Kültürümüz’e (Devam) ÇEK DEVECİ

ÇEK DEVECİ

Çek deveci develerin sulansın, sulansın amman;yar yar amman

Sulansın da dağı taşı dolansın ammam amman develi

Sordum aslın nereli çok sallama göbeği düşürürsün bebeği

Bebek de değdi yaşına şapka da ister başına

Hop taraleylim taraleylim, Hop taraleylim taraleylim

Çek deveci develerin engine, engine amman; yar yar amman

Şimdi rağbet güzel inen zengine ammam amman develi

Sordum aslın nereli çok sallama göbeği düşürürsün bebeği

Bebek de değdi yaşına şapka da ister başına

Hop taraleylim taraleylim, Hop taraleylim taraleylim.

Çek deveci develerin yokuşa,yokuşa amman; yar yar amman

Gül memeler bir birine tokuşa, tokuşa ammam amman develi

Kendi de hisran dereli, çok sallama göbeği düşürürsün bebeği

Bebek de değdi yaşına şapka da ister başına

Hop taraleylim taraleylim, Hop taraleylim taraleylim.

(Resim: 319) Araboğlu, yuları devenin boynuna atmış devenin yanında  arz-ı endam ediyor

Kanbur gelir ve güzüne kestirdiği birine  yüksek sesle,

– Kambur, Selamün aleykum mıhdaaar der. Mıhdar  karşılık verir,

– Mıddar, Aleykum selam.

-K. Bu ne gürültü mıhdar, ne oluyor?

-M. Ya ne gürültüsü, ne var yahu ? Ne gürültüsü olacak ? karnının gürültüsü,işine bak sen..

Kambur deveyi oynatmaya devam ederken hariçten iki kişi iki kızı kaçırır, gizlenirler.

Feto Mıhdar a’ gelir ve

– F. Kızlar nereye gitti mıhdar? şu kızlarımı  bul der.

– M. Kolay hele kızların bulunur, sen şurada ayazda kalmış it gibi bir gıvrıl bakalım.

– F. Orta yere -ııg, ııg- (sinleyerek) gıvrılır yatar.

– M. Olmadı.der Mıhdar ve devam eder.

– M. Şöyle bir anırarak (ya da uluyarak) 5-10 m. Git gel der.

– F.  A i,a i diyerek gider gelir.

– M. Şimdi oldu der ve Kızlerın felan yerde der yerlerini gösterir.

– F. Heeey kim kızlarımı kaçırdı ? çıksın meydana diye naralar atarak bir-iki el ateş eder. Kızları da, kaçıranları da yakalar getirir.

Feto: Vur davulcu, çalınsın sazlar,oynasın kızlar der.Kızlar’a haydi dönün kızlar der. Deve oyunu yeniden başlar.

Etraftaki kalabalık (Seğmenler) deve’ye eziyet etmek isterler. Kuyruğunu çekerler, üzerinden yastığını almak ister,iterler. İşte bu esnada devreye tilki girer ve elindeki iğneli sopayı kullanarak deveye yaklaşan kişinin yanına hissettirmeden sokulur, iğnesini batırır ve çığlık attırır. Bu yüzden kolay kolay kimse deveye yaklaşamaz.

Deve bir süre oynadıktan sonra bir kenar’a ıkar. İçindekiler çıkar, dinlenir.

Bu esnada deveci heybeyi indirir, ateşi yakar kazanı üzerine kor yemek hazırlamaktadır.Yenilir içilir (guya) dinlenilir

Kişiler devenin içine yeniden girer, deve ayağa kalkar kına alınmaya gidilir.

Kına alma, İkinci gün akşam üzeri olmuştur.Yine davul yanık yanık çalmaktadır. İnsanları oraya çağırmakta, adeta; güm güm; tez tez gelin demektedir.Toplanır erkekler ve kadınler çok geçmeden düğün evinde. Hazırlıklar yapılır,kız evine kına almaya gidilir. Bu esnada davul-Zurna eşliğinde şu türkü koro hainde söylenerek varılır,

Bazan da “Gesi bağları” söylenilir.                                                 

Bir süre de kızın kapısında kalınır. Halay çekilir, süksün oynanır. Çalınır, söylenir. Zurna dertli dertli inler, davul da ona katılır.Evdeki hazırlıklar tamamlanmıştır.

Üç sini üzerine çerez,fıstık,kızıl üzüm,leblebi,akide şekeri, kete ve elmalar konulur. Karılan kına bir kabın içerisine konulur, üzerine de  akşam yakılmak üzere mumlar dikilir. Kab da sinideki nevalenin içine oturtulur. İki üç tane de mendil konur. Üç siniyi üç genç kafasının üzerine alır . Oğlan evinden gelen damadın arkadaşlarından biri orada hazırdır. Duası yapılır ve oradan ayrılınır. Oğlan evine götürülür, akşam alınmak üzere emin birine teslim edilir.        

Kına Gecesi-kına yakma,

Akşamdan sonra harmana yeniden çıkılır.Harmanda büyük bir ateş yakılarak etraf aydınlatılır. Ateşin etrafında yine halay çekilir, süksün oynanır, Gündüzden daha da kalabalıktır.Epeyce eğlenildikten sonra düğüm odasına dönülür.

Artık kına gecesine gelinmiştir.Tüm köylüler düğün odasına toplanmışlar.Büyük küçük herkes oradadır. Kına yakma merasimi başlar.Şöyle ki;

Ortaya bir halı veya kilim serilir,üzerine bir iskembi konulur ve sini ile kına getirilip onun üzerine konulur. Damat ve sağdıç olacak kişi oraya çağırılır.Diz çökerek otururlar.kınayı yakmak üzere, Köyün imamı yada ehil olan bir kişi hazır bulunur. Kına tekbirlerle; önce damadın  sonra da sağdıcın eline yakılır.çerezleri ceplerine konulur. Dua edildikten sonra damat ve sağdıç bir kenara çekilir beklerler.

Odadakilerden biri,

–   Ne diyorsunuz ağalar bunlara müsaade edelim mi?

–   Acelesine noldu, çift sürmeye mi gidecekler sanki. Bir başkası,

–   Bırakın gitsinler. Beklesinler… Nihayet İzin verilir…

Büyük odanın merdivenlerinden inerken patırtı başlar…kaçıp kurtulurlar.

Düğün odasında kına dağıtılır,yenilir, eğlenilir,oyun çıkarılır,sıra türküsü söylenilir. Sırası Gelen herkes,  az yada çok mutlaka bir türkü söylemek zorundadır. Söylemeyene ise  hafif bir ceza verilir. Ayağa kaldırılır “yönüm ne yanna” diye yüksek sesle bağırtılır. Ve muzibin biri cevap verir “Ananın….. doğru der.

Türkülerin başı; olmazsa olmazı;

“Ağ gelin” dir. Mutlaka söylenecek, huşu ile ve kemal-i dikkatle dinlenecektir…

Şöööyle bir konsantre olduktan sonra  atar elini kulağına da başlar:

AĞ GELİN
Ağ gelin dee indim’ola yaylaadaan, yaylaadaann,
Aman kaşın değil de gözün beni ağlaadaann,
Ağ geeliin sürmeeliim.Sen bilin,
Bu güzellik te sana kadiir Mevlaadaann, Mevlaadaan,
Alırım ahdimi da koymam ağ geeliin, sürmeeliim, sen biiliin.

Bir taş attım da garlı dağın ardına.Ardına,
Vardı düştü de ağ gelinin yurduna.
Yana yana da kul olurum derdine,derdine,
Kuşlar bile uçar gider yurduna,yurduna,
Yurdun yuvan da harab olsun ağ gelin,sürmelim.

Aman ağ gelin de oturmuş milinen oynar.Vay oynar,
Yarini koymuş da ilinen oynar
Ağ geeliin sürmeeliim.Sen bilin,
Aman yarini yitirmiş de ilinen oynar
Alırım ahdimi da koymam ağ geeliin, sürmeeliim, sen biiliin.

Ağ gelin de oturmuş taşın üstüne,üstüne.
Taramış zülfünü de kaşın üstüne,
Ağ gelin,sürmelim.Sen bilin.
Ayda bir selam göndersen başım üstüne, üstüne.
Alırım ahdimi da koymam ağ geeliin, sürmeeliim, muhannet.

Aman bir taş attım da comburdasın gölünüz,gölünüz.
Benim gönlüm de divaneniz deliniz,
Ağ gelin,sürmelim.Sen bilin.
Aman ben gidiyom da viran olsun iliniz,iliniz.
Alırım ahdimi da koymam ağ geeliin, sürmeeliim, muhannet.

Aman yüce dağ başında da yayılır yılan, vay yılan.
Aman avcısı gitmiş te hanesi viran.
Ağ gelin sürmelim,muhannet.
Varmıki dünyada dengini bulan vay bulan,
Kendin gelin de yürüyüşün kız gibi,ağ geeliin sürmelim.

Aynı şekilde kız evinde de kına yakılır…

Bir önceki  gece yüzükte yenilen taraf adeta sabırsızlanmaktadır. Önceki gecenin rövanşı alınacak yaptıkları oyunlar fazlasıyla iade olunacaktır.

Oyun bu kimin ütüp,ütüleceği (Yenip-yenileceği) de belli olmaz tabii.Eğlenceler gece boyu sürer gider.

Seher davulu, Daha önce gelemeyen misafirler,o gece mutlaka gelecekler ve seher vakti kız anasının yüreğini hoplatan seher davulunu çaldıracaklardır. Seher vakti Mehmet onbaşının harmanda toplanılır, şehirden misafirler gelir, bumlar düğünlerin kadim misafirleridir. Necmağa, (Solmaz), Mahmutağa,(Şekerci) Ali ağa (Deli ali) Ceddinin Cemal ağa,Kayserili deli Ahmet ağa v.b.davetliler. Toplanırlar “hadi gelini bir köprüden geçirelim” derler. Davul vurur,zurna yanık yanık çalar, evlerine yatmaya giden deli kanlılardan (nazlarının  geçtiği kişiler) davul-zurna ile mutlaka yataklarından kaldırılır getirilir ve halay başlar

KÖPRÜDEN GEÇTİ GELİN

Kööprüüden geçti gelin,köprüden geçti gelin

Saaç baağıın düştü gelin diley ley.

Eğil bir yol öpeyim,eğil bir yol öpeyim

Gençliğim geçti gelin diley ley

Diley diley diley, diley ley, yar hayda

Haldan bilmez ne fayda,söz anlamaz ne çare.

Köprünün altı diken, Köprünün altı diken

Yaktın beni gül iken yar hayda,

Allah da seni yaksın,Allah da seni yaksın

Üç günlük gelin iken diley ley     

Diley diley diley, diley ley, yar hayda

haldan bilmez ne fayda,söz anlamaz ne çare

Köprünün altı yaldız,köprünün altı yaldız.

Nerden geliyon baldız diley ley

Sen gitte ablan gelsin sen gitte ablan gelsin

Yatamııyom yalınız diley ley

Diley diley diley, diley ley, yar hayda

haldan bilmez ne fayda,söz anlamaz ne çare


Üçüncü gün,

Öğleden sonra gelin almaya gidilir. Yüzük oyunu,seher davulu derken uykusuz olan seğmenler sabah biraz uyurlar. Davul – zurna meydanda çalar.

Bayraktar, seğmenler, yengeler toplanır. Yine süksünler oynanır. Hayay çekilir. Seğmenler önde, yengeler arkada  davul zurna eşliğinde kız evine doğru hareket edilir. Sekiz’er – on’ar gruplar halinde türküler söylenir. Çoğunlukla “Gesi bağları” söylenilir. Kızın kapısında bekleyen kız tarafı  oğlan tarafını karşılar.

Gelin alma:

a) Köyden gelin getirme,

Seğmenler kapıda durur,yengeler içeri girer. Seğmenler,çalar çağırır halay çeker.  Damadın babasının oynaması istenir,oynatılır. Oynayamaz yada oynamaz ise ekabirden biri ona vekaleten oynar.

Bu esnada bazen istenmeyen oyunlar da yapılır.Şöyle ki;

Tezek,keven,süpürge v.b. şeyler bir ipe dizilerek oğlan tarafından nazının geçtiği birinin boynuna takılır. Yada kağnı tekerine sararak bayırdan aşağı koyverirler ki bu çok tehlikeli bir oyundur. Teker giderken yön değiştirip bir taşa yada ağaca çarpıp istenmeyen hadiselere sebep olabilir.

Gelin hazırlanmıştır.Kız babası kuşağını bağlar.Vedalaşılır.Göz yaşının sel olduğu andır…

Yengeler gelini çıkarırlar.Gelin, alkışlarla süslenen “gelin atı”na  bindirilir.(Bu gün de süslenen “gelin otomobili”ne bindiriliyor)

Vedalaşılır. Bayraktar şöyle bayrağı yukarıdan aşağıya çevirip selamlar kız evini. Önde seğmenler arkada,yengeler ve onun arkasında atın üzerinde gelin, atın başını gelinin kardeşi, yoksa bir yakını tutmaktadır. dolaştırılır ve oğlan evine yaklaşınca İmam efendi “dua” eder, düğün alayı”amin” der.Gelin damadın evine getirilir.

b) Gurbetten gelin getirme,

Gelin almak için seğmen gidilecektir.Kız tarafından gelecek habere göre; “5,6,8 konak konduracağız” derler. Bunun hazırlıkları için akşamdan düğün odasında toplanılır. Oğlan tarafı seğmenleri ayarlar. Her konağın birer “seğmen başı”sı olur.Mevcut seğmenler konak sayısına bölünür, her konak: 10’ar, 12’şer kişiden oluşur.

Haşırtı düğün odasında başlamıştır. Arkadaş “filan        da bizden olsun,bizde türkü söyleyen yok” denir

Ayarlamalar yapılır. Yakın ise yaya gidilir.Atı olanlar ata,eşeğe biner.Diğerleri de “tabanvay”a biner. Uzak ise bir vasıta ile gidilir.

Bu arada da seğmen gitmek için elbisesi olmayanlar “ödünç elbise” bulmak zorundadır.

Kızın köyüne varıldığında kız tarafı köyün dışında karşılar.Bayraktarlar selamlaşır.

Oğlan tarafı: Selamün aleykum ağalar.

Kız tarafı: Ve aleykum selam.Nereden gelip nereye gidiyorsunuz?

Oğlan tarafı:  Hazırlardan gelip Hızırlara gidiyoruz.

Kız tarafı:  Hazırlar kim? Hızırlar kim?

Oğlan tarafı:  Hazırlar biziz, Hızırlar sizlersiniz.

Kız tarafı: Üstü tahta altı taş, dört ayaklı iki baş, bu nedir?

Oğlan tarafı: Düven ve öküz’dür.

Kız tarafı: Cennetin kapısın kin açar? Kim girer? 

 Oğlan tarafı: Mü’minler açar,mü’minler girer.

Kız tarafı: Karıncayı kim nalladı? V.b. sorular devam eder. Bilirse ne ala, bilemezse karşılıklı haşırtı başlar. Ceza verilmek istenir. Araya girilir,sonuç tatlıya bağlanır.Hoş-beş’ten sonra Konak sahipleri ve konak başları çağırılır.Konakbaşları listelerini okur ve seğmenler misafir edilmek için evlere götürülür.Yemek ikram edilir.Yemek esnasında da bazı hoş şakalar, oyunlar yapılır.

Davulcular, kızın köyünde konak konak dolaşır, “hayırlı olsun” der, biraz oturur.Konak başlarından bahşiş alır.Yemekler yenilir,tekrar  düğün alanında toplanılır.Yine çalınır-çağrılır. Gelin hazırlanır. Kız babası kuşağını bağlar,vedalaşılır. Göz yaşları içinde uğurlanan gelin alınır; oğlan tarafı şen şakrak..kız tarafı mahzun..

“Kız tarafı “devrilmiş hoşaf tansın taneleri gibi yığılır kalır”…Ve köyün yolu tutulur. Gelin köye getirilir.

Oğlanın kapısında gelin attan inmek istemez. Kayın peder ona bir vaat’ta bulunur, “Falan tarlayı yada filan ineği,öküzü sana veriyorum” der.Gelin attan (Otomobilden) iner. Gelin kapıya yaklaşınca damda bulunan damat ve sağdıçlar bir testinin içine konulan çerez ve paraları gelinin önüne  atar, testi kırılır, içindekileri çocuklar toplamaya koyulur. Bu esnada gelin içeri girer. Seğmenlere şeker ikram edilir. Hayırlı olsun denir,dağılınır.

Gerdek gecesi

Yatsı namazı camide cemaatla kılınır. Damat tekbirlerle kapıya getirilir.İmam efendinin yaptığı duaya hazır bulunanlar “âmin” der. Hoca efendi, baba ve büyüklerin eli öpülür ve arkadaşlarının yumrukları arasında damat gerdeğe girer. Bu yumruklar çok önem arzeder; beyindeki kasılmaları önler ve de vücudu rahatlatır.

Gündüz düğünü: Ertesi sabah düğün evinde hanımlar yeniden toplanır,gelin hanım da gelinliğini giyer,bir süre çalınır,eğlenilir.Gelin bahşişlenilir. Hayırlı olsun duaları ile davetliler dağılır.Dama dikilen bayrak indirilir ve düğün sona ermiş olur.

Kız arkasına gitme: Düğünden üç gün sonra da oğlan evi,kız evine ziyaret için gider.Kız tarafı ile hısım olarak kurulan bu diyaloğ önemlidir.Samimi bir havada geçer. Düğün esnasında meydana gelen bir kırgınlık olmuşsa bunlar karşılıklı telafi edilir. Dostluk bağları kuvvetlendirilir. Böylece yeni bir dönem başlamış olur.

Gelinlik etme: Taze gelinler kayın peder,kayın valide, ev halkından diğer erkekler ve özellikle de büyüklerin yanında gerek örf gereği, gerekse  edebi,terbiyesi ve saygısı nedeni ile seslerini yükseltmeden -karşısında olanın duyacağı bir sesle- konuşurlar ki; buna “gelinlik etme” denir. Bu hal bir yıl bazı durumlarda daha da uzun sürebilir.

Bu oyunlar genelde pek çok yerde bilinir ve oynanır.Biz bazılarını anlatalım:
Aşık oyunu
Aşık, küçük baş hayvanların diz kapaklarından çıkarılan küçük,kendine has şekli olan kemikten bir oyun aletidir.
Yuvarlak,geniş bir çizgi çizilir,taraflar aşıklarını bu çizginin tam ortalık yerine diker (dizer) ler. Enek ile çizgi dışından aşıklar vurularak çizgiden çıkarılır. Biri çıkaramayınca diğeri  eneğini atar.Çizgideki aşıklar bitinceye kadar bu işlem tekrarlanır. Yeniden dikilip oyuna devam edilir.Oyun sonunda en çok aşık toplayan kazanmış olur.Çoğu kez oyun taraflardan birinin elinde koz (aşık) kalmayıncaya kadar devam eder.Sadece enek kalır.
Enek:Aşığın, iç kısmı oyulup, oraya kurşun eritilip dökülerek ağırlaştırılmış şeklidir.


YÖREDE ÇOK SÖYLENEN ATASÖZLERİ-DEYİMLER, DUA VE BEDDUALAR


Yörede edilen beddua ve hakaret sözleri:
İnsanın bulunduğu yerde iyilikler olduğu gibi kötülükler de olmaktadır. Çoğu zaman kendilerine reva görülen kötülüklere karşı koyamadıkları için ancak beddua eder, Allahın cezalandırmasını isterler. Halbuki bu hallerde bile insanın beddua yerine iyiliğine, ıslahına dua etmesi daha uygundur. Ne yazık ki insan gördüğü bir kötülük karşısında, kendisi de kötülüğe düşmekte ve beddua silahına sarılmaktadır.İnsan,beddua etmemeli, Özellikle de Ana-Baba nın bedduasını almamaya çok dikkat edilmelidir.Çünkü Onların duaları da, bedduaları da Allah katından geri çevrilmez…

DELİ YAŞARDAN (AKSOY) İNCİLER:
Deli Yaşar delimidir ?,velî midir ? belli değildir denilir…
Baskısız yongayı yel alır,dere kenarındaki tohumu sel alır.
Ne sürünüyon disiplinsiz Alay’ın palasgası gibi.
Ne ağzını ayırıyorsun patatesi çok dolmuş fakir mantısı gibi.
Azgına bozgun gerek, üleşe kuzgun gerek.
Ot yatakta muşulatırlar,delikte (Hapiste) gözünü ışılatırlar
 
Scroll to Top