Markos İncili’nin (16/9-20) bölümünün İncile sonradan eklendiği ileri sürülür. Bu bölümün Markos İncili’nin en eski iki el yazması dördüncü asırdan kalan nüshasında bulunmadığı bildirilir.
Uzun bir zaman sonra Matta, Luka ve Yuhanna’nın benzeri kitapları yaygınlaşınca, diğer İncillerin yazarlarının eserlerinin sağından solundan bir takım unsurlar alınıp bir araya getirilmek suretiyle Markos’a yaraşır bir bitiş paragraf düzenlendi.
Markos’un değişik kaynaklardan toplanarak meydana getirilen bu paragrafındakilerin (16/9-20) nereden alındıklarının tesbiti basit bir iştir.
İkinci asrın eşiğine gelinceye kadar, İncil türü edebiyatının oluşumunda nasıl bir serbestlikle hareket edildiğine dair böylece daha somut bir fikir edinebilir.[98]
[98] Maurice Bucaille, sh: 110, 115, 116, İzhârulhak: 93
Günâhları Bağışlama
Yuhanna İncili (20/21- 23)’de şöyle yazılıdır: “İsa yine onlara dedi: Size selamet! Baba beni gönerdiği gibi, ben de sizi gönderiyorum. Bunu dediği zaman, onlara üfürdü ve ‘Ruhu’l-Kudüsü alın’ dedi. Kimlerin günâhlarını bağışlarsanız, onlara bağışlanmış olur ve kimlerinkini alıkorsanız, alıkonmuş olur.”
Luka İncili 24/47)’de şöyle yazılıdır: “Ve Yeruşalim’den başlıyarak bütün milletlere günâhların bağışlanması için onun isminde tövbe ilan edilecektir.”
Matta ve Markos İncilleri’nde günâhların bağışlanması yetkisini İsa’nın şakirtlerine vermesine dair bir işaret yoktur.
Yuhanna İncili’ne göre, İsa’nın şakirtlerine verdiği günâhları affetme yetkisi, papaz ve rahiplere nasıl verildi?
“Hıristiyan Dininin Esasları” adlı kitapta şöyle açıklanır: “Paskalya sabahı İsa dirildi. Aynı günün akşamı Havarilerine gözükerek, onlara günâh affedilmesi için yetki verdi.
Daha sonra Havariler bu yetkilerini Episkopuslar’a verdiler. Şimdi Episkopuslar da bu yetkilerini rahiblere veriyorlar. Bu nedenle bir rahib günâhlarımızı çıkartabilir. İsa rahib aracılığı ile günâhlarımızı bağışlar.
Rahib kutsal itiraf sırrında işittiği hiçbir şeyi ölümüne dek başkalarına söylemez. Bu itiraf da sırdır.
Kutsal itiraf sırrını, İsa şu sözlerle kurmuştur: ‘Aziz ruhu alın. Kimin günâhlarını bağışlarsanız, ona bağışlanmış olur. Ve kimi alıkorsanız, ona alıkonmuş olursunuz.”[99]
Rahibin önüne diz çöken Hıristiyan, günâhı nasıl işlediğini, kiminle işlediğini ayrıntılarına kadar açıklar. Rahib, günâhın ne olduğunu anladıktan sonra: “Yüce Allah, sana merhamet etsin. O, oğlunun ölümü ve dirilişi ile insanlara ilâhî barışı sağladı. Günâhların affını
[99] Hıristiyan Dininin Esasları, sh: 197
gerçekleştirmek için Kutsal ruhu gönderdi. Yüce Allah, kilise aracılığıyla, sana af ve huzur bağışlasın. Şimdi ben, Peder, Oğul ve Kutsal ruhun adına bütün günâhlarını affediyorum” der. Günâhkâr Hıristiyanın bütün günâhlarını affeder. Kilise günâh itirafını sır kabul etmiştir. Ama bir kısım papaz ve rahibeler bu sırrı şehevî ve dünyevî arzuları yönünde kullanmışlardır. Sırrı kötüye kullanma hikâyelere ve romanlara konu olmuştur.[100]
Peygamberler bile bu hakka sahip değildir. Havarileri, papaları, kardinalleri, episkopusları, papazları ve rahibleri affetme yetkisine sahip kabul etmek, Allah’ın günâhları affetme hakkına ortak kabul etmektir.
Böyle bir inanca sahip olmak şirktir. Allah, Kur’ân-ı Kerim’de şöyle buyurur: “Allah’tan başka günâhları kim affeder?” (Al- i İmran: 3/135) “Şüphesiz Allah bütün günâhları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Zümer. 39/53)
Peygamber (sav) de kızı Fatıma’ya şöyle buyurur: “Ey Muhammed’in kızı Fatıma! Malımdan ne dilersen iste, (veririm. Fakat) Allah’ın azabından bir parçasını bile senden def edemem.”[101]
Günâhları affetme hakkı yalnız Allah’ındır.
Günâhları yalnız Allah affeder…
Günâhların Affedilmesinin Safhaları
Papaların, papaz ve rahiblerin günâhları affetmesi tarih boyunca değişiklik göstermiştir. Bu değişikliği şöyle sıralayabiliriz:
1- Önceleri ölürken günâhını itiraf eden Hıristiyanların günâhlarını papaz affediyordu.
2- Sonra kilisede günâh çıkarma odası oluşturuldu.
[100] Hıristiyan Dininin Esasları, sh: 202 [101] Kâmil Miras, Sahih- i Buharı Muhtarı Tecrid-i Sarih Tercemesi, 8/219, Diyanet Yayını, 1970, Ank., Ahmed Davudoğlu, Müslim, 2/235, Sönmez Yayını, 1974, İst.
Bu odada papazın huzurunda günâhını itiraf eden Hıristiyanların günâhlarını papaz affetmeye başladı.
3- Daha sonra para karşılığı günâhları affetme yolu açıldı. Hatta cennete girmeyi garantilemek için belge bile verildi.
Para karşılığı günâhları af, kilisenin, papaz ve rahiplerin bir kazanç kapısı oldu. Parayı bastıran bütün günâhlarından kurtuluyor ve cennete girmeyi de garanti altına alıyordu. Yeni günâh işlemek için de sınır tanımıyorlardı.[102]
4- Bundan önceki papa zamanında günâhları toptan affetme başladı
5- Papa Vatikan meydanında toplananlara konuşuyor. Konuşmanın sonunda meydanda toplananlarının günâhlarını affediyordu. Bunun için insanlar papa pencereden göründüğü zaman Vatikan meydanına koşuyorlardı.
Hıristiyanlar, Vatikan meydanında bulunmakla papazın karşısına geçip itiraf etmeden günâhlarından kurtulduklarına inanıyorlar.
5- Şimdiki Papa 16. Benedik günâhları affetme işinde yeni bir çığır açtı. Papa bir yere gittiği zaman onu karşılayanların günâhlarının af edileceği bildirildi.
Papa Almanya’ya gittiği zaman, gazeteler papayı karşılayanların günâhların affedileceğini yazdılar. Günâhlarından kurtulmak isteyen milyonlarca Alman Papa’yı karşılamaya koştu. [103]
Günâh Çıkarmanın Zararları
Günâh çıkarmanın faydası var mıdır? “Günâh çıkardım, günâhımdan kurtuldum” diye sevinç narası atan Hıristiyanlar vardır.
Vaktı ile bir hocamız; “günâh çıkarmak bir Hıristiyan için büyük bir hadisedir.
[102] Muhammed Ebu Zehra, Hıristiyan Üzerine Konferanslar, sh: 283
[103] Yenişafak Gazetesi, 22 Ağustos2005 Pazartesi, sayfa: 11
Günâh çıkaran bütün günâhlarından kurtulduğuna inanıyor, yeni günâhlara günâhsız olarak başlıyor” demişti. Zannederim bunun içindir ki Katolik kilisesi senede en az bir defa günâh çıkarılmasını istiyor.
Günâh çıkarma işi, ölüm öncesinde ise, öteki dünyaya günâhsız gitme bahtıyarlığına eriyor, etrafı da günâhsız gitti diye sevinç duyuyor. Hıristiyanlık dönemi dışında Hz. Âdem’den, Peygamber (sav) zamanına kadar hiç bir peygamber döneminde günâhları insanlar da affeder inancı olmamıştır.
Hıristiyanlıkta günâhı affetme işi, Yuhanna İncili yazarının bir buluşudur. Bu buluş, diğer İncillerde yoktur. Bu konuda İnciller arasında çelişki vardır.
Günâh çıkarma işinin zararları ise pek çoktur. Günâh çıkarma işi;
Günâh çıkaran insanları küçük düşürmektedir.
Papaz ve rahiblerin İnsanlar üzerinde baskı kurmalarına ve yapılan günâh itiraflarını suistimal etmelerine sebep olabilmektedir.
Günâh çıkarma odaları zaman zaman günâh işleme odalarına dönüşmüştür.
Günâh çıkarma işlemi günâh işlemeyi teşvik etmektedir.
Günâh çıkarma işlemi papaz ve rahiblerin egosunu yükseltmektedir.
Günâh çıkarma işi insanın insana tahakkûmudur.
Günâh çıkarma işi insan haklarına aykırıdır.
Günâh çıkarması işi insan onurunu zedeleyicidir.
Papazı razı ettikçe ve onu günâh silme makinesi gibi kullandıkça, kötülükler, zulümler ve sömürüler daha da artmaktadır.
Günâh çıkarma işi Allah’ın günâhları affetme hakkına ortak olmaktır, şirktir.
Günâhları affetme yetkisinin papazlara verilmesi kulluk ve uluhiyet duygusunu zedelemektedir.[104]
Vaftiz Aslî Günâhı Silip Süpürüyormuş
Roma’ya bağlı Katolik papazı iken Müslüman olan merhum Abdulahad Davud’un vaftiz ve papazların günâhları affetme konusundaki yazdıklarından bazı paragrafları alıyoruz: “Kâhinler (papazlar) günâha önem verdikçe mağfiret usullerini de artırmışlardır. Hz. Âdem’den miras kaldığını söyledikleri “aslî günâh” ın kalkmasını ancak vaftiz temin edermiş.
Bütün ömründe bile abdest ve gusül almaya lüzum görmeyen bir papaz günâhların lekesini silmeye, temizlemeye, öyle sihirli bir kudrete maliktir ki, yüz dirhem vaftiz suyu ile yüzbin piç ve cüzzamlının aslî günâhını siler atarlar.
*
Vaftizden sonra işlenen günâhların mağfireti de bir çok usullere, merasime tabidir. Bu cümleden olmak üzere rahibe cürüm itirafında bulunmak farzdır. Rahib: “Ego absolvo te… Ben seni bütün günâhlardan affettim” demeyince, Protestanlar müstesnâ olarak hiçbir haçperest affolunmaz.
*
Papa hazretleri, yeryüzündeki Hıristiyanların değil, belki ölmüş olan Hıristiyanların günâhlarını da kâhinlik iradesi ile siler temizler. Bu kadar da değil dinsiz, imânsız saydıkları Ortodoks ve Protestanlar’ın rûhânî reislerinin dahî a’raf “Purgatorium” ateşinden çıkmalarını da men eder.
İşte yerkürede geniş bir yetkiye sahip böyle emsalsız bir zatın mağfiret bahşeden iradelerine karşı hangi Hıristiyanın bir diyebileceği olabilir?
*
[104] Doçent Dr. Suat Yıldırım, Mevcut Kaynaklarına Göre Hıristiyanlık: 148
Papa hazretleri görmediği, tanımadığı, ölü ve diri Hıristiyanlara dünyada ve ahirette umumi bir aftan ibaret “Indulgentia” (endüljans) fermânını tebliğ ediyor.
*
Af erdemlikleri, Mesih’in etini ve kanını bol bol yiyip içen deniz gibi engin imânlı Mü’minlerin (Hıristiyanların) üzerine seller gibi akar. Bu rûhânî âyin sırasında kâhin (papaz) ve korodakiler, “Agnus Dei, qui tollis peccata mundi miserere nobis= Ey Allah’ın kuzusu! Sen ki, cihanın masiyetlerini (günâhlarını) af ve ref ediyorsun, bize merhamet eyle” diye üç kere dua ederler.
*
Şu kuzu kim? İlâhî arştaki kurban edilmiş kuzu mu? Papaz ile ibadet edenlerin ağızlarında çiğnemekte bulundukları ekmek parçalarının içinde gizlenmiş bulunan kuzu mu? Yoksa Vahiy kitabının tasvir ettiği hiddetle dolu kuzu mudur?
*
Kiliseler Mesih İsa’yı hem kurban edilmiş kuzu,
Hem şefaatçi kâhin,
Hem Allah’ın oğlu,
Hem Allah (hâşâ),
Hem Allah’ın kelimesi,
Hem papazların takdis ettikleri ekmek parçaları ile şarap içindeki “Yüce kurban”
Hem de çoban yapıyorlar.
Hiç böyle gülünç yorum işittiniz mi?
*
Sürünün çobanı bir kuzu olursa hırsızların ve kurtların sevincini kim ölçebilir?”[105]
[105] İncil ve Salîb, sh: 217- 219
1- Kuzularımı Otlat
Yuhanna (21/15, 16, 17)’de İsa Simun Petrus’a üç defa: “Kuzularımı otlat, koyunlarımı güt, koyunlarımı otlat.” der. Hıristiyanlığı kabul edenlere kuzu, koyun denir. Hıristiyanlığı kabul etmeyenlere de keçi denir.
Koyun, ayrıca uysal, söz dinleyen insanlara da denir. İnatçı, söz dinlemeyen, itiraz eden, durmadan soru soranlara da keçi denir.
Yahova Şahitleri idarecileri, kapı kapı dolaşan misyonerlerine, “inatçı, soru soranlarla karşılarşırsanız, hemen keçileri terk edin, koyunları bulmaya çalışın” öğüdünde bulunurlar.
İsa Hıristiyanları Simun Petrus’a emanet ediyor. Petrus, İsa’nın birinci öğrencisidir. Ama, onun “Ey imânsız ve sapık nesil” “İmânınız az” sözlerine muhatap olanlardan biridir. İsa, Petrus’un yüzüne, “Çekil arkama şeytan” der. İsa, Hıristiyan kuzuları ve koyunları şeytan dediği Petrus’a teslim eder.[106]
Kur’ân-ı Kerim’de İsa’ya ilk inanan insanlar imân ehli insanlardır. İsa aleyhisselâm’ın onlara çirkin söz söylemesi de söz konusu değildir. Peygamberler düşmanlarına bile çirkin söz söylemez. İnciller de yer alan çirkin sözler, yazarların yazdığı sözlerdir. İsa Peygambere de birer iftiradır.
Kuzu, koyun hikâyesi diğer İncillerde bulunmaz. Neden bulunmaz.? Bu o kadar önemli bir şeydir ki, İsa yerine Simun Petrus’u bırakıyor. Yuhanna İncili, diğer İnciller’den çok farklı şeyler yazmışdır. Hıristiyan kuzu ve koyunları Petrus’a teslim etmesi de bu farklardan biridir. Sadece Yuhanna İncili’nde bulunması diğer İnciller’de bulunmaması, İnciller’in ilham eseri olmadığının delilidir.
Yuhanna İncili yazmıştır. Diğer İnciller daha önce oldukları Yuhanna İncili’nden bir şey alamamışlardır. Çünkü yeniler eskilerden bir
[106] Bakınız: Matta: 17/17, 16/23, Markos: 9/19, 8/33, Luka: 9/41
şeyler öğrenirler, alırlar. Fakat eskiler yenilerden bir şey öğrenemezler ve alamazlar. Çünkü zaman onları tüketmiştir.
1- Barış mı Getirdi, Kılıç mı?
Matta İncili 5/9: “Ne mutlu sulh edicilere; çünkü onlar Allah oğulları çağırılacaklar.”
Matta İncili 10/34: “Yer yüzüne selamet getirmeye geldim sanmayın; ben selamet değil, fakat kılıç getirmeye geldim.”
Aynı kitapta iki aykırı hal, hangisi doğru?
İsa Hükmedecek mi, Hükmetmeyecek mi?
Yuhanna İncili 9/39: “İsa da dedi: Görmeyenler görsünler ve görenler kör olsunlar diye bu dünyaya hüküm için geldim.”
Yuhanna İncili 12/47: “Ve bir adam sözlerimi işitip tutmazsa ona ben hükmetmem, çünkü dünyaya hükmetmeye gelmedim. Ancak dünyayı kurtarmaya geldim.”
Aynı kitapta iki hal, hangisi doğru?
Elini, Ayağını Kes, Gözünü Çıkar
Markos İncili: 9/43, 45, 47: “Eğer elin sürçmene sebep olursa, onu kes; senin için hayata çolak olarak girmek iki elin olarak cehenneme, sönmez ateşe, atılmaktan iyidir.
Eğer ayağın sürçmene sebep oluyorsa, onu kes; senin için topal olarak hayata girmek iki ayağın olarak cehenneme atılmaktan iyidir.
Eğer gözün sürçmene sebep oluyorsa, onu çıkar; senin için bir gözün olarak Allah’ın melekûtuna girmek, iki gözün olarak cehenneme atılmaktan iyidir.”
Matta İncili: 18/8, 9: “Elin veya ayağın sürçmene sebep oluyorsa, onu kes ve kendinden at; sana çolak veya topal olarak hayata girmek, iki el veya iki ayağın olarak ebedi ateşe atılmaktan iyidir. Gözün sürçmene sebep oluyorsa, onu çıkar, kendinden at; sana hayata tek gözlü girmek, iki gözün olarak cehennem ateşine atılmaktan iyidir.”
Luka İncili: 17/2: “Bu küçüklerden birini sürçtürmekten ise, boynuna bir değirmen taşı takılıp denize atılması kendisi için kârlı olur.”
Sürçmek: Yanılmak, hata etmek, günâha girmektir.
Hata yapan, günâha giren insan tevbe eder, hatasından, günâhından Allah’ın tevbesini kabul etmesi ile kurtulur. Topluma, fertlere karşı bir suç işlediği zaman adâlet cezasını verir. İnciller arasındaki çelişkiler şöyledir:
1- Markos ve Matta İncilleri’nde ifade tarzı farklıdır.
2- Luka İncili’nde, Markos ve Matta İncilleri’ndeki el, ayak ve göz sürçmesi yoktur. Başka bir sürçtürme vardır.
3- Yuhanna İncili’nde konu ile ilgili bir şey yoktur. İnciller arasında çelişki ve tezatlar vardır.
4- Bu ifadelerde uygulanması mümkün olmayan bir şiddet vardır.
5- İncillerde bu nevi aşırı, uygulanması mümkün olmayan eylemler pek çoktur.
Edebe Aykırı, Irkçılığı, Şiddeti Telkin Eden Sözler
“Ey iki yüzlü! Önce kendi gözünden merteği çıkar, o vakit çöpü kardeşinin gözünden çıkarmak için iyi görürsün.” (Matta: 7/5)
“Ey iki yüzlü” seslenişi nasıl bir sesleniştir.
“İşte sizi kurtların arasına koyunlar gibi gönderiyorum. İmdi yılanlar gibi akıllı ve güvercinler gibi saf olun.” (Matta: 10/16)
Kendisine inanmayanları kurt olarak aşağılıyor.
“Ey imânsız ve sapık nesil ne vakte kadar sizinle beraber olacağım.” (Matta 17/17)
İncillerin İsa’sı bu sözleri öğrencilerine söylüyor.
Ne derece doğru? Gerçekten şakirtler imânsız ve sapık mıdır? Zannetmiyoruz.
Hiçbir peygamberin ağzı bozuk olmaz. Ağzı bozuk olanlar yazarlardır. İncillerin İsa’sını istedikleri gibi konuşturuyorlar
“Siz ey budalalar ve körler! Hangisi daha büyüktür? Altın mı, yoksa altını mukaddes kılan mabet mi?”(Matta: 23/17)
“Ey engerekler nesli, siz kötü olduğunuz halde nasıl iyi şeyler söyleyebilirsiniz.” (Matta: 12/34)
“Ey kör kılavuzlar, siz küçük sineği süzerek ayırırsınız, fakat deveyi yutarsınız.” (Matta: 23/24)
“Siz ey yılanlar, siz ey engerek nesli, cehennem hukmünden nasıl kaçacaksınız?” (Matta: 23/33)
“Sen, ey kör Ferisi, önce bardağın ve çanağın içini temizle ki, dışı da temiz olsun.” (Matta: 23/26) “Gidin, o tilkiye söyleyin: İşte, ben bu gün ve yarın cinleri çıkarıyorum..” (Luka: 13/32) İncillerin İsa’sına söylettirilen sözlerden örnekler vermeye çalıştım. Bu gibi sözler İncillerde pek çoktur. Bu sözler, külhanbeyi ağzı ile söylenmiş sözlerdir. Bizim inandığımız peygamber İsa aleyhisselâm’ın söyleyebileceği sözler değildir. Peygamberler edebin, terbiyenin, güzel ve faydalı konuşmaların da örnekleri ve önderleridir.