Tarihte İğrenç Olaylar

Alman yazar Max Kemmerich’in “Tarihte Garip Olaylar” adlı kitabından konu ile ilgili birkaç olay alalım:
“De Rebus Alsaticis” isimli bir fragmanda yazıldığına göre 1200 yıllarında papazların hemen hepsinin birer odalığı vardı. Papazları bu işe köylüler teşvik ederler, çünkü köylüler, papazların nefsaniyetten uzak kalamayacaklarını bilirler, herkesin karısına saldırmalarını önlemek üzere bu tedbiri ehven-i şer bulurlardı.”
*
“Nördlingen şehrinde 1472 yılında belediye meclisi papazların genelevlere gitmelerini yasak etmeye cesaret edemiyerek, sadece bütün gece orada kalmalarını menetmekle yetindi.”

[74] Doç. Dr. Şaban Kuzgun, 4 İncil, Sh. 230 ,1991-İst
*
“1526’da Nürnbeg’de lağvedilen bir kadın manastırındaki rahibelerin bir kısmı genelevlere dağıldılar. Halbuki bu manastır, kadınlar arasındaki ahlaksızlığı azaltmak, düşmüş kızları kurtarmak için kurulmuştu.”
*
“16. yüzyılda İsviçre’de her papazın bir odalığı vardı. Papazlar namuslu kadınların masum kalmaları için kanun tarafından buna mecbur ediliyordu.”
*
“16. yüzyıllarda Strazsburg’da bir gece bir kadın manastırına yıldırım düşüp de yangın çıkınca halk kapıları kırıp zorla içeri girmiş, çeşitli rezaletlerle karşılaşmışlardır. Bir çok rahibenin genç erkeklerle koyun koyuna oldukları görülmüştü.
O devirlerde manastırların hususi pencerelerine gayri meşru çocuklar bırakılır, bu çocuklar rahibeler tarafından büyütülürdü. Yangın hâdisesinde rahibelerin azgınlıklarına alet edilen gençlerin, bu büyütülmüş piçler oldukları anlaşıldı. Bu çocuklar erkeklik çağına gelince ihtiyar, gudubet ve leş kokulu rahibelerin kapatmaları olmuşlardı. Bu gibi manastırlarda ayrıca havuzlar bulunuyordu. Bu havuzların suları asla boşaltılmıyordu. Çünkü rahibeler doğurdukları zi
na mahsullerini bu sulara gömerek boğuyorlardı.”[75]
*
Şimdi durum nedir? Basında yer alan haberlerden bazılarını verelim:

[75] Max Kemmerich, Çeviren Behçet Necatiğil, Tarihte Garip Olaylar, sh: 86- 95, 77 Varlık Yayını, 1968, Ist.

Amsterdam
“Hollanda’da son iki yıl içerisinde yaklaşık 250 kişinin papazların tecavüzüne uğradığı açıklandı. Kiliselerarası İnisiyatif Grubu olarak adlandırılan bir kuruluş, kendilerine gelen şikayetler hakkında bilgi verirken, tecavüzlerin genelde kilise çatısı altında gerçekleştiğinin anlaşıldığını açıkladı.
Kurulun genel sekreteri, bu tür tecavüz olaylarının gerçekte daha fazla olduğunu, birçok kişinin korku veya utançtan bilgi vermekten kaçındığını söyledi.
Kiliselerarası İnisiyatif Grubu papazların tecavüzüne uğrayan kişilere psikolojik destek verildiğini açıkladı.
Hollanda’da son bir yıl içerisinde sadece 10 papazın tecavüz suçuyla yargılandığı, bazılarının hapis cezasına çarptırıldığı, bir kısmına ise görevden el çektirildiği belirtildi.” (17. 12. 1994, Türkiye Gazetesi)
*
“İspanya Yüksek Mahkemesi, 12 yaşındaki bir çocuğa cinsel tacizde bulunan rahibe göz kulak olamadığı için Madrid Başpiskoposluk Makamı’na verilen 30 bin avro para cezasını onayladı. Katolik kilisesinde çocuklara cinsel taciz olaylarında ilk kez mahkeme, Katolik kilisesini de sorumlu tutarak ceza verdi. 1999- 2001 yılları arasında 12 yaşındaki çocuğa bir çok kez cinsel tacizde bulunduğu belirlenen 74 yaşınaki rahip Rafeel S. N., 2 yıl hapis cezası alırken, rahibin çalıştığı kilisenin içinde tacizde bulunduğu belirtildi.” (Yenişafak, sayfa: 9, 12 Temmuz 2007)
*
“Kiliseye gelen erkeklerle sapık ilişki kuran papaz Bruce Ritter de, halkın şikayetleri üzerine görevden alındı. Benzer olaylar son yıllarda arttı.”
*
“65 yaşındaki David Holley, bir zamanlar, dini bütün(!) bir papazdı. Ebeveynlerin şikayeti üzerine 8 çocuğa tecavüz ettiği ortaya çıkınca, hem kiliseden atıldı, hemde 275 yıl hapse mahkum oldu.”
*
“Homoseksüel ilişkiler içinde bulunduğu belgelerle ortaya konulan Katolik papazlarından Joseph Benardin de kilisenin yüz karalarından.. Uzun yıllar sapıkça ilişkiler içinde bulunan papaz Bernardin tutuklanarak cezaevine götürüldü.”
(Türkiye, 12 Ağustos 1993) Gazete papazların resimlerini de verir.
Gazete konu ile ilgili şunları yazıyor: Hıristiyan din adamlarına güveni kalmayan halk, papazlara evlenme izninin verilmesini ve bu tür skandallara bir son verilmesini istiyorlar. Bir çok papazın ruhî bunalım geçirdiği bildiriliyor.

Kutsal Felaket
Papa 16. Benedikt ve diğer Vatikan yetkililerinin, 90’lı yıllarda Amerikalı bir rahibin 200 kadar sağır çocuğu taciz etmesi olayını örtbas ettiği iddiasıyla patlak veren skandal derinleşti.

Sadece 16. Benedikt değil, selefi 11. Jean Paul de, tacize göz yumma tartışmasına dahil oldu.

Bu, kilisenin modern zamanlarda karşı karşıya kaldığı en büyük skandal olarak nitelendirilmeye başlandı. Tartışma, 16. Benedikt’in 1980’lerde Münih Başpiskoposluğu yaptığı döneme kadar uzanırken, Parkinson hastası 11. Jean Paul’un ise görevde bulunduğu 2002 yılındaki taciz olaylarının mahiyetini tam olarak kavrayamadığı öne sürüldü. Katolik kilisesini sarsan iddialar yüzyılın felaketi olarak nitelendiriliyor. (Yenişafak, 28 Mart 2010)

Rahipler, Tecavüz Davasında 85 Milyon Dolar Ödeyecek
“Boston Başpiskoposluğu, rahipler tarafından taciz edildikler iddiasıyla dava açan 552 kişiye toplam 85 milyon dolar tazminat ödemeyi kabul etti.
Tacize uğradığını söyleyen kişilerin avukatları, kilise ile her kurbana uğradığı tacizin ağırlığına göre 80 bin ile 300 bin arasında tazminat ödenmesini öngören bir anlaşmaya vardıklarını açıkladı.
Ayrıca kilisenin, kurbanların psikolojik tedavileri için gereken masrafları da karşılamayı kabul ettiği bildirildi.
Ancak avukatlar anlaşmanın henüz kesinleşmediğini de belirttiler. Anlaşmanın kesinleşmesi için tacize uğradığı gerekçesiyle dava açanların yüzde 80’ den fazlasının anlaşmayı kabul etmesi gerekiyor. 2002’nin Ocak ayında patlak veren ve Boston Globe Gazetesi’nin ortaya çıkardığı skandal sonrası, 1940 ile 2000 yılları arasında binden fazla çocuğun 235’ten fazla rahibin tacizine uğradığı anlaşılmıştı. Açılan davalar sonrası en az 325 rahip ya görevden alınmış ya da istifa etmişti.” (Vatan Gazetesi, 11 Eylül 2008)
Kilisede Ahlâki Çöküntü
Son yıllarda kiliseler ve papazlarla ilgili haberler, dikkatleri kiliseler üzerine çekmeye ve “Ne oluyor?” sorusunun sorulmasına yol açtı. Belgelerle ortaya konulan “iğrenç yaşantı”, Hıristiyanları dinden ve kiliseden soğutmaya başladı. ABD’ de yayınlanan Newsweek ve Fransa’da yayınlanan VSD dergileri yayınladıkları haberler ve ortaya serdikleri belgelerle, kiliselerdeki kokuşmuşluğu gözler önüne serdiler. Dergilerin ortaya çıkardığı sonuç şuydu: “Sapık ilişkiler içindeki papazlar!…”
İğrenç yaşantılarının ortaya çıkarılması ve sık sık yayın organlarının hedefi haline gelmeleri Roma Katolik papazları arasında huzurluksuz doğuruyor. Hıristiyan Roma Katolik inancı “papazlar için evlen
me yasağı” koyduğu için, insanın yaratılışına aykırı bu yasak, papazlar arasında sapıklığı artırıyor.
2500 Sapık
1982 yılından bu yana 2500 Roma Katolik papazının çocuklarla cinsel ilişki kurdukları tesbit edildi. Kiliselere giden ailelerin şikâyetleri üzerine yapılan soruşturmalarda, papaz ve rahiplerin, kiliselere gelen çocukları kandırdıkları ve onlara tecavüz ettikleri ortaya çıkarıldı. Kendilerine tecavüz edilen çocuklardan bir kısmının da, konuşmaması için papazlar tarafından öldürülerek, kiliselerin bahçelerine gömüldükleri verilen haberler arasında.
Newsweek dergisi tarafından yayınlanan bir araştırmada; son yıllarda Roma Katolik papazları arasında sapık ilişki kuranların sayısının çığ gibi arttığı ve bu yüzden, halkın papazlara olan güvenlerinin sarsıldığı belirtiliyor.
Haberde bazı kilise çevrelerinin ve görüşlerine başvurulan halkın, “papazların bekâr değil, evli olmalarını istedikleri”, ayrıca “kadınlara da kilise kapılarının açılması” nı istedikleri bildirildi. Papazlar arasında sapıklığın hızlı bir tırmanış göstermesi ve halkın bunlara gösterdiği tepki konusunda bir araştırma yapan GALLUP, Katoliklerin yasak ilişki kurmada Protestanları geçtiği ve bu yolla daha fazla suç işledikleri sonucunu rakamlarla ortaya çıkardı.
Papazların Yüzde 30’u Homoseksüel
Sapık papazların iğrenç yaşantıları, Newsweek dergisinin yanı sıra Fransız dergilerine de konu oldu. Fransa’da yayınlanan VSD dergisi geçtiğimiz haftalarda, “Kiliseden Kovulanlar” adlı kitabın üç yazarı Jacguues Michaud, Jacgues Perotti ve John J. Meneil isimli papazların anlattıklarına geniş yer verdi. Her üç papaz da, “Vatikan’ın bir günâh yuvası” olduğunu, “Papaz ve rahiplerin yüzde 30’unun sapık ilişkiler” içinde bulunduğunu ifade ettiler.
Kendilerinin de “homoseksüel” ilişki sebebiyle kiliseden atıldıklarını anlatan papazlar, kiliselerin öteki yüzünü şöyle ortaya koydular:
“Bugün kiliseler, birer dini merkez değil, cinsi sapık papazlar için ideal birer yurt özelliği taşımaktadır. Homoseksüel ilişkiler yüzünden bir çok papaz AIDS’in pencesinde kıvranmakta, birçoğu da hastalığını gizleyebilmek için çaba harcamaktadır. Yaşanan gerçekler, papazların ruhî bunalım geçirmesine yol açmaktadır. Bir çok arkadaşımız, psikiyatri tedavisi görmektedir.”

Kiliseden kovulan 47 yaşındaki papaz Jacgues Michaud, 1963 yılından beri cinsi sapık olduğunu ve görev yaptığı kasabada, yine kendisi gibi sapık olan bir doktorla beraber yaşadığının görülmesi üzerine kiliseden atıldığını belitilerek, bugün Fransa’nın birçok köy, kasaba ve şehrindeki papazların “homoseksüel” ilişkiler içinde bulunduğunu söyledi.
Öte yandan, bu yılın Ocak ayında yayınladığı kitapla, bütün şimşekleri üzerine çeken John J. Meneil ve Jacgues Perotti, kitaplarının önsözünde şunları yazıyor:
“Vatikan’dakiler dahil, papazların yüzde 30’u homoseksüeldir… Eğer istenirse, hepsinin isimlerini tek tek sayabiliriz.” (Türkiye Gazetesi, 12. 8. 1993)

Rahip de Senin ve Benim gibi Bir İnsandır
Helmut Hetzel, Doorn
Kilise âyinlerinin yeniden belirlenmesi ve rahiplik makamının reformasyonu; bütün dünyadan gelen yaklaşık 200 evli rahibin bu hafta sonuna kadar Hollanda’nın küçük bir şehri olan Doorn’da devam edecek olan kongrede tartışılan işte bu genel tezdir.
Evlendikleri günden itibaren görevden men edilen rahiplerin hepsi Roma’dan “ruhanilerin evlenmeme” kuralının, bir müessese olarak gerek kilise için ve gerekse bu duruma maruz kalanlar için “gerçek bir trajedi” olduğu için, ortadan kaldırılmasını istiyorlar.
Evli Alman Katolik Rahipler Derneği’nin başkanı olan Klaus Thoma; DIE WELT gazetesi ile yaptığı mülakatta; ilk defa 1139 yılında Laheran Sarayı’ndaki ruhaniler meclisinde açıkça formulize edilen ve evliliği yüceliğe bir engel hükmünün aslında bir hayal ürünü olduğunu belirtti.
Bundan 18 sene önce evlenen Klaus Thoma ayrıca şunları söyledi: “Bizler verilen Katolik eğitimle buna uygun olarak şartlandırıldık. Bizler, bir erkekle bir kadın arasındaki bağın ne anlama gelebileceğini bilemiyorduk.”
Bunun yanında Klaus Thoma ve rahip arkadaşları (ki bunlar arasında Arjantinli eski Piskopos J. Podesta (70) ve eşi Clelia da var) Ruhanilerin evlenmeme hükmünü sadece cinsel düşüncelerden dolayı da istemiyorlar. Onlar kilise içinde rahiplik makamının fonksiyon ve konumunun tümden yeniden tanımlanmasını ve kiliseyi bir “din toplumu” olarak demokratlaştırmayı istemektedirler.
Thoma, “Rahip de, bütün zaaflarıyla birlikte senin ve benim gibi bir insandır” tesbitini yapmaktadır.
Evli Rahipler Uluslararası Federasyonu (FICPM) Başkanı Belçikalı Bert Peetres, “ruhanilerin evlenememe hükmünün muhafaza edilmesi yüzünden son 20 yılda dünya çapında evli olan yaklaşık 100 bin rahibin görevini bırakmak zorunda kalmaları, Katolik kilisesi için “utanç verici” bir durumdur. Bu yüzden birçok bölgelerde rahipsiz bir devir yaşanıyor” tesbitinde bulundu.
Papa 11. Jean Paul’ün bundan kısa bir süre önce yine “Bu hükmün Tanrı’ya karşı tam bir sevgiyi ifade etmesi sebebiyle” bununla oynanamayacağını vurgulamasına rağmen, evli olan rahipler yine de Katolik kilisesindeki otoriterlerin bir gün fikirlerini değiştireceklerinden ve bu hükümden vazgeçeceklerinden emindirler.” (2. 8. 1990 Cumhuriyet Gazetesi

Scroll to Top