İncillerde, Hz. İsa Aleyhisselam’ın Tanrı Olmadığı’nın Delilleri

İncillerde Hz. İsa aleyhisselam’ın tanrılığına dair açık ve net bir şey olmadığını görmüş, kapalı, ne anlama geldiği anlaşılmayan birkaç söze, keyfi yorumlara ve varsayımlara dayanarak Hz. İsa aleyhisselam’a tanrı demenin yersizliğini ortaya koymuş bulunuyoruz. 

Hz. İsa aleyhisselam’ın Allah’ın yardımı ve izni ile göstermiş olduğu mucizeleri nedeniyle de O’na tanrı denemeyeceğini, peygamberlerin mucizelerini anlatarak açıklamış bulunuyoruz. 

Şimdi sıra, eldeki İncillere göre Hz. İsa aleyhisselam’ın tanrı olmadığının delillerini belirtmeye geldi. 

Şunu hemen söyleyelim ki, Hıristiyanların dört İncilinde Hz. İsa aleyhisselam’ın tanrı olmadığının delilleri daha açık ve kesindir. Öyle kapalı sözlere, imal işaretlere dayanmamaktadır. Biz İsa aleyhisselam’ın tanrı olmadığının delillerini ana başlıklar halinde vermeye çalışacağız. 

Hz. İsa aleyhisselam’ın tanrı olmadığının delilleri dört İncil’de, ana hatları ile şunlardır:

1) Allah Birdir

Markos İncili (12/29)’da şöyle yazılıdır: 

“Dinle ey İsrail, Allah’ımız Rab, bir olan Rab’dır. “

Yuhanna İncili (17/3)’de şöyle yazılıdır: 

“Ebedi hayat da şu ki, seni, yalnız gerçek Allah’ı ve gönderdiğin İsa Mesih’i bilsinler. “

Markos İncili’ndeki Hz. İsa aleyhisselam’ya ait olduğu söylenen söz gayet açıktır: Allah olan Rab, bir tanedir. 

Yuhanna İncili’nde Hz. İsa aleyhisselam’ya ait olduğu belirtilen söz de, son derece açıktır. Ebedi hayatın sahibinin Allah olduğu açıklanıyor, gönderdiği kişinin de İsa Mesih olduğu belirtiliyor, insanların bunları böyle bilmeleri gerektiği anlatılıyor. 

Allah birdir, İsa Mesih, Onun gönderdiği bir peygamberdir.

2) İsa aleyhisselam Tanrı Değil, Gönderilen Bir Adamdır

Yuhanna İncili (6/28-29)’da şöyle yazılıdır: 

“Ve İsa’ya dediler: Allah’ın işlerini işlemek için biz ne yapalım? İsa cevap verip onlara dedi: Allah’ın işi şudur: Allah’ın gönderdiği adama iman edesiniz. “

Allah, gönderdiği peygamberlerin hepsine insanların iman etmelerini istemiştir. Peygamberlere de, insanların kendilerine iman etmelerini söylemeyi emretmiştir. Çünkü bir peygamberin gösterdiği yola girmek, istediklerini yapmak için önce onun peygamberliğine inanmak şarttır. Peygamberlerin daveti, peygamberlere inanmakla geçerli hale gelir. 

Yuhanna İncili (6/28-29)’da da İsa aleyhisselam kendisine ‘Allah’ın işlerini işlemek için ne yapalım?’ diyenlere, “Allah’ın gönderdiği adama iman edin” diyor. 

Allah’ın gönderdiği adam İsa aleyhisselam’dır. 

Yuhanna İncili (6/28-29)’daki olayda bir Allah vardır. Allah’ın gönderdiği bir adam olan İsa aleyhisselam vardır. Konu bu kadar açık ve net iken “İsa tanrıdır” demek, gerçek olmayan bir şeyde inat etmek demektir. 

3) İsa aleyhisselam Tanrı Değil, Tanrının Sözlerini Duyurandır

Yuhanna İncili (3/34)’de şöyle yazılıdır: “Zira Allah’ın gönderdiği kimse, Allah’ın sözlerini söyler. “

Yuhanna İncili (12/49-50)’de de şöyle yazılıdır: “Çünkü ben kendiliğimden söylemedim. Ancak beni gönderen babadır ki, ne diyeceğimi, ne söyleyeceğimi bana emretti. 

Bilin ki, onun emri ebedî hayattır. Şimdi söylediğim şeyleri babam bana nasıl dedi ise, öyle söylüyorum. “

Bu sözler son derece açık ve net değil midir? İsa aleyhisselam, “Ben kendiliğimden bir şey söylemem, Allah bana ne söylemiş ise ben ancak onu söylerim” diyor. 

Bütün bu sözlere karşı İsa aleyhisselam’a tanrı demek, Paul’un açtığı çukurda saplanıp kalmak demektir.

4) İsa aleyhisselam Tanrı Değil, Allah’ın Emrine Uyandır

Yuhanna İncili (14/31)’de şöyle yazılıdır: 

“Fakat dünya bilsin ki, ben Babayı severim ve Baba bana nasıl emir verdiyse öyle ederim, kalkın buradan gidelim. “

Yuhanna İncili (10/18)’de de şöyle yazılıdır: 

“Bu emri Babamdan aldım. “

Görülüyor ki, İsa aleyhisselam bir emir kuludur. Allah’tan aldığı emre göre hareket ediyor, Allah’ın emirlerine göre konuşuyor. 

Allah’tan aldığı emre göre hareket eden birine, “Allah’a denktir, Allah’a eşittir, O’nunla aynı özelliklere, aynı güce ve kuvvete sahiptir” nasıl denilebilir?

Pavul’un açtığı tanrılık uçurumuna yuvarlanan, akl-ı selimle düşünme yeteneğini kaybedenler, Allah’tan emir alan bir adama Allah diyebiliyorlarsa, ne diyelim?

Allah basiret ve hidayet versin.

5) İsa aleyhisselam Tanrı Değil, Allah’ın Emirlerini Tutan ve Bu Konuda İnsanlara Örnek Olandır

Yuhanna İncili (15/10)’ da şöyle yazılıdır: 

“Eğer emirlerimi tutarsanız, benim sevgimde durursunuz. Nasıl ki ben, Babamın emirlerini tuttum ve onun sevgisinde duruyorum. “

Luka İncili (9/48)’de şöyle yazılıdır: 

“Her kim bu küçük çocuğu benim namıma kabul ederse beni kabul eder ve her kim beni kabul ederse beni göndereni kabul eder. “

Hz. İsa aleyhisselam Allah’ın emirlerini tutuyor, onun sevgisinde duruyor. 

İnsanların da Allah’ın gönderdiği bir insan olarak kendisinin emirlerini tutmasını, kendisini sevmesini istiyor. Bütün peygamberlerin de yaptığı budur. 

Peygamberlere itaat, o peygamberleri gönderen Allah’a itaattir. Hz. İsa aleyhisselam da insanlara bunu hatırlatıyor. 

Bu sözler son derece açıktır, kapalı değildir. İmalı işaretler hiç değildir. 

İsa Baba dediği Allah’ın emirlerini tutuyor, insanlara da bu emirleri tutmalarını söylüyor. 

Bu sözler ispat ediyor ki, İsa tanrı değildir, Allah’ın gönderdiği, Allah’ın emrine göre hareket eden bir insandır. 

6) İsa aleyhisselam Tanrı Değil,  Sahip Olduğu Her Şey Allah Tarafından Kendisine Verilen Bir İnsandır

Yuhanna İncili (11/27)’de şöyle yazılıdır: “Her şey babam tarafından bana verildi.”

Bu sözlere eklenecek bir şey yoktur zannederim. İsa neye sahipse, hepsi Baba dediği Allah tarafından kendisine verilmiş. Allah’ın verdiği şeylerden başka bir şeye sahip olamayan bir kişiye tanrı demek mümkün mü?

Hani, Baba, Oğul ve Kutsal Ruh arasında her şeyde, her yerde, her zaman eşitlik ve denklik vardı? Nerede? Sahip olduğu her şey başkası tarafından kendisine verilen bir varlık bu şeyleri kendisine verenle her şeyde, her yerde ve her zaman nasıl eşit ve denk olur?

7) İyi Olan Sadece Allah’tır

Markos İncili”(10/17-18)’de şöyle yazılıdır: 

“İsa aleyhisselam kendisine “iyi muallim” diyen birisine; 

“Niçin bana iyi diyorsun? Birden başka kimse iyi değildir, O da Allah’tır diye cevap verir. “

Soru soran İsa aleyhisselam’a “iyi muallim” diyor. Adam, Hz. İsa aleyhisselam’a iyi bir insan olarak bakıyor. Adamın nazarında Hz. İsa aleyhisselam tanrı falan değildir. Hz. İsa aleyhisselam tanrı olsaydı, adam Hz. İsa aleyhisselam’a “İyi muallim” demezdi. Demek ki, İsa aleyhisselam tanrı değildir. 

 Hz. İsa aleyhisselam adama verdiği cevapta, ‘Bir tane iyi vardır, O da Allah’tır” diyor. 

Bu sözleri ile Hz. İsa aleyhisselam kendisinin tanrıdan başka olduğunu, tanrı olmadığını açıklıyor. 

“İyi” olanın bir tane olduğunu, onun da Allah olduğunu bildiriyor. “Birden başka kimse iyi değildir, o Allah’tır” cümlesini okuyup da, Hz. İsa aleyhisselam’a hala tanrı diyenlere Allah  hidayet versin. 

Allah’tan başkasına iyi denilmesine, kendisine de söylense razı olmayan Hz. İsa aleyhisselam, kendisine tanrı denilmesine nasıl razı olur?

8)  İsa aleyhisselam Tanrı Değil, Elinde Gücü Olmayan Bir İnsandır

Matta İncili (20-23)’de şöyle yazılıdır: 

Zebedî’nin oğullarının anası İsa aleyhisselam’a geliyor, şöyle diyor: 

“Emret ki bu benim iki oğlum, senin melekûtunda biri sağında biri solunda otursunlar. “

Hz. İsa aleyhisselam kadına cevap veriyor: “Sağımda veya solumda oturmayı vermek benim elimde değil, fakat Babam tarafından hazırlanmış olanlar içindir” diyor. 

Aynı istek, Markos İncili (10/35-40)’da da verilir. İki İncil arasında çelişkiler vardır. 

Matta İncili (7/21)’de de göklerin melekûtuna ancak Babanın iradesini, yani isteğini yapanların gireceği bildirilir. 

Bu olayda İsa aleyhisselam’ın tavrı gayet açıktır. “Oğullarını benim sağım ve soluma oturtmak benim gücümde değildir” diyor. Güç, kudret ve yetkinin kendisinde olmadığını, bunların Allah’a ait olduğunu bildiriyor. 

Gücü, kudreti olmayan, istediğini yapamayan bir varlık nasıl tanrı olur? Bu varlık için Allah’a eşit ve denktir nasıl denilebilir?  İsa, tanrı değildir. İnsandır.

9) İsa aleyhisselam Tanrı Değil, Kıyamet Günü ve Saatini Bilmeyen Bir İnsandır

Matta incili (24/36)’da şöyle yazılıdır. 

“Fakat o gün ve saat hakkında ne göklerin melekleri, ne de oğul; yalnız Babadan başka kimse bir şey bilmez. “

O gün ve saatten murat, Kıyamet’in kopacağı gün ve saattir. 

Kıyamet’in kopacağı gün ve saati yalnız Allah bilir. 

Kıyamet’in kopacağı saati ve günü melekler de, Hz. İsa aleyhisselam da bilemez. 

Kıyamet’in gününün ve saatinin yalnız Allah’ın bildiğini, başka hiç kimsenin bilmediğini Hz. İsa aleyhisselam söylüyor. 

Eğer Hz. İsa aleyhisselam ilah olsaydı, Kıyamet’in ne zaman kopacağını bilir ve böyle konuşmazdı.

10) İsa aleyhisselam Tanrı Değil, Allah’a Şükreden Bir Kuldur

Matta İncili (11/25)’de şöyle yazılıdır: 

“Ey baba, göğün ve yerin Rabbi!. . Sana şükrederim ki, sen bu şeyleri hikmetlilerden ve akıllılardan gizledin ve onları küçük çocuklara açtın. “

Yerin ve göğ’ün Rabbi kim? Allah!

Allah’a kim şükrediyor? İsa!

Şükreden kimse, şükrettiği Allah ile nasıl eşit ve denk olur?

Şükür kuldandır. Şükrü kabul eden de Allah’tır. 

İsa aleyhisselam şükrettiğine göre, kuldur. İlah değildir. 

11) İsa aleyhisselam Tanrı Değil, Dua Eden Bir Kuldur

Matta İncil (26/38-39)’da şöyle yazılıdır

“O vakit onlara dedi: Canım ölüm derecesinde çok kederlidir. Burada kalıp benimle uyanık durun. Biraz ileri gitti, yere kapanıp: 

‘Ey Baba! Eğer mümkünse, bu kase benden geçsin; fakat benim istediğim gibi değil, senin istediğin gibi olsun’ diye dua etti.”

İncillere göre İsa aleyhisselam bu duayı, yakalanmadan önce yapıyor. İsa aleyhisselam bu duayı iki defa daha tekrar ediyor. 

Olayda İsa aleyhisselam, “Canı ölüm derecesinde sıkılan bir adam”dır. 

Etrafındakilere, “Aman uymayın, uyanık durun” diyen bir adamdır. 

Yere kapanıp Allah’a üç defa yalvaran ve son derece endişe içerisinde olan bir adamdır. 

Böyle bir durumda olan, yere kapanıp Allah’a dua eden bir adama kalkıp tanrıdır denilecek. Bu kadar mantıksızlık olmaz. 

12) İncillerin Bildirdiği İsa aleyhisselam Tanrı Değil, (hâşâ) Allah’a İsyan Eden Biridir

İncillere göre İsa çarmıha gerilir, öldürüleceğini anlayıp çaresiz kalınca Allah’a isyan eder. 

Matta İncili (27/46)’da şöyle yazılıdır: 

“Eli, Eli Lama sabaktanı? Yani “Allah’ım, Allah’ım beni niçin bıraktın?” diye yüksek sesle bağırdı. “

Tevhidci İngiliz düşünürü Thomas Emlyn diyor ki, İsa burada kendinden gayri bir tanrıya yalvarır, ona yakarır. İsa burada kesinlikle şunu kastetmemiştir. “Kendim kendim niçin beni terk ettin?” İsa’nın burada Allah olduğu düşünülemez.

Hz. İsa aleyhisselam, tanrı olsaydı, kendini asmak isteyenlerin hakkından gelir, kendisine yapılan türlü eziyet, işkencelere izin vermez ve komik durumlara düşmezdi. 

Luka İncili (23/46)’da durum biraz daha yumuşatılmış olarak verilir: “Baba, ruhumu ellerine bırakıyorum” der. 

İncillerde anlatılan bu hikâyeye göre, İsa tanrı olsaydı, başka bir tanrıdan yardım istemezdi. Kendi işini kendi görürdü. 

“Allah’ım, Allah’ım, niçin beni bıraktın”? sözü bir isyandır. Allah’a isyandır. Hiçbir peygamberde Allah’a isyan yoktur. Hz. Yahya öldürülürken isyanı görülmüş müdür? Hayır!. . 

İsa aleyhisselam, çarmıha gerilip öldürülürken niye isyan ediyor?

Çünkü çarmıha gerilip öldürülen İsa aleyhisselam değildir. Barnabas İncili çarmıha gerilenin, Yahuda İskariyot olduğunu yazar.

Biz Müslümanlar inanırız ki, Hz. İsa aleyhisselam öldürülmemiş ve asılmamıştır, ona benzetilen birisi asılmıştır. Kur’ân-ı Kerim’de bu konudaki ayet-i kerimeler meâlen şöyledir: 

“Ve Allah’ın elçisi Meryemoğlu İsa’yı öldürdük” demeleri yüzünden (onları lanetledik). Hâlbuki onu ne öldürdüler, ne de astılar, fakat (öldürdükleri) onlara İsa gibi gösterildi. 

Onun hakkında ihtilafa düşenler bundan dolayı tam bir kararsızlık içindedirler. Bu hususta zanna uymak dışında hiçbir sağlam bilgileri yoktur ve kesin olarak onu öldürmediler. 

Doğrusu Allah onu nezdine kaldırmıştır. Allah izzet ve hikmet sahibidir. ” (Nisa Sûresi: 4/157-158)

Hulasa, bu gün Hıristiyanların ellerinde bulanan dört İncil de Hz. İsa aleyhisselam’ın insan olduğuna; tanrı olmadığına dair daha açık hükümler vardır. Biz bunlardan seçtiğimiz birkaçını vermekle yetiniyoruz. 

Dört İncil’de Hz. İsa aleyhisselam’ın peygamber olduğuna dair hükümlerinden birkaçını vererek bu konuyu tamamlamak istiyoruz. 

13) İsa aleyhisselam Tanrı Değil, Peygamberdir

Matta İncili (21/10-11)’de Şöyle Yazılıdır

“İsa Yeruşalim’e vardığı zaman, bütün şehir ‘Bu kimdir?’ diyerek sarsıldı. Ve kalabalıklar: Galile’nin Nasıra şehrinden İsa peygamber budur, dediler.”

Hz. İsa aleyhisselam ölmüş bir delikanlıyı dirilttiği zaman Nain şehri halkı “Aramızda büyük bir peygamber çıktı” diye Hz. İsa aleyhisselam’ı karşıladı. (Luka İncili (7/11-16)

Luka İncili (24/ 19)’da Hz. İsa aleyhisselam “Allah’ın ve bütün halkın indinde işte ve sözde kudretli bir peygamber olan Nasıralı İsa” diye tanımlanır. 

Luka İncili (4/24)’de de İsa’ya ait olduğu söylenen şu söz yer alır: 

“Hiçbir peygamber kendi memleketinde makbul değildir. “

Görülüyor ki, İsa aleyhisselam bir peygamberdir. Burada şunu da belirtmeliyiz ki, İnciller çelişkilerle dolu olduğu için isteyen istediği konuyu istediği yöne çekme imkânına sahip olmaktadır. Aksi düşünce ve olayları görmezlikten gelince bu daha kolay olmaktadır. 

Hıristiyanlar da bunu yapıyorlar. 

İsa’nın tanrılığını kabul etmişler, ama İncillerdeki aksi olan şeyleri yok kabul ediyorlar, keyfi yorumlarla tanrılığa dayanak var diyorlar. 

İncillere göre; İsa aleyhisselam’a Hıristiyanların tanrı demelerinin kendilerine göre dayanaklarını da, tanrı olmadığının delillerini de anlatmaya çalıştık. Dayanakların ne kadar çürük olduğu görüldü. Tanrı olmadığının delillerinin de ne kadar açık ve kesin olduğu belli oldu. Allah’tan dileğimiz, yanlış inanç ve yolda olanların gerçeği görmeleri ve İslâm’la kucaklaşmalarıdır. 

Kutsal Ruh’un Tanrılığı Meselesi

Hıristiyanlara göre, Kutsal Ruh da, Baba ve Oğul gibi tanrıdır. Katoliklere göre Kutsal Ruh, hem Baba’dan hem Oğul’dan çıkmıştır. Ortodokslara göre, Kutsal Ruh, Oğul yolu ile sadece Baba’dan çıkmıştır. 

Kutsal Ruh “üçlü tanrı” inancında üçüncü sıradadır. Tanrılığı (381) yılında İstanbul konsilinde kararlaştırılmıştır. Bu duruma göre Kutsal Ruh, insanların bulduğu ve icat ettiği bir tanrıdır. 

Hıristiyanlar, Oğul’un tanrılığında dört İnci’de ve diğer kitaplarda dayanak aradıkları gibi, Kutsal Ruh’un tanrılığında da dayanak ararlar. 

Biz Kutsal Ruh’un tanrılığı konusunda, sadece İncillerde gösterilen dayanaklar üzerinde duracağız. 

Hıristiyanların Kutsal Ruh’un tanrılığı konusunda İncillerde gösterdiği dayanaklar şunlardır: 

Matta İncili (3/16/17)’de şöyle yazılıdır

“Ve İsa vaftiz olup hemen sudan çıktı ve işte gökler açıldı ve Allah’ın Ruh’unun güvercin gibi inip üzerine geldiğini gördü ve işte göklerden bir ses dedi: Sevgili oğlum budur, ondan razıyım. “

Bu cümlede, “Allah’ın ruh’unun güvercin gibi inip üzerine geldiğini gördü” den maksat, Kutsal Ruh’muş, güvercin olup İsa’nın üzerine konmuş. 

Hıristiyanların burada yürüttüğü mantık şudur: 

Allah, Allah’tır. 

Allah’ın ruhu da Allah’tır. 

Allah’ın ruhu güvercin olduğuna göre, İsa’nın başına konan güvercin de Allah’tır. Bu güvercinin adını da kendileri koyuyorlar: Kutsal Ruh. Öyleyse Kutsal Ruh da Allah’tır. 

Hıristiyanların bu görüşü kabul edilirse, bütün güvercinlerin, bütün canlıların, bütün insanların tanrı olmaları gerekir. Çünkü hepsinde Allah’ın ruhu vardır. 

Hepsi Allah’ın verdiği ruhla yaşıyorlar. Allah verdiği ruhu alınca da ölüveriyorlar. 

İsa’nın başına konan güvercin hikâyesi bırakın Kutsal Ruh’un tanrılığını, Kutsal Ruh’un varlığına delil bile değildir. 

Luka İncili (4/14)’de şöyle yazılıdır: “İsa ruhun kuvveti ile Galile’ye döndü ve bütün havaliye onun haberi yayıldı.”

Bu cümleden anlaşılan manâ nedir? İsa âcizmiş, Ruh adında bir kuvvetin yardımı ile Galile’ye dönmüş. Tabii âciz olan İsa’nın tanrı olması mümkün değildir. 

Yahut İsa manevi yönden güçlü ve kuvvetli olarak Galile’ye döndü denilebilir, ruhi yönden çok iyi idi, diye açıklanabilir. Bu hallerde cümleden, “İsa’yı tanrı Kutsal Ruh elinden tutup kuvveti ile Galile’ye getirdi” diye anlamak mümkün değildir. 

“İsa, ruhun kuvveti ile Galile’ye döndü” ifadesinden “Kutsal Ruh tanrıdır” manâsını çıkarmak mümkün değildir. 

Luka İncili (1/35)’de şöyle yazılıdır

“Melek cevap verip ona dedi: Ruhu’l-Kudüs senin üzerine gelecek, yüce olanın kudreti üstüne gölge salacak, bunun için de doğacak olan mukaddese Allah’ın oğlu denilecek. “

“Ruhu’l-Kudüs senin üzerine gelecek, ” deniliyor. 

Hıristiyanlara göre, tanrı olan Baba, Oğul ve Kutsal Ruh, her zaman ve her yerde birlikte bulunurlar, birbirlerinden ayrı oldukları bir an bile yoktur. 

Matta İncili (3/16-17)’de Baba gökte, Oğul sudan çıkmış yerde, Kutsal Ruh da, güvercin gibi İsa’nın üzerine inmekle meşguldür. 

Burada Baba, Oğul ve Kutsal Ruh ayrı ayrı yerlerde ve ayrı ayrı işlerdedir. 

Baba gökten sesleniyor, ‘sevgili oğlum budur’ diyor, Kutsal Ruh gökten yere güvercin olmuş süzülüp iniyor, Oğul, sudan çıkmış bir şey yapmadan duruyor. 

Hani hepsi aynı zamanda, aynı işleri yaparlardı? Birbirinden ayrı oldukları zaman ve mekân yoktu. 

“Ruhu’l-Kudüs senin üzerine gelecek” deniliyor. Daha gelmemiş. Bu cümlede Ruhu’l-Kudüs’ün tanrı olmasının alameti nedir? Hiçbir şey! Ruhu’l-Kudüs kelimesi nerede geçerse, Hıristiyanlar O’na tanrıdır, diyorlar. 

Yuhanna İncili (4/24)’de şöyle yazılıdır

“Allah Ruh’tur ve ona tapınanların ruhta ve hakikatte tapınmaları gerekir. “

Allah ruhmuş. Allah ruh olunca, bu Kutsal Ruh’un tanrılığına delilmiş. 

Cümle üzerinde duralım: 

1-Allah ruh olunca Kutsal Ruh tanrı olduğuna göre, “Allah, Kutsal Ruh’tan ibarettir” anlamı çıkar. Bu anlama göre, Kutsal Ruh’un dışında “Allah yoktur” demektir. 

2-“Allah Ruh’tur” demekle Allah’ın cevheri, özü belirtiliyor, Allah Ruh’tan ibarettir. Bu şu demektir, Allah tektir. O da Ruh’tan ibarettir. Buna göre ne Baba, ne Oğul, ne de Kutsal Ruh vardır. Sadece ve sadece Ruh’tan ibaret Allah vardır. Her iki anlayış Teslis’e aykırıdır. Teslis’i reddeder. 

3- “Allah Ruhtur ” anlayışı doğru değildir. Çünkü ruh, Allah’ın yarattığı bir şeydir. Allah’ın yarattığı bir şey nasıl olur da tanrı olur?

Ruh Gözle görülemez, mahiyeti bilinemez. Peygamberimize ruh hakkında soru soruyorlar soru üzerine Allah, Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem’e Kur’ân-ı Kerim ayetini indiriyor, indirilen Ayeti Kerime’de Allah şöyle buyurur: 

Sana ruh hakkında soru sorarlar, Deki: Ruh Rabbimin emrindedir.
Size ancak az bir bilgi verilmiştir.”

İnsanoğlunun bilgisi azdır, ruh hakkında ise hemen hemen hiçbir bilgisi yoktur. 

Ruh’un mahiyeti bilinemez, hakikati kavranılamaz. 

Ruh, Allah’ın canlılara verdiği hayat kaynağıdır. 

Allah verdiği ruhu alınca, canlıların hayatları sona erer. 

Ruhu’l-Küdüs, diğer ifadesiyle Kutsal ruh ise, Allah’ın yarattığı meleklerinden biridir. Adı da Cebrail’dir. 

Cebrail, Allah’ın emirlerini peygamberlerine getirir. 

Cebrail, diğer adı ile Ruhu’l-Kudüs Allah’ın emriyle peygamberlerine yardım eder. 

Cebrail, Allah’ın yarattığı nurdan bir varlıktır. 

İlah değildir. 

Hıristiyanlar, Ruhul -Kudüs hakkında da sapma içerisindedirler. 

“Allah Ruhdur” deyip, Allah’ın yarattığı ruhu Allah yerine koymak da başlı başına bir sapıklıktır. 

Kutsal Ruh’un tanrılığı konusunda Hıristiyanların gösterdiği diğer dayanaklar üzerinde durmayı gereksiz görüyoruz.

“. . . Ya’kub oğullarına: ‘Benden sonra kime ibâdet edeceksiniz?’ demişti.
Onlar Senin ve atalarının İbrahim, İsmail ve İshak’ın ilâhı olan tek Allah’a ibâdet edeceğiz. Biz ancak O’na teslim olmuşuzdur, dediler.”

Bakara Sûresi:2/ 133
Scroll to Top