İsa’nın dirilişini dört İncil de farklı bir şekilde anlatılır. Diriliş farklarını tesbit için önce metinle
ri görelim:
Matta İncili (28/1- 10)’da şöyle yazılıdır: “Ve Sebt günü geç vakit, haftanın ilk gününe doğru, tan yeri ağarmağa başlarken, Mecdelli Meryem ve öbür Meryem kabri görmeğe geldiler. Ve işte, büyük bir zelzele oldu; Zira Rabbin bir meleği gökten indi ve gelip taşı yuvarlıyarak üzerine oturdu. Onun görünüşü şimşek şimşek gibi idi; esvabı kar gibi beyazdı. Onun korkusundan bekçiler titreyip ölü gibi oldular. Ve melek cevap verip kadınlara dedi: ‘Siz korkmayın, çünkü haça gerilmiş olan İsa’yı aradığınızı biliyorum. O burada değil, çünkü dediği gibi kıyam (diriliş) etti. Gelin, Rabbin yattığı yeri görün ve çabuk gidip şakirtlerine diyin: O, ölülerden kıyam etmiştir; ve sizden önce Galile’ye gidiyor; orada göreceksiniz; işte, ben size söyledim.’ Ve işte, İsa: ‘Size selam’ diye onların karşısına çıktı. Onlar da yaklaşıp İsa’nın ayaklarına sarıldılar, ona secde kıldılar. O zamanİsa onlara dedi: ‘Korkmayın; gidip kardeşlerime haber verin ki, Galile’ye gitsinler, beni orada göreceklerdir.”
Markos İncili (16/1- 8)’de şöyle yazılıdır: “Sebt günü gelince Mecdelli Meryem, Yakub’un anası Meryem ve Salome gelip ona sürmek için bahârlar satın aldılar. Ve haftanın ilk gününde sabah çok erken, güneş doğduğu vakit, kabre geldiler. Aralarında diyorlardı. Kabrin kapısından taşı bize kim yuvarlıyacak? Ve gözlerini kaldırınca taşı yuvarlanmış gördüler, çünkü pek büyüktü. Kabre girerek, sağ tarafta beyaz kaftan giyinmiş bir genci oturuyor gördüler ve çok şaştılar. O da onlara dedi: ‘Şaşmayın, siz haça gerilmiş Nasıralı İsa’yı arıyorsunuz; o kıyam etmiştir; burada değildir; İşte onu koydukları yer! Fakat gidin, onun şakirtlerine ve Petrus’a diyin: O Sizden önce Galile’ye gidiyor; size dediği gibi kendisini orada göreceksiniz.’
Kadınlar da çıkıp kabirden kaçtılar; çünkü kendilerini titreme ve şaşkınlık almıştı; kimseye de bir şey söylemediler, çünkü korkuyorlardı.”
Luka İncili (24/1- 12) şöyle yazılıdır: “Fakat haftanın ilk gününde, seher vakti, kadınlar hazırlamış oldukları bahârları getirerek kabre geldiler. Taşı kabirden yuvarlanmış buldular ve içeri girip Rab İsa’nın cesedini bulmadılar. Ve vaki olduğu ki, onlar bundan dolayı şaşırmış iken, işte pırıldıyan esvapla iki adam yanlarında durdu. Ve kadınlar korkup yüzlerini yere eğmiş oldukları halde, adamlar onlara dediler: ‘Niçin diriyi ölüler arasında arıyorsunuz? O burada değil, fakat kıyam etti. Daha Galile’de iken, ‘insan oğlunun günâhkârların ellerine verilmesi, haça gerilmesi ve üçünçü gün kıyam etmesi gerekir’ diye onun size nasıl söylemiş olduğunu hatırlayın.’ Kadınlar da onun sözlerini hatırladılar. Kabirden dönüp bütün bu şeyleri onbirlere ve bütün başkalarına söylediler.
Yuhanna İncili (20/1- 9)’da şöyle yazılıdır:“Haftanın ilk gününde, daha karanlık iken, Mecdelli Meryem kabre erken geldi; taşı kabirden kaldırılmış gördü. O vakit koşup Simun Petrus’a ve İsa’nın
sevdiği öbür şakirte geldi ve onlara dedi: ‘Rabbi kabirden kaldırmışlar ve onu nereye koymuşlar, bilmiyoruz.’ Ve Petrus ile öteki şakirt çıkıp kabre doğru geliyorlardı. İkisi beraber koşuyorlardı; fakat öbür şakirt Petrus’dan daha çabuk koştu, önce kabre o geldi ve eğilerek içeri bakıp keten bezlerini yerde durmakta gördü; fakat içeri girmedi. O vakit onun ardınca Simun Petrus da gelip kabre girdi ve keten bezlerini yerde durmakta ve İsa’nın başında olan mendili, keten bezlerle olmayıp ayrıca bir yerde sarılı gördü. Ve kabre önce gelmiş öbür şakirt de o zaman girip gördü ve imân etti. Çünkü İsa’nın ölülerden kıyam etmesi gerektir yazısını henüz bilmiyorlardı. O vakit şakirtler yine evlerine gittiler.” İsa’nın dirilişi konusunda İnciller arasındaki çelişkileri şöyle belirtebiliriz:
1- Matta İncili’nde iki Meryem vardır.
Markos İncili’nde iki Meryem’in yanında Salome adında bir kadın daha vardır.
Luka İncili’nde isim yoktur, kadınlar kelimesi geçer.
Yuhanna İncili’nde sadece Mecdelli Meryem vardır.
2- Matta İncili’ne göre, büyük bir zelzele olur, diğer İncillerde zelzeleden hiç haber yoktur. 3- Matta İncili’ne göre, gökten şimşek gibi bir melek iner, bekçiler titreyip ölü gibi olurlar. Diğer İncillerde gökten inen melek olmadığı gibi, tirtir titreyen bekçiler de yoktur.
4- Matta İncili’ne göre; Melek kadınlara; “korkmayın, İsa’yı aradığınızı biliyorum. O dirilmiştir. Galile’de onu göreceksiniz” der. Diğer İncillerde melek olmadığı için konuşmaları da yoktur. 5- Markos İncili’nde kadınlar kabre gelirler, kabir taşının yuvarlandığını gördüler. Kabir içinde beyaz kaftan giyinmiş bir genci gördüler. Genç onlara Matta’daki meleğin söylediği sözlere benzer sözler söyler. Kadınlar korkarlar, kabirden çıkıp kaçarlar, kimseye bir şey
söyleyemediler. Diğer İncillerde kabir içinde beyaz kaftanlı bir genç yoktur. Çelişki vardır.
6- Luka İncili’ne göre parıldayan esvaplı iki adam kadınların yanında dururlar, onlara Matta ve Markos İncillerinde söylenen sözler yanında, yeni sözler söylerler. Sözlerin sahibi Matta’da Melek, Markos İncili’nde kabir içinde bir genç, Luka İncili’nde kadınlar yanında iki adam. Esrar ve romantik bir atmosfer…
7- Yuhanna İncili’nde Mecdelli Meryem kabre gelir, kabrin açıldığını görür. Koşup Simun Petrus’a öbür şakirte haber verir. Böyle bir durum diğer İncillerde yoktur.
8- Petrus ve öbür şakirt koşarak gelirler. Bunların yaptığı işler ve çalışmalar da diğer İncillerde yer almaz.
