oyunu başlar.
Yüzük oyunu,
Oynayacak taraflar iki kısma ayrılır.Bir tepsiye dokuz adet fincan konulur.Yüzük birinin içine saklanır ve ortaya getirilir. Ya içinden iki fincan ayrılır,yüzük bunların birinde ise; arayan taraf yüzüğü bulmuş olur. Taraftarları şu türküyü söylerler:
Yüzüğü buldu eşimiz,o ho le lee, le le canım
Hayıra dööndü işimiz ağaam çelebim.
Bu kez de bulan taraf saklar. Aynı şekilde karşı taraf ta ya iki fincanı ayırır onda arar, ya da boş olanları tek tek bularak içinde yüzük olan fincanı en sona bırakır ve bulmuş olur.Yahutta kaybeder. Bulmuşsa, arkadaşları sevinçlerini şu dizelerle ortaya korlar:
Odalarda olur pire o ho le lee, lele canım.
Bizim sayı çaldı da bir’e ağam çelebim.
Yüzük de, türküler de devam eder. Yüzük bulundukça da:
Derelerdee olur tilki ,o ho le lee le le canım
Bizim sayı çaldı da iki vay vay şaşkın zavallım,
kulağı da kuyruğu düşkün zavallım.
Odalarda olur perde o ho le lee, le le canım.
Bizim sayı çaldı da dört’e ağam çelebim.
Çelebiiim vay vay şaşkın zavallım
kulağı da kuyruğu düşkün zavallım.
Derelerde olur meşe o ho le lee, le le canım.
Bizim sayı çaldı da beşe ağam çelebim.
Çelebiiim, vay vay şaşkın zavallım
kulağı da kuyruğu düşkün zavallım.
Ormanlarda olur balta o ho le lee, lele canım.
Bizim sayı oldu da altı ağam çelebim.
Çelebiiim vay vay, şaşkın zavallım
kulağı da kuyruğu düşkün zavallım.
Nihayet sayı sekiz’e ulaştığında, taraftarlar hep bir ağızdan şöyle söyler:
Kestane attım ocağa,fırladı gitti bucağa
Sağrısı sığmaz kucağa, ığrala sarı malım ığrala
Vay vay yar yi….sen zırvala.
Sayı dokuz’a ulaştığında da “puhur” çökülür. Şöyle ki;
Yenenlerden birine palaska takılır,ucundan bir kişi tutar,Yenilenler’e ayağıyla dokunur,geçer.
Birisini seçer ve puhur çöker.
Bundan sonra yüzük oyununa devam edilir.Ütülen taraf saklar.Sayılar eşitlendiği zaman da:
Denge denge olduk size o ho le lee, le le canım
Bir oğlancık verin bize ağam çelebim
…………………………………………
Şunlar yüzük bilmez oynar akşamdan beri.
Beriii,bilmiyorsanız oynaman bari.
Sayı onbir’e ulaşınca“ters davul”gelir:Tepside iki fincan olur.Bulan ütmüş sayılır.Oyun yapar.
Yapılan oyunlar:
1. Tuvalet taşı yapılır: İki kişi yere yatırılır bir kişi üzerlerine çıkar ayaklarını ikisine basar, bir kaba su koyup içine mendili batırarak bir ona, bir ötekine çarpar,guya taharetleniyor.
- Tren yapılır: Başlı-götlü yatırılan karşı taraf elemanlarının sırtlarına basarak tüm oyuncular; Çuf çuf,çuf çuf.. diyerek geçerler.
- Tıraş etmek: Biri berber olur,eline aldığı keven ile yüzlerini sabunlar, balta ile tıraş eder.
- Okutma: Karşı taraf elemanlarından gözüne kestirdiği birini karşısına alır ve tekrarla der:
Alâ talibine bumbar, (Tasta su var,mendil batırılır vurulur.)
İçini dışına dönder, ıslak mendili çarpar.
Sen yemezsen bana gönder. Tekrar et der. Ala, ala..talebe Beceremez, mendili çarpar..
Alâ talibine keçe..
