Hz. İsa (as) büyüdü. Allah (cc), Hz. İsa (as)’yı İsrailoğulları’na peygamber olarak göndermesi ve ona İncil kitabını vermesinini Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle bildirir:
“O peygamberlerin izleri üzere Meryem oğlu İsa’yı, önündeki Tevratı doğrulayıcı olarak gönderdik. Ona, içerisinde hidayet ve nur bulunan önündeki Tevrat’ı doğrulayan, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için doğru yola iletici ve bir öğüt olarak İncil’i verdik.” (Mâide Sûresi: 5/46)
Hz. İsa (as), İsrailoğulları’na şöyle seslendi:
“Benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı olarak ve size haram kılınan bazı şeyleri helal kılmak için gönderildim ve Rabbiniz tarafından size bir mucize de getirdim. Artık Allah’a karşı gelmekten
sakının ve bana itaat edin. ”
“Şüphesiz Allah (cc), benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse ona ibadet edin. İşte bu, doğru yoldur.”(Al-i İmran Sûresi: 3/50-51)
“Ey İsrailoğulları! Şüphesiz ben Allah (cc)’ın size, benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir peygamberi müjdeleyici peygamberiyim, demişti. Fakat
onlara apaçık mucizeleri getirince, ‘Bu, apaçık bir sihirdir’, dediler.” (Saff Sûresi: 61/6)
Firavun Hz. Musa (as)’nın mucizelerine sihir demişti. İsrailoğulları da Hz. İsa (as)’nın gösterdiği mucizelere sihir dediler. Peyngamberliğini kabul etmediler.
Hz. İsa (as)’yı Öldürme Teşebbüsü
İsrailoğulları, Hz. İsa (as)’yı öldürmeye teşebbüs ettiler. Hz. İsa (as)’ya benzetilen birisini İsa diye yakaladılar, çarmıha gererek öldürdüler, İsa›yı öldürdük, dediler. Allah (cc), Kur’ân-ı Kerîmde Yahudilerin Hz. İsa (as)’yı öldüremediklerini şöyle bildirir:
“Biz, ‘Allah (cc)’ın peygamberi Mesih’i, Meryem oğlu İsa’yı öldürdük’ demeleri sebebiyle (onlara azap ettik). Hâlbuki onlar İsa’yı ne öldürdüler ne de astılar, lâkin kendilerine bir benzetme yapıldı.
Gerçekten O’nun hakkında ihtilaf edenler kesin bir şüphe içindedir. Evet onların buna dair bir bilgileri yoktur. Sadece zan peşindedirler. Onu kesinlikle öldürmemişlerdir.”(Nisâ Sûresi: 4/157)
“Doğrusu onu (İsa’yı) Allah kendisine kaldırdı. Allah güçlüdür, hikmet sahibidir.”(Nisâ Sûresi: 4/158)
Peygamberi öldürmek, azgınlığın en ileri noktasıdır. İsrailoğulları bu azgınlığı yaptılar. Zillete, gazaba ve lânete mahkûm oldular. İsrailoğulları peygamberleri öldürmeleri sebebiyle zilleti, gazabı ve lâneti hak etmişlerdir. (Bknz: Bakara Sûresi: 2/61, Âl-i İmran Sûresi: 3/112, Mâide Sûresi: 5/78)
Allah (cc), İsrailoğullarının lânetlik durumunu şöyle açıklar:
“İsrailoğulları’ndan kâfir olanlara, hem Davud’un, hem de Meryemoğlu İsa’nın diliyle lânet olundu. Bunun sebebi isyan etmeleri ve hakkın sınırını aşmış olmalarıdır.”
“Onlar işledikleri kötülükten birbirlerini engellemeye çalışmazlardı. Gerçekten işleye geldikleri şey ne kötü idi.”(Mâide Sûresi: 5/78, 79)
“Onların verdikleri sözü bozmaları, Allah (cc)’ın âyetlerini inkâr etmeleri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ve ‘Bizim kalbimiz perdelidir’ demeleri yüzünden (biz de kendilerine lânet ettik) Doğrusu Allah (cc), onların kalpleri üzerine, küfürleri yüzünden mühür vurmuştur. Pek azı müstesnâ onlar iman etmezler. “(Nisâ Sûresi: 4/155)
Kur’ân-ı Kerîm, İsrailoğulları’nın peygamberleri öldürdüklerini bildirir. Kaç peygamberi öldürdüler? Öldürülen peygamberlerin isimleri nelerdir? Bu konuda Kur’ân-ı Kerîm’de bilgi verilmez.
Hz. İsa (as)’nın Soyağacı
Matta İncili (1/1-16), Luka İncili (3/23-38) de İsa’nın iki soyağacını verir. Matta İncili’nde, Hz. İsa (as) ile Hz. İbrahim (as) arasında 42 soyağacı vardır. Luka İncili’nde, Hz. İsa (as) ile Allah arasında 77 soyağacı vardır. İki soyağacı arasında sayı bakımından fark vardır. Markos ve Yuhanna İncilleri ise Hz. İsa (as)’ya soyağacı vermezler. Her insanın iki soy ağacı vardır. Biri anadan soyağacı, diğeri babadan
soyağacı. Genellikle baba soyağacı kullanılır. Kur’ân-ı Kerîm, Hz. İsa (as)’yı “Meryem oğlu İsa” diye anadan soyağacını verir. İsa’nın babadan soyağacı var mıdır? Hz. İsa (as)’nın babası yoktur ki, babadan soyağacı olsun. O, babasız mucize olarak doğmuştur. Eldeki İncillere göre, İsa’nın Yusuf adında bir üvey babası vardır. Matta ve Luka İncilleri üvey babaya göre, İsa’ya ayrı ayrı, birbirine zıt iki soyağacı verirler. Bu soyağaçları muteber soyağaçları olabilir mı? Bir çocuk üvey babasının evinde büyür. Senin soyun üvey babanın soyudur, derler. Çocuk benim soyum ölen babamın soyudur, der. Üvey babanın soyunu kabul etmez. Gerçek de budur. İsa’nın babadan soyağacı
olamaz. Soyağacların’da Hz. İsa (as) ile Hz. Davud (as) arasındaki iki soyağacını inceleme imkânını bulduk.