9- Yuhanna (20/11- 18)’de başka bir olay anlatılır. Bu olay diğer İncillerde yoktur: “Fakat Meryem ağlıyarak dışarıda kabrin yanında duruyordu. Ağlarken eğilip kabrin içine baktı ve biri İsa’nın cesedinin yattığı yerin başında ve öbürü ayağında oturan beyazlar giymiş, iki melek gördü. Onlar da kendisine: ‘Kadın, niçin ağlıyorsun?’ dediler. O da onlara dedi: ‘Çünkü Rabbimi kaldırmışlar ve onu nereye koymuşlar’ bilmiyorum. Bunu dedikten sonra arkasına dönüp İsa’yı durmakta gördü; ve İsa olduğunu bilmiyordu. İsa ona dedi: ‘Kadın, niçin ağlıyorsun? Kimi arıyorsun?’ O da onu bahçıvan sanıp ona dedi: ‘Efendi, eğer onu sen götürdünse, nereye koyduğunu bana söyle, ben de onu kaldırayım.’ İsa ona: ‘Meryem!’ dedi. O da dönüp ona İbranice ‘Rabbuni’ dedi; ki, muallim demektir. İsa ona dedi: ‘Bana dokunma; çünkü ben daha babanın yanına çıkmadım; fakat kardeşlerime git ve onlara söyle. Benim Babamın ve sizin Babanızın, benim Allah’ımın ve sizin Allah’ınızın yanına çıkıyorum.’ Mecdel’li Meryem gelip şakirtlere Rabbi gördüğünü ve Rabbin kendisine bunları söylediğini bildirdi.”
Yuhanna İncili’ndeki bu olay diğer İncillerde yer almaz. Neden yer almaz? Bu sorunun cevabı yoktur. Bu olayın ilhamla bir ilgisi olabilir mi? Hayır!…
Milletleri Şakirt Edinmek İncillere göre, İsa dirildikten sonra öğrencileri ile buluşur, onlara İncili yaymalarını, bütün milletleri şakirt (öğrenci) edinmelerini ister. Önce konu ile ilgili metinleri görelim.
Matta İncili (28/18- 20)’de şöyle yazıldır: “İsa yanlarına geldi ve onlara söyleyip dedi: Gökte ve yeryüzünde bütün hakimiyet bana verildi.İmdi, siz gidip bütün milletleri şakirt edin, onları Baba ve Oğul ve Ruhu’l-Kudüs ismile vaftiz eyleyin; Size emrettiğim her şeyi tutmalarını onlara öğretin; ve işte ben bütün günler, dünyanın sonuna kadar sizinle beraberim.” Markos İncili (16/15- 18)’da şöyle yazılıdır: “Ve onlara dedi: Bütün dünyaya gidin, incili bütün hilkate vâzedin. İman edip vaftiz olunan kurtulacaktır; fakat imân etmiyen mahkum olacaktır.”
Matta ve Markos İncillerindeki metinleri karşılaştıralım:
1- Matta İncili’ndeki “Gökte ve yeryüzünde bütün hakimiyet bana verildi” hükmü Markos İncili’nde yoktur.
2- Matta İncili’ndeki, “İmdi, siz gidip bütün milletleri şakirt edin”
Markos İncili’nde, “Bütün dünyaya gidin, İncili hilkate vazedin.”
diyor. Her iki cümle aynı hedefi göstermekle birlikte ifade şekli değişiktir. İfade şeklinin farklı oluşu acaba kutsal ilhama mı dayanıyor? Yoksa yazarların üslup farkı mı, farkı meydana getiriyor? Her iki İncildeki üslup farkı bir çelişkidir.
Her iki cümledeki hedef; bütün milletleri, insanları İsa’ya inandırmak, ona şakirt (öğrenci) yapmaktır. İsa’nın öğrencilerine gösterdiği yeni hedef, öğrencilerine daha önce gösterdiği hedefi ortadan kaldırmaktadır. İncildeki yaşayışı ve bildirimi ile çelişmektedir.
Matta (7/6)’de İsa şöyle demişti: “Mukaddes olanı köpeklere vermeyin ve incilerinizi domuzların önüne atmayın ki, onları ayakları altında çiğnemesinler ve dönüp sizi parçalamasınlar.” Mukaddes olan inciller, İsa’nın bildirdikleridir. Köpek ve domuzlar ise, İsrail milleti dışında olan milletlerdir.
Matta İncil (10/5- 6)’de İsa on ikilere şöyle emreder: “Milletler yoluna yoluna gitmeyin ve Samiriyeliler’in şehirlerinden hiç birine girmeyin; fakat daha ziyade İsrail evinin kaybolmuş koyunlarına gidin.”
Matta İncili (15/24)’de İsa yine şöyle der: “Ben İsrail evinin kaybolmuş koyunlarından başkasına gönderilmedim.”
İsa İsrailli’dir. İsrail milletinden olmayanları köpek ve domuz olarak itham eder. Onlara yol göstermez. Öğrencilerini onlara hizmet yapmaktan alıkor.
Abdulahad Davud konu ile alâkalı şunları yazar: “Şunu iyi biliyorum ki, bu sözün Hıristiyan dünyası üzerinde yapmış olduğu tesir yüzünden en fazla zarar gören millet yine kendi milleti olmuştur. İşte bu aşağılayıcı ‘köpek’ tabiri yüzündendir ki, Hıristiyanlar ellerinden geldiği kadar dindaşları olmayan hemcinslerinin imhasına çalışıyorlar. Doğrusu bu söz hiçbir muallime, doktora, hocaya yakışmayacağı gibi bir peygamber ve Mesih’e dahi yakışmazdı. Şimdi açıktır ki, İsa Mesih yalnız İsrailoğulları kavmine gönderilmişti. Şüphesizdir ki, cine tutulmuş bir Kenanlı’yı cinden zorla kurtaran Mesih âlemin kurtarıcısı olamaz. Sofrasından düşen kırıntılarını kendi köpeklerine bile vermek istemeyen efendi, köpek uğrunda salîb ve idama gitmek fikrinde de katiyyen bulunamaz.”[96]
[96] Abdulahad Davud, İncil ve Salib, sh: 85- 86
Konuyu bu kitabımızda, “Mukaddes olanları köpeklere vermeyin” başlığı altında anlatmaya çalıştık. O bölüme bakılabilir.
3- İsa, “ben İsrail evinin kaybolmuş koyunlarından başkasına gönderilmedim” diyor.
Ne oldu da dirildikten sonra bütün milletleri şakirt edinin emrini veriyor. Önceki emirleri ile, sonraki emri birbirine zıttır, çelişmektedir.
4- Matta İncili’ne göre, İsa: ‘Baba ve Oğul ve Ruhu’l-Kudüs ismile vaftiz eyleyin’ diyor. Vaftiz olmayı Baba, Oğul ve Ruhu’l-Kudüs’e bağlıyor.
Markos İncili’ne göre, İsa: “İman edip vaftiz edilen kurtulacaktır” diyor. Vaftiz olmayı imâna bağlıyor. Her iki İncil arasında çelişki vardır.
Luka ve Yuhanna İncilleri’nde, milletleri şakirt edinme ve vaftiz etme konusunda hiçbir bilgi yoktur. Bu da büyük bir çelişkidir.
5- İsa hedefi konusunda yön değiştiriyor. Köpek ve domuz dediği insanlara öğrencilerini yönlendiriyor.
Luka ve Yuhanna İncilleri bu büyük değişimden galiba haberleri yoktur ki, hiç bahsetmiyorlar.
1- Olağanüstü Yetkiler
Markos İncili (16/17- 18)’de şöyle yazılıdır: “Şu alâmetler imân edenlerle beraber gidecektir: Benim ismimle cinler çıkaracaklar; yeni dillerle söyliyecekler; yılanlar tutup kaldıracaklar, öldürücü bir şey içseler onlara hiç zarar etmiyecek, hastalar üzerine ellerini koyacaklar ve onlar iyi olacaklardır.”
İsa’nın öğrencilerine olağanüstü yetkiler verdiğini Havariler bölümünde anlatmaya çalışmıştık.
Markos İncili’nin son bölümünde yukarıya aldığımız metinde bu üstün yetkiler tekrar edilir. Bu tekrar diğer üç İncilde yer almaz.
Olağanüstü yetkilerin yer aldığı (16/9-20) bölümün, sonradan eklendiği, dördüncü asra ait iki nühasında bulunmadığı bildirilir. Bu durumu “Sonradan eklenen bölüm” başlığı altında açıklayacağız.
İsa’nın öğrencilerine olağanüstü yetkiler vermesinden sonra hem öğrencilerinde, onları takip eden papa, patrik, kardinal, piskopos, papaz ve rahiplerde, hem de sağlık ve ruhi proplemleri olan halkta bu olağanüstü yetkilerin kullanılması konusunda üstün bir istek ve merak meydana gelmiştir.
Hastaları iyi etme, cinleri çıkarma ve ölüleri diriltme çalışmaları başlamış, türlü türlü entrikalara, hilelere ve hokkabazlıklara rağmen başarı elde edilememiştir.
İsa aralarında iken bu başarısızlık ona kadar intikal eder. Bu hal İncillerde de yer almıştır. Buna Matta İncili (17/14-20)’de yer alan şu olayı örnek gösterebiliriz:
“Ve kalabalığa vardıkları zaman, bir adam gelip İsa’ya diz çökerek dedi: ‘Ya Rab, oğluma merhamet eyle, çünkü o saralıdır ve çok sıkıntıdadır; çünkü bir çok defalar ateşe, çok defalar da suya düşüyor. Ve senin şakirtlerine onu getirdim ve iyi edemediler.’
Ve İsa cevap verip dedi: ‘Ey imânsız ve sapık nesil, ne vakte kadar sizinle beraber olacağım? Size ne vakte kadar dayanacağım? Onu buraya, bana getirin.’
Ve İsa onu azarladı ve cin ondan çıkıp oğlan o saatte iyi oldu. O zaman şakirtler ayrıca İsa’ya gelip dediler: ‘Niçin biz onu çıkaramadık?’
İsa da onlara dedi: ‘İmanınız az olduğu için; zira doğrusu size derim: Sizde bir hardal tanesi kadar imân olursa, siz bu dağa: Buradan şuraya göç, dersiniz ve göçer ve size hiçbir şey imkânsız olmaz.”
İsa verdiği olağanüstü yetkileri, öğrencilerinin kullanmamasını onların imânlarının azlığına bağlıyor, kızıyor ve onlara “Ey imânsız ve sapık nesil” diyor.
Bu olayda gösteriyor ki, İncillerde yer alan olaylar, sayın yazarların hayallerine dayandığı şeylerdir.
Mutlak güç sahibi sahibi yalnız Allah’dır.
Allah güç ve izin vermeyince peygamberler de bir şey yapamazlar. İsa tanrı, tanrının oğlu değildir.
İsa aleyhisselâm, Allah’ın verdiği güç ve izinle hastayı iyi etmiş, ölüyü diriltmiştir.
İsa aleyhisselâm, Kur’ân’ın Al-i İmran Suresi’nin 49. ayetinde “Allah’ın izni ile yaptım” der. İsa aleyhisselâm bir peygamberdir. Peygamber olarak başkalarına “olağanüstü yetki” verme yetkisine sahip değildir.
İncillerde yer alan olağanüstü yetki tarih boyunca başta papazlar olmak üzere Hıristiyanların özlem alanı olmuş, bu özlemlerini gidermek için teşebbüs üzerine teşebbüsde bulunmuşlardır.
Bu teşebbüslerden birini vereceğiz:
Kalvin’in Ölüyü Diriltmesi
Kalvin (calvin) 10 Temmuz 1509’da doğmuş, kuvvetli Hıristiyan ilâhiyat eğitimi almıştır. Kitaplar yazmıştır. 16. yüzyıl Protestan reform hareketinin en önemli kişilerinden biridir. Kalvenizm’in kurucusudur.
Kalvin düşünür. İsa’nın verdiği üstün yetkilere neden sahip olmasın? Ölüyü diriltme gücünü göstermek ister. Bir başarısızlığı önlemek için tedbirini de alır.
Kalvin; Bromis adınla birine fazlaca para vererek, ona yatmasını, mümkün olduğu kadar nefesini kesmesini ve çok yavaş nefes almasını söylemiş, ölü gibi görünmesini istemiş.
Kendisi gelip: “Ey ölü bulunan Bromis kalk! Diril!” deyince, o da kalkacaktır. Bir ölünün kalkması gibi yavaş yavaş kalkarak etrafına şaşkın şaşkın bakınacak.
Bütün bunları ayrıntıları ile birlikte Bromis’e güzelce öğretmiş, bu sırada onun eşi ve komşuları da ölünün başında ağlayıp bağıracaklardır. Kalvin dramın bu tablosunu da çok güzel hazırlamış.
Ağlayan kadınlar ve ağlamaktan çok bitkin bir eş, ağlaşırken Kalvin gelmiş: “Ağlamayın. Ben şimdi ölüyü diriltirim” demiş.
Duaya başlamış, Bromis’in elinden tutarak: “Ey ölü ! Rabbimizin adıyla kalk” diye bağırmış… Kalvin’in peygamberler gibi mucizeye baş vurarak yaptığı yalan (ve şimdiye kadar yapmış olduğu binlerce hile ve yalanlar) her halde Allah’ın izzetine dokunmuş olmalı ki Bromis’in o sırada ruhu kabzedilmiş (yani Bromis bu oyunu oynarken ölmüş) ve tabii Bromis dirilmemiş.. Kalvin’in duaları, efsunları para etmemiş.
Bromisin eşi sahiden ağlamaya başlayarak: “Anlaşma yapılırken kocam sağdı, şimdi buz gibi soğumuş, taş gibi olmuş” demiş. İçten ağlamaya, bağırmaya, saçını başını yolmaya başlamış[97]
Markos İncili’nde yer alan olağanüstü nitelikler söylendiği veya yazıldığı günden bu yana, bir kere olsun bile uygulamaya dönüşememiştir….
Babanın Sağına Oturmak
Markos İncili (16/19- 20)’de şöyle yazılıdır:
“İmdi Rab İsa onlara söyledikten sonra göğe alındı ve Allah’ın sağında oturdu. Onlar da çıkıp her yerde vazettiler ve Rab birlikte işliyerek, kelâmı arkadan gelen alâmetler ile tasdik ediyordu. Amin.”
Bu satırlar aynı zamanda Markos İncili’nin son satırlarıdır.
[97] İzhârulhak, sh: 190
Luka İncili (24/51)’de şöyle yazılıdır: “Ve vaki oldu ki, onları mübârek kılarken kendilerinden ayrıldı ve göğe kaldırıldı.”
İnciller arasındaki çelişkilere gelince;
1- Markos ve Luka İncilleri İsa’nın göğe kaldırıldığını yazar.
Matta ve Yuhanna İncilleri göğe kaldırılma konusunda bir şey yazmazlar. İnciller arasında çelişki vardır.
2- Markos İncili, İsa’nın Babanın sağına oturduğunu bildirir.
Luka İncili, İsa’nın Babanın sağına oturduğuna dair bir bilgi vermez.
Markos İncili’nde yer alan sözler: “Onlar da çıkıp her yerde vâzettiler; ve Rab birlikte işliyerek, kelâmı arkadan gelen alâmetler ile tasdik ediyordu. Amin.” Matta, Luka ve Yuhanna İncillerinde de yoktur. Çelişki vardır