Havariler Meselesi

İsa aleyhisselâm’ın peygamberliğine inanan ilk insanlara Kur’ân-ı Kerim’de “Havariler” denir. Havari, “yardımcı, dost ve arkadaş” demektir.
Bunlar, İsa aleyhisselâm’ın peygamberliğine inanmışlar, hayatları boyunca da ona bağlı kalmışlardır. İsa aleyhisselâm’ın yolunda yürümüşlerdir.
Biz Müslümanlar, İsa aleyhisselâm’ın Havari’lerini Peygamberimiz (sav)’ın ilk sahabeleri gibi bilir, onlara gerekli saygıyı gösteririz.[53] Biz Müslümanların Havariler hakkındaki inancını bu şekilde belirttikten sonra, Hıristiyanlıktaki “Havariler” meselesine geçebiliriz.
Hıristiyanlıkta dört İncil’e göre, İsa inananlar arasından kendisine yakın olanları seçer. Seçilenlerin sayısı on ikidir. Bunlara “on ikiler” denir.
İsa’dan sonra seçilenlerin sayısı on ikilerle kalmaz. Ortaya yeni Havariler çıkar. Yeni çıkan bu Havarilerden biri de bu günkü Hıristiyanlığın kurucusu Paul’dur.[54]

[53] Havariler hakkında bakınız, Kur’ân: Âl- i İmran: 3/52, Maide: 5/111- 114, Saf: 61/14
[54] P. Luigi İannitto, Hıristiyan Dininin Esasları, sh: 197, 208, 1982, İst.

Hıristiyanlara göre, Havariler çok üstün yetki ve özelliklere sahip insanlardır. Bunların iddia edilen özellik ve yetenekleri peygamberlerde bile yoktur.
Biz önce Havarilerle ilgili dört İncil’deki metinleri görelim, sonra Havarilerin nitelikleri üzerinde durabiliriz:
Matta İncili (10/1- 4)’de şöyle yazılıdır: “İsa on iki şakirdini (öğrencisini) yanına çağırıp murdar ruhları (cinleri) çıkarmak, her çeşit hastalığı ve her çeşit zayıflığı iyi etmek kudretini onlara verdi. Ve on iki rasulün adları şunlardır: Birincisi Petrus denilen Simun ve kardeşi Andreas, Zebedi’nin oğlu Yakup ve kardeşi Yuhanna, Filipus ve Bartolomeus, Tomas ve vergi mültezimi Matta; Alfeus’un oğlu Yakup ve Taddeus, Gayyur Simun ve İsa’yı ele veren Yahuda İskariyot.”

Markos İncili (3/13- 19)’de şöyle yazılıdır: “İsa dağa çıkıp kendi istediklerini yanına çağırdı; onlar da yanına gittiler. Ve kendisi ile beraber olsunlar, onları vazetmeğe göndersin ve cinleri çıkarmaya kudretleri olsun diye on iki kişi tayın etti. Petrus lâkabını kattığı Simunu ve Boanerces, yani gökgürlemesi oğulları lâkabını kattığı Zebedi’nin oğlu Yakup’u ve Yakup’un kardeşi Yuhanna’yı ve Andreas’ı, Filipus’u, Bartolomeus’u, Matta’yı, Tomas’ı, Alfeus’un oğlu Yakup’u, Taddeus’u, Gayyur Simun’u ve Yahuda İskariyot’u ki bu da İsa’yı ele verdi.”
Luka İncili (6/12- 16)’da şöyle yazılıdır: “Ve vaki olduki, o günlerde İsa dua etmek için dağa çıktı. Bütün geceyi Allah’a dua ile geçirdi. Gündüz olunca şakirtlerini yanına çağırdı; onlardan on ikisini seçti ve onları rasuller tesmiye etti. Simun ki ona Petrus adını da verdi ve kardeşi Andreas, Yakup ve Yuhanna, Filipus ve Bartolomeus, Matta ve Tomas, Alfeus’un oğlu Yakup ve Gayyur denilen Simun, Yakub’un oğlu Yahuda ve hain olan Yahuda İskariyot.” Havariler hakkında üç İncil’deki metinleri yazmış bulunuyoruz. Yuhanna İncili’nde Havarilerin isimleri topluca bulunmadığı için bu
konuda adı geçen İncil’de olanları yazmayı ileriye bırakıp üç İncil’deki Havarilerle ilgili metinler üzerinde durmak istiyoruz.
Görüldüğü gibi üç İncil’deki metinler üslup yönünden birbirinden farklıdır. Aralarında küçümsenmiyecek derecede aykırıklar vardır. Şöyle ki:
1- Matta İncili’ne göre, İsa’nın on ikileri seçtiği yer ve zaman belli değildir. Markos İncili’ne göre, İsa, on ikileri dağda seçmiştir, ama seçme zamanı belli değildir. Luka İncili’ne göre, İsa, on ikileri dağda ve gündüz seçmiştir.
2- Luka İncili’ndeki “İsa bütün geceyi de Allah’a dua ederek geçirmiştir” cümlesi diğer İncillerde yoktur.
3- Matta İncili Havarilerin isimlerini verirken “Birincisi” diye başlar, ikincisi, üçüncüsü diye devam etmez. Sıra sayısı ile başlayan cümlenin sayılan şeylerin devamınca sıra sayısı ile devam etmesi gerekirdi. Bu Matta İncili için bir dil bilgisi hatasıdır. Diğer İncillerde sıra sayıları yoktur. 4- Matta İncili’nde on ikilere “rasul” deniliyor. Luka İncili’nde on ikilere “rasuller” diye isim verenin İsa olduğu bildiriliyor. Markos İncili’nde “rasul” ifadesi yoktur.
5- Matta İncili’nde on ikilerden Matta vergi memuru olarak tanıtılıyor. Markos ve Luka İncillerinde Matta’nın görevi belirtilmiyor.
6- Markos İncili’nde Zebedi’nin oğulları “Boanerces” yani gök gürlemesi unvanı ile anılıyorlar. Matta ve Luka İncillerinde Zebedi’nin oğullarının böyle bir unvanı yer almaz. Ayrıca Luka İncili’nde “Zebedi” ismine de yer verilmez.
7- Luka İncili’nde Havari “Taddeus”un adı yer almaz. Luka İncili’nde yeni bir Havari ismi verilir. Bu Havarinin ismi Yakup’un oğlu Yahuda’dır. Bu Yahuda, Yahuda İskariyot değildir.
8- Luka’nın Havarisi “Yakub’un oğlu Yahuda” Matta ve Markos İncillerinde Havari olarak tanıtılmaz.
İçlerinde bu kadar çelişki, tezat olan metinler nasıl ilhamla yazılmış metinler olur?
Yuhanna İncili’ne gelince, bu İncil’de Havarilerin isimleri topluca bulunmaz. Yuhanna İncili’nde on ikilerle ilgili şu metinler vardır:
“Şimdi İsa on ikilere dedi: ‘Yoksa siz de mi gitmek istiyorsunuz?” Simun Petrus ona cevap verdi: “Ya Rab, biz kime gideceğiz? Ebedî hayatın sözleri sendedir. Biz de imân ettik ve biliyoruz ki, Allah’ın Kuddüs’ü sensin.” İsa onlara cevap verdi: “Siz on ikileri ben seçmedim mi? Ve sizden biri iblistir.” İskariyotlu Simun oğlu Yahuda hakkında söyledi, çünkü on ikilerden biri iken, İsa’yı ele verecek olan O’dur.” (Yuhanna İncili 6/67- 71)
Yuhanna İncili metninde iki Havari vardır. Bunlardan biri Simun Petrus, diğeri de Yahuda İskariyot.
Yuhanna İncili (20/21)’de Tomas’ın on ikilerden olduğu bildirilir. Diğer Havariler kimlerdir? Yuhanna İncili’nde bu konuda kâfi bilgi yoktur. Yuhanna İncili’nin değişik yerlerinde Andreas ve Filipus isimlerine rastlanır, ama bunların Havari olup olmadıkları belirtilmez.[55]
Yuhanna İncili’nde, diğer İncillere göre Havari olan Yakup, Yuhanna, Bartolomeus, Matta, Alfeus’un oğlu Yakup ve Gayyur Simun isimleri de bulunmaz.
Yuhanna İncili’ndeki İsa ile Simun Petrus konuşması diğer üç İncil’de bulunmaz.
Sormak lazımdır: Dört İnciller nasıl doğru ve hak kitaplarıdırlar ki, Hz. İsa (as)’ya en yakın insanlar hakkında bile doğru dürüst birbirini tutan bilgiler veremiyorlar. İsimlerde bile birbirleri ile çelişki halindedirler.
[55] Yuhanna İncili, 1/40- 45, 12/21, 21, 14/8, 9, 21/2

Havarilerin Yetki ve Özellikleri

Dört İncile göre, Havariler insan üstü özelliklere ve yetkilere, bunun yanında da bir insan işin aşağılayıcı olan niteliklere de sahiptir. Biz önce Havari’lerin üstün özellik ve yetkilerine bakalım: Havari’ler, murdar ruhlara ve cinler üzerine hakimdirler.
Murdar ruhları kovarlar, cinleri çıkarırlar, hastaları, zayıfları iyi ederler, körlerin gözlerini açarlar, kötürümleri yürütürler, ölüleri diriltirler.
Havariler melekûtun sırlarına ermişlerdir.
Tanrıdan ilham alırlar, zehir içseler bile ölmezler, vaftiz etme ve günâhları bağışlama yetkisine sahiptirler.
Dört İncile göre; İsa bütün bu yetki ve özellikleri Havarilerine vermiş,
“Size selâmet! Baba beni gönderdiği gibi ben de sizi gönderiyorum” demiştir.[56]
Dört İncilde böyle anlatılan ve tanıtılan Hıristiyan Havarileri gerçekten böyle midir?
Dört İncildeki aşağılayıcı nitelikler böyle olmadığını gösteriyor: İncelemeye Yahuda İskariyot’tan başlayalım.
Dört İncile göre hatta Hıristiyanların kabul etmediği Barnabas İncili’ne göre Yahuda İskariyot Havaridir. On ikilerdendir.
Dört İncilin Petrus’tan sonra ittifakla Havari dedikleri ikinci şahıs Yahuda İskariyot’tur.
Yuhanna İncili (12/6)’da yazdığına göre Havari Yahuda İskariyot bir hırsızdır.
Barnabas İncili bölüm 14’te İsa’nın zekâtları toplayıp dağıtmakla görevlendirdiği Yahuda İskariyot’un her şeyin onda birini çaldığını bildirir.

[56] Verilen İncil metinleri dışında bakınız: Matta: 10/8, 9, 20, 28/19, Markos: 6/7, 13, 4/10, 11, 16/17, 18
Hıristiyanlar Barnabas İncili’ne, “uydurmadır” derler. Ama Yuhanna İncili’nin Yahuda İskariyot hırsızdır ithamı için ne diyeceklerdir?
Burada şunu da belirtelim ki, Yuhanna İncili’nin hırsızdır ithamına Luka, Markos ve Matta İncilleri de yer vermez.
Yine Yuhanna İncili (6/70)’de Hz. İsa (as), Yahuda İskariyot’a “İblis” der. Söylenecek sözlerin en ağırını söyler.
Önceden Havari idi, sonradan hırsız ve iblis oldu denilebilir. O zaman, Havarilikten uzaklaştırılması gerekirdi. Uzaklaştırılma da söz konusu değildir. Yahuda İskariyot Hz. İsa (as)’ın bütün toplantılarına katılırdı.
Yahuda’nın kendisini ele vereceğini şakirtlerine söylüyor. Hatta Yuhanna İncili (13/27)’de haydi çabuk beni ele ver anlamında “Yaptığını çabuk yap” diyor.
Biz Müslümanlara göre, bir peygamberin, Hıristiyanlara göre bir tanrının bir hırsızı, bir İblisi yanında tutması, kendi eli ile kendini ölüme teslim etmesi aklın alacağı bir iş değildir.
Burada bir hikmet, üstün bir gaye aramak da şaşkınlıktan başka bir şey değildir.
Tanrı İsa ölecekmiş de, bütün insanlar kurtulacakmış. Böyle bir inanç Allah’a da peygamberi İsa’ya da bir iftiradır.
Allah sonsuz güç sahibidir. İstediğini affeder, istediğini affetmez. Kimse de “niçin affetmedin?” diyemez
Mübarek kitabımız Kur’ân’ı Kerim’de Hz. İsa (as)’nın öldürülmediği, asılmadığı, ona benzetilen kişinin asıldığı bildirilir.[57]
Barnabas İncili Bölüm (214- 219)’da İsa’yı ihbar eden Yahuda İskariyot’un Hz. İsa (as)’a benzetildiği onun yakalanıp İsa diye çarmıha gerildiğini yazar.

[57] Bakınız, Kur’ân-ı Kerim: Nisa: 4/157, 158

Yahuda İskariyot dört İncile göre de haindi, hırsızdı, iblisdi, Havari idi. Bu kadar tezat ilâhî bir kitapta nasıl bulunur. Bulunduğuna göre bu kitaplar ilâhî kitap olmaktan uzaktır. Gerçek de budur.
Gelelim diğer Havarilere: Adamın biri çocuğunu kötü ruhtan kurtarmak için Hz. İsa (as)’ın şakirtlerine getiriyor. İsa’nın şakirtleri olan on ikiler, çocuktan kötü ruhu çıkaramıyorlar. Adam şakirtlerini İsa’ya şikâyet ediyor. Bunlar kötü ruhu çocuktan çıkaramadılar diyor. İsa kızıyor:

Matta incili (17/17)’ne göre öğrencilerine şöyle bağırıyor: “Ey imânsız ve sapık nesil! Ne vakte kadar sizinle beraber olacağım? Size ne vakte kadar dayanacağım? Onu buraya bana getirin.” İsa çocuktan cini çıkarır, çocuk iyi olur.
İsa’nın on ikilere bağırması, Markos (9/19)’da ve Luka (9/41)’de yer alır.
Bir atasözü vardır: “Bu ne perhiz, bu ne turşu”. Bir tarafta peygamberlere verilmeyen nitelikler veriliyor, bir tarafta da aynı insanlar o nitelikleri veren tarafından sapık ve imânsız ilan ediliyor.
Bu kadar çelişkinin tamamı doğru olamaz, bazıları doğru değildir denilirse de, o zaman yanlışların bulunduğu kitaplar ilâhî kitap olamaz. Bunlar ilâhî ilhamla yazıldı denilemez.
İmansız ve sapık sözlerine muhatap olan öğrenciler, “biz cini niçin çıkaramadık” deyince, İsa onlara: “İmanınız az olduğu için” cevabını veriyor.[58]
İsa, İncillere göre; tekrar dirilir. Dirildiğini Petrus’a ve öğrencilerine haber vermelerini ister. Kendisinin de Galile’ye gideceğini söyler, orada öğrencilerini göreceğini haber verir. Galile’de öğrencilerine görünür, öğrencileri hemen onu tanıyamazlar.

[58] Matta İncili: 17/19, 20, 16/8

Markos İncili (16/7- 14)’e göre öğrencilerini katı yüreklilikle ve imânsızlıkla ayıplar. Yuhanna incili (20/27)’e göre de tekrar dirildiğine şaştığı için Havari Tomas’a “İmansız olma, ancak imânlı ol” diye emreder.
Her ne sebepten olursa olsun. İsa’nın İncillere göre üstün özellik ve yetkiler verdiği şahısları; imânsız ve sapık olarak nitelendirmesi, İncillerin içinde bulunduğu tezatları göstermektedir.

Konuyu Hz. İsa (as)’nın birinci Havarisi, kilisenin kurucusu, papaların başı, Hıristiyanlığın tacı olan Petrus’la tamamlayalım.
İsa kendisinin Kudüs’e gideceğini, başkâhinlerin ellerinden çok acı çekeceğini, öldürüleceğini, tekrar dirileceğini haber verir.
Petrus İsa’yı bir kenara çeker ve azarlar: “Ya Rab! Bu senden ırak olsun. Senin başına böyle bir şey gelmeyecek” der.
Hz. İsa (as) Petrus’a kızar: “Çekil arkama şeytan! Sen bana tökezsin. Çünkü sen Allah’ın şeylerini değil, ancak insan şeylerini düşünüyorsun” der. Matta (16/23) Markos (8/33)
Hz. İsa (as), “çekil şeytan” sözünü bütün şakirtlerin huzurunda söylüyor. Petrus’un tanrısal düşünemediğini, insan şeyleri düşündüğünü açıklıyor ve Petrus’un zaaflarını ortaya çıkarıyordu.
Şeytan sözüne muhatap olmak en aşağılayıcı şeylerden biridir. Bu söz şaka diye söylenemez, böyle de yorumlanamaz. Nitekim ikinci bir hadise bize Petrus’un nasıl bir insan olduğunu göstermektedir.
İsa, Petrus’a; “Sen beni üç kere inkâr etmedikçe horoz ötmeyecektir” der. Petrus İsa aleyhisselâm’a şöyle cevap verir: “Ben seninle beraber ölmek lâzım gelse de seni hiç inkâr etmem.” Diğer şakirtler de Petrus’un dediği gibi derler.[59]
Dört İncile göre; İsa’yı yakalarlar, götürürler. Petrus da takip eder. Hizmetçi bir kız Petrus’u görür. “Sen de bu adamın şakirtlerindensin” der. Petrus inkâr eder. “Değilim” der. İkinci defa da inkâr eder.

[59] Matta İncili: 26/34, 35, Markos İncili: 14/30, 31, Luka İncili: 22/33, 34, Yuhanna İncili: 13/37, 38

Üçüncü defa “Sen de bu adamın şakirdi misin?” diye sorarlar. Yine “değilim” der. Horoz öter. İsa’nın sözlerini hatırlar, ağlar.
Petrus o kadar sağlam iradeli, sebatkâr, davasının adamı bir insan değildir. İsa aleyhisselâm’a itiraz eder, edebe aykırı olarak onu azarlar. Azıcık sıkışınca da bir hizmetçi kızın sorusu karşısında inkâra sapar. Az imânlı olduğunu gösterir.[60]
En sonunda da İsa böyle bir insana “Kuzularımı otlat, koyunlarımı güt. Koyunlarımı otlat” diye her şeyi ona emanet ediyor.[61]
Bu da İncillerdeki garipliklerden biridir.
Hulâsâ “Havariler” meselesinde İnciller bir çıkmazın içerisindedir. Verdikleri haberler birbirini tutmamaktadır. Tezatlar, çelişkiler, yığın, yığındır


Mukaddes Olanları Köpeklere Vermeyin

İsa’nın dağdaki konuşması Matta İncili’nin beş, altı ve yedinci bölümlerini doldurur.
İsa’nın dağdaki konuşması, diğer İncillerde yoktur. Ama konuşmanın bazı bölümleri bu İncillerin değişik yerlerinde dağınık bir şekilde yer alır.
Dağdaki konuşma konusunda İnciller arasında uyum yoktur. Çelişkiler ve tutarsızlıklar vardır.
Dağdaki konuşma mühimdir. Bu konuşma Eski Ahid, İnciller ve mektuplarla karşılaştırılmalı olarak incelenmelidir.
Genişliğine ve derinliğine yapılan bir araştırma, Hıristiyanlığın çok önem verdiği dağdaki konuşmanın hayatın gerçeklerine ne kadar ters düştüğünü ve kendi içinde de çelişkilerle dolu olduğunu gösterecektir.

[60] Matta İncili: 14/31, 26/69- 75, Markos İncili: 14/66- 72, Luka İncili: 22/56- 62, Yuhanna İncili: 18/17- 27 [61] Yuhanna İncili: 21/15- 17

Dağdaki konuşmanın bir yerinde şöyle denilmektedir.
Matta İncili (7/6)’da şöyle yazılıdır: “Mukaddes olanı köpeklere vermeyin ve incilerinizi domuzların önüne atmayın ki, onları ayakları altında çiğnemesinler ve dönüp sizi parçalamasınlar.”
Bu parça; Markos, Luka ve Yuhanna İncillerinde yoktur.
Bu parçanın İncillerin birinde olması, diğerlerinde bulunmaması bir çelişkidir.
Parçada sözü edilen “Mukaddes olan inciler” İsa’nın bildirdikleridir. “Köpek ve domuz” olanlar ise, İsrail milleti dışında milletlerdir.[62]
Dağ konuşmasında bulunan bu parçaya göre, İsrail milleti dışında kalan milletler köpek ve domuz değerindedir. İsa’nın bildiklerini dinlemeye bile lâyık değillerdir.
Bu kadar ırkçılık, kendi milletinden olmayanları bu kadar aşağılama, biz Müslümanlarca Allah’ın bir peygamberi olan İsa aleyhisselâmca yapılmış olamaz.
Matta İncili’nin İsrail milletinden olmayanları köpek ve domuz seviyesine indirmesi, Matta İncili yazarının İsa aleyhisselâm’a bir iftirasıdır.
Matta İncili (10/5- 6)’da ırkçılığın başka bir yönünü bildirmektedir. Matta İncili’ne göre; İsa Havarileri olan “on ikileri” emirlerini halka duyurmak için gönderirken şöyle dediği bildirilir: “Milletler yoluna gitmeyin ve Samiriyeliler’in şehirlerinden hiç birine girmeyin. Fakat daha ziyade İsrail evinin kaybolmuş koyunlarına gidin.”
Bu parça ile İsa öğrencilerine İsrail, yani Yahudi milletinden olmayanlara emirlerini duyurmamalarını emretmektedir.
Filistin’de bulunan “Samiriye” kabilesini de emirlerini duyurmağa lâyık bulmamaktadır. İncillerin muhtelif yerlerinde Samiriyeliler hor görülmekte ve aşağılanmaktadır.

[62] Doçent Dr. Şaban Kuzgun, Dört İncil, sh: 225- 226, 1991, İst., Abdulehad Davud, İncil ve Salîb, sh: 84, İnkılab Yay. İst.

Matta İncili’nde yer alan bu parça Markos, Luka ve Yuhanna İncillerinde yoktur. Çelişki vardır. Matta İncili(10/16)’da da şöylece “on ikiler” e öğüt verilmektedir: “İşte sizi kurtların arasına koyunlar gibi gönderiyorum. İmdi yılanlar gibi akıllı ve güvercinler gibi saf olun.”
Bu metin de diğer İncillerde yoktur. Burada koyunlar İsa’ya uyanlardır. Kurtlar ise İsa’ya uymayan Yahudiler’dir. Yahudi olmayanlar kurt bile değildir. Onlar köpek ve domuz gibidir.
İnsanları bu derece bölen, insanlığı bu derece aşağılayan kitaba ilâhî kitap denilir mi?

Çocukların Ekmeğini Köpeklere Vermek
Yahudi milleti çocuk gibi sevilmeye ve hizmete lâyıktır. Ekmek ise, İsa’nın Yahudilere sunduğu emirler ve vaat ettikleridir.
Yahudilere sunulan emirleri ve vaatleri başkalarına sunmak, çocukların ekmeğini köpeklere vermektir. Konuyu daha iyi anlamak için önce İncillerdeki metinleri görelim.
Matta İncili (15/21- 28)’de şöyle yazılıdır:
“Ve İsa oradan çıkıp Sur ve Sayda taraflarına çekildi. Ve işte Kenanlı bir kadın o sınırlardan geldi ve: ‘Ya Rab, bana merhamet eyle, sen ey Davud oğlu, kızım kötü bir halde cine tutulmuştur’ diye bağırdı.
Fakat İsa ona bir söz cevap vermedi ve şakirtleri gelip ‘onu uzaklaştır, çünkü o arkamızdan bağırıyor’ diyerek İsa’ya yalvardılar. Fakat İsa cevap verip dedi: ‘Ben İsrail evinin kaybolmuş koyunlarından başkasına gönderilmedim.’
Fakat kadın geldi ve ‘Ya Rab, bana yardım et’ diye ona tapındı. Ve İsa cevap verip dedi: ‘Çocukların ekmeğini alıp onu köpeklere atmak iyi değildir.’
Fakat kadın dedi: ‘Evet! Ya Rab, zira köpekler de efendilerinin sofrasından düşen kırıntılardan yerler.’
O zaman İsa cevap verip kadına dedi: ‘Ey kadın! İmanın büyüktür; sana istediğin gibi olsun. Ve onun kızı o saatte iyi oldu.’

Hikâye, Markos İncili’nde de yer alır.
Markos İncili (7/24- 30)’da şöyle yazılıdır: “Oradan kalkıp Sur ve Sayda sınırlarına gitti. Bir eve girip kimsenin bilmesini istemedi ve gizlenemedi. Fakat küçük kızında murdar ruh olan bir kadın, İsa hakkında haber aldı ve hemen ayaklarına düştü. O kadın Yunanlı olup Suriyeli Fenike ırkındandı.
Kızından cini çıkarmasını ona yalvardı. İsa ona dedi: ‘Bırak önce çocuklar doysunlar; çünkü çocukların ekmeğini alıp onu köpeklere atmak iyi değildir.’

Kadın cevap verip ona dedi: ‘Evet, Ya Rab, köpekler de sofra altında çocukların kırıntılarından yerler.’
O da ona dedi: ‘Bu sözden dolayı git, cin senin kızından çıkmıştır.’ Kadın evine gidip cini çıkmış ve kızı yatakta yatar buldu.”
Matta ve Markos İncillerinin bildirdiği hikâyedeki ana tema konusunda düşüncelermizi belirtmeden önce iki metin arasındaki çelişki ve tutarsızlıkları tesbit edelim:
1- Markos İncili’nde İsa’nın bir eve girip gizlenmek istediği fakat gizlenemediği bildiriliyor. Matta İncili’nde gizlenme olayı yoktur. Dolayısı ile iki İncil arasında çelişki vardır.
2- Kadının kimliği konusunda İnciller arasında çelişki vardır. Matta İncili’ne göre, kadın Kenan’lıdır. Markos İncili’ne göre, kadın Yunanlı olup Suriye’li Fenike ırkındandır.
İncilin çağdaş Türkçe çevirisini yapanlar, kadını “Yahudi olmayan bu kadın Suriye Fenike ırkındandı” diye tanımlıyorlar. Kadının Kenanlı veya Yunanlı olduğunu inkâr ediyorlar veya bu konuda tereddüt et tiklerinden dolayı, kadının Kenanlı veya Yunanlı olduğunu söyleyemiyorlar. Yahudi olmayan demekle yetiniyorlar.
Kadının kimliği konusunda Matta ve Markos İncilleri ayrı ayrı şey söylerken, İncil’in Çağdaş çevirisini yapanlar yeni bir tahrifde (bozmada) bulunuyorlar. Kadına Yahudi değildi diyorlar, Matta İncili’nin Kenanlı, Markos İncili’nin Yunanlı tanımlarını kabul etmiyorlar. İncilin çağdaş Arapça çevirisini yapanlar Markos İncili’nde, başlık olarak “Kenanlı kadının imânı” başlığını koyarlar. Kadını Yahudi olmayan, Suriye asıllı, Finikeli bir kadın diye tanımlarlar.
3- Matta İncili’ne göre, kadının kızı cine tutulmuştur.
Çağdaş Türkçe çeviride de kız cine tutulmuştur.
Çağdaş Arapça çeviride kız şeytana tutulmuştur.
Markos İncili’ne göre, kadının kızında murdar ruh vardır.
Çağdaş Türkçe çeviride kız kötü ruha tutulmuştur.
Çağdaş Arapça çeviride kız kötü ruha tutulmuştur. 4- Matta İncili’ne göre, kız iyi olmuştur. Kızdan çıkan bir şey yoktur. Markos İncili’ne göre, kızdan cin çıkmıştır.
Çağdaş Türkçe çeviriye göre, Markos İncili’nde kıza kötü ruh giriyor, cin çıkıyor.
Çağdaş Arapça çeviriye göre Markos İncili’nde kıza şeytan giriyor, şeytan çıkıyor.
5- Matta İncili’ne göre kadın İsa’ya; “Yâ Rab bana merhamet eyle, sen ey Davudoğlu” diye yalvarıyor. Bu yalvarış Markos İncili’nde yoktur.
6- Matta İncili’ne göre, şakirtleri İsa’dan kadını uzaklaştırmasını istiyorlar. Markos İncili’nde şakirtler yoktur. Dolayısıyla İsa’dan kadını uzaklaştırma isteği de yoktur.
7- Matta İncili’ne göre, İsa, “ben İsrail evinin kaybolmuş koyunlarından başkasına gönderilmedim” diyor. İsa’nın bu sözleri Markos İncili’nde yoktur.
8- Matta İncili’ne göre, kadın İsa’ya ‘bana yardım et’ diye tapınıyor. Markos İncili’ne göre, kadının İsa’ya tapınması yoktur. Ayaklarına düşmesi vardır.
9- Matta İncili’ne göre, İsa kadının kızını tedavi isteğine, “Çocukların ekmeğini alp onu köpeklere atmak iyi değildir” diye cevap verir. Markos İncili’ne göre, İsa’nın kadına cevabı şöyledir: “Bırak önce çocuklar doysunlar, çünkü çocukların ekmeğini alıp onu köpeklere atmak iyi değildir.”
Görülüyor ki İsa’nın cevabında da her iki İncil arasında fark ve çelişki vardır. Matta İncili’nde bırak önce çocuklar doysunlar, sözleri yoktur.
10- Kadın “köpekler de efendilerinin sofrasından düşen kırıntılardan yerler” deyince, Matta İncili’ne göre, İsa: “Ey kadın imânın büyük istediğin gibi olsun” diyor.
Markos İncili’ne göre; “Bu sözden dolayı git cin senin kızından çıkmıştır” diyor.
İsa’nın bu sözlerinde de çelişki vardır. Çünkü her iki İncil de İsa’nın sözlerini başka, başka bildiriyor.

Ne Kötü Bir Davranıştır

Kadın çaresizlikten köpekliğini kabul edip, sofradan düşen kırıntıları yemeyi kabul edince, İsa diye konuşturdukları adam, karşısındaki kadının alçalmasından o kadar memnun oluyor ki, “Bu sözden dolayı git” diyor, kadının isteğini yerine getiriyor.
Yahudi olmadığı için bir insanın bu derece aşağılanması insanlık adına esef vericidir.
11- Kenanlı yahut Yunanlı kadının hikâyesi Luka ve Yuhanna İncillerinde bulunmaz. Neden?
12- İncilin çağdaş çevirisini yapanlar, Matta İncili’nde hikâyeyi, “Kenanlı kadının imânı”, Markos İncili’nde “Fenikeli kadının imânı” başlığı ile verir.
Her iki İncil’de yer alan hikâye aynı hikâyedir. Hikayede tek kadın vardır. Bu kadın nasıl iki kimlik sahibi oluyor? Çağdaş çevirinin verdiği başlıklarda bile çelişki vardır.
Dört İncil hakkında son derece önemli bir kitap yazmış olan Doçent Dr. Şaban Kuzgun bu olayla ilgili bakınız neler yazıyor:
“Hz. İsa yolda yürürken kızı cinlere tutulmuş olan Kenanlı bir kadınla karşılaşıyor, kadın ondan kızını cinlerden kurtarmasını isteyince Hz. İsa ona; “Ben sadece İsrail evinin kaybolmuş koyunlarına gönderildim” diye cevap veriyor. Yani kadın ona geliyor, davetine inandığını, mucizelerini tasdik ettiğini belirterek kızı için kendinden yardım istiyor, onu cinlerden kurtarmasını istiyor.
İsa yardım teklifini reddediyor, dolayısıyla kadının kendisine imân etmesini de kabul etmemiş oluyor, görevinin sadece İsrail kavmine mahsus olduğunu, başka kavimlerden insanlarla ilgilenemeyeceğini ifade ediyor.
Bu nasıl bir ilhamdır ki, belli bir ırktan olanlara sunuluyor, başka ırktan olanlara sunulamıyor? Yoksa Allah; “şu ırkın insanlarına yardım et, onları imâna davet et, şu ve şu ırkın insanlarını imâna davet etme” mi buyuruyor?
Kadının yardım istemedeki ısrarı üzerine Hz. İsa’nın ona verdiği ikinci cevabı çok daha enteresandır. O, ikinci cevabında şöyle söylüyor: “Sofradaki çocukların ekmeğini alıp köpeklere atmak câiz değildir.” Bu nasıl bir tebliğ anlayışıdır? O, kendisine imân etmiş birisine, “Sen köpeksin” diye nasıl söylenebiliyor?
“Şayet sana yardım ederek, kızını iyileştirirsem Yahudi kavminin hakkı olan bir şeyi sana vermiş ve Yahudi kavmine haksızlık etmiş olurum” şeklinde konuşan bir kişi, nasıl ilâhlık mertebelerine çıkarılıyor. Bunu anlamak mümkün değildir.
İnsan suretinde yer yüzünde tecelli etmiş olan bir ilâh yarattığı kulları arasında ayırım yapıp kendisine imân eden kuluna, “sen köpeksin, sana yardım edemem” diye hitap edilebilir mi?
Hz. İsa’nın Kenanlı kadına vermiş olduğu ikinci cevaptan sonra kadının ona söylemiş olduğu söz de çok önemlidir.
İnciller “köpekler de efendilerinin sofralarından düşen kırıntıları yerler” dedirtmek suretiyle Yahudi ırkının üstünlüğünü herkes tarafından kabul edilmesinin gerekli olduğunu zımnen empoze etmektedir.
Bu cevaba göre, Yahudi olmayanlar tıpkı bu kadın gibi Yahudiler karşısında ikinci sınıf insanlar olduklarını kabul etmelidirler. Bu durum onların kaderidir ve onlar kaderlerine razı olmalıdırlar. Böylece Yahudi asıllı olmayan Hıristiyanlar, Yahudi ırkının üstünlüğünü otomatik olarak kabul etmeli ve buna itiraz etmemelidirler.


Scroll to Top