Üzüm yedim seçe seçe..
Ocaktaki kelle-paça. Tekrar et bakıyım……tekrar edemez..
Ha zıkkımlaan.. de zıkkımlan…der çarpaar,Çarpar.
5. Kara kuyudan su getirtilir: Kendi eşlerinden birini yanlarına katar su’ya gönderirler.Bu esnada çoğu zaman gece yarısı çoktan geçmiş,hatta sabah yaklaşmıştır.
İkinci gün,
Düğünün ikinci günü de yine aynı istek ve zindelikle başlar. Önce deve yapılır hazırlanır.devenin önünde kambur’un yedeğinde bir eşek alkışlar ve cangır-cungor çan sesleri arasıda çalıp çağırmakta olan düğün alayının bulunduğu meydana girilir. Vakit öğleden sonradır.
DEVE YAPIMI VE OYUNU:
Deve yapımı için gereken malzemeler:
KAFA:
- Orak
- Kahve rengi ya da siyah keçi postu
- Göz için iki tarafa kullanılacak yuvarlak arkası kulplu iki ayna
- Aynanın üstüne iki kulak için iki ağaç kaşık
- Devenin ağzında, orağın ucunda bir büyük iğde
- İki,üç adet çıngırak
GÖVDE:
- 1.Ufak hafif bir merdiven
- 2.Etrafı örtecek şekilde iki büyük çul, kilim
- 3.Devenin sırtına çatıp atmak için iki sedir yastığı
- 4.Arkasına telisten kuyruk 1,5 metre
DEVENİN İÇİNE:
1. İki erişkin adam. Öndeki kişi, işi bilen, deveyi oynatacak biri olacak. Arkadaki,onu izleyecek ileriyi göremediği için de oldukça dikkatli ve sabırlı biri.
DEVECİLER:
- 1.Kambur
- 2.Feto : Araboğlu
- 3.Kızlar (iki tane)
- 4.Tilki
- 5.Mıhdar (Muhtar)
- 6.Eşek
1. Kambur (Deveci): Sakallı.Arkalı önlü (Arkadaki fazla,öndeki az) kambur bir adam.Sırtına çizgili aba giyinecek.Beline sağlam,enli bir palaska,kemer (Kamburu tutacak). Palaskaya 2-3 çıngırak takacak.
- 2.Feto: Araboğlu,Ayağında çizme. Sırtında ona uygun bir kıyafet.Çizmeye uygun,haki pantolon. Kafasında siyah keçi postundan 40-50 cm. sivri bir külah.Çene altından bağlanır. Omuzunda kuru-sıkı mermisi olan bir tüfeği var.
- 3.Kızlar: Başlarında beyaz yapıh-yeşmak.Üzerlerine entari.Ayaklarına kadın naylon ayakkabı.Göğüslerinde iki yuvarlak çapıt ve ellerinde kaşık yada zilleri.
4. Tilki: Kıyafeti beyaz olur.Tepeden aşağı tüm vücudu örtecek şekildedir. Yüzüne un sürer. Kafasına iki kulaklı bir şapka giyer. Tilki deveyi ve yanındakileri korumakla görevlidir. Kıyafetin içinde, ucunda nodul (iğne) bulunan kısa bir sopa gizlidir. Gerektiğinde iğnesini batırır, kimse devenin yanına yaklaşamaz.
5. Muhtar : Ağzı laf edebilen,kelli-felli bir adam.
6. Eşek: Eşşek işte…Bildiğimiz “kara kaçan” yani “Devenin önünde giden” Sırtında bir heybe,heybenin içinde yakılacak kerpiç-keven, yemeklik bazı malzemeler var. Deveciler bir yere konaklar ateş yakıp yemek yaparlar.Bu oyunun bir parçasıdır.
Deve meydanda.. Davul vuruyor-zurna çalıyor..Deve bir o yana bir bu yana dolaşıyor. Kızlar oynuyor.
Çek deveci, halime v.b. türküler söylenerek 15-20 dakika bu fasıl devam eder.

Araboğlu: Feto takip ediyor