Yaptığımız tespitlerimiz şöyledir:
Matta İncili’ne göre, Hz. İsa (as) ile Hz. Davud (as) arasındaki soyağacı (28)’dir. Luka İncili’ne göre, Hz. İsa (as) ile Hz. Davud (as) arasındaki soyağacı (42)’dir. İki soyağacı arasında birbirine zıt iki fark
vardır.
1- İki soyağacı arasında (14) farkın olması, bu soyağacının akıl ve mantık dışı olduğunu ve yanlış olduğunu gösteriyor. İki soyağacının aynı olması gerekmez mi? 14 tane dede farkı nereden çıktı? Böyle şey olur mu?
2- İki soyağacı arasındaki diğer bir fark da şudur: İki soyağacında sadece üç kişinin adı aynı. Bu üç kişi: İsa, üvey babası Yusuf, Hz. Davud (as). İki soyağacında diğer isimler tamamen farklıdır. Bu soyağacı hikâyesinin hayal mahsulu olduğunu gösteriyor. Fransız düşünürü Maurice Bucaille şöyle der:
“Matta ile Luka İncillerinde verilen birer soy kütüğünün gerçeğe benzememesi, bilimsel bulgulara uymaması ve dolayısı ile gerçek İncil metni olup olmaması gibi çeşitli sorunlar getirmektedir. Bu sorunlar Hıristiyan tefsircileri için son derece can sıkıcı şeylerdir. Zira onlar bu soy kütüklerinde, açıkça insan hayalinin ürünleri olan şeyleri görmek istemezler. Oysa aynı insan hayali, M. Ö. 6’ncı yüzyılda ilk insanların soy kütükleri için Tevrat’ın Tekvin kitabının saserdotal metnini yazan kişilere de ilham kaynağı olmuştu. Matta ile Luka’nın, Eski Ahid’den yararlanmadıkları hususlarda da ilham kaynağı yine bu insan hayalidir. Hemen belirtmek gerekir ki, baba tarafından
İsa’nın soy kütükleri, İsa için hiçbir anlam taşımazlar. İsa Meryem’in
biyolojik babasız yegâne oğlu olduğundan, O’na bir soy kütüğü vermek gerekiyor idiyse bu soy kütüğü Meryemin yani annesinin soy kütüğü olması lazımdı.”[8]
Ermeni yazar M. Günay ise, Matta ve Luka İncillerinin verdiği “soyağaçları”nı, “Formalite bir soy terimi”kabul eder. Yunan ve Roma dinlerindeki mitolojik tanrı düşüncesinin etkisi ile, insan hayali soyağacları, üçlü tanrı inancı, bu üçlü tanrıyı bir tanrı sayma, Meryem’i tanrının anası, İsa’yı tanrı kabul etme inanç kurallarını meydana getirmiştir. Bütün bu yanlış inançlar ve kurallar, İsa peygamberin hak yolunu kaybetmenin bir neticesidir. Gerçek şudur: Allah birdir. Ondan başka ilah yoktur. Hz. İsa (as) Allah (cc)’ın kulu ve peygamberidir.
Allah buyurur:
“Meryem oğlu Mesih sadece bir peygamberdir. O’ndan öncede nice peygamberler geldi geçti. O’nun annesi de dosdoğru bir kadındır. (Nasıl ilah olabilirler?) İkisi de yemek yerlerdi. Bak, onlara
ayetlerimizi nasıl açıklıyoruz. Sonra bak ki, nasılda, haktan çevriliyorlar.” (Mâide Sûresi: 5/75)
“Andolsun, ‘Allah (cc), Meryem oğlu Mesih’dir’ diyenler, kesinlikle kâfir oldular.” (Mâide Sûresi: 5/17)
Teslis Konusunda İmtihan
Teslis konusunda eğitilmiş üç kişi kendilerini imtihan eden papaz’a teslisi şöyle anlatırlar:
Birinci şahıs şöyle demiş:
Tanrı üçtür. Bunlardan biri gökte olan tanrıdır. Diğeri de Meryem anamızın karnından dünya’ya gelen tanrıdır. Üçüncüsü 30 yaşında ona güvercin suretinde inen tanrıdır.
İkinci şahıs şöyle demiş:
Öğrendiğimize göre tanrı üçtür. Biri asıldı, şimdi ikisi kaldı.
Üçüncü şahıs da şöyle demiş:
Tanrı üçtür. Fakat üç birdir. Ve bir de üçtür. Bu bakımdan aralarında tam ve sarsılmaz bir birlik vardır. Bunlardan biri asılıp yok olunca hepsi birden yok olmuştur. Şimdi tanrı yoktur.
Çünkü böyle olmasa aralarında birlik olmaması gerekir. Mademki
birlik vardır, biri yok olunca diğerleri de yok olur. Aksini ileri sürmek, üç tanrı arasındaki birliği inkâr etmek olur. Merhum Rahmetullah Efendi teslis imtihanını verdikten sonra şöyle der:
“Bu öğrencilerin cevapların kusurlu olduğu söylenemez. Kusurlu ve yanlış olan konudur. Ne taraftan bakılırsa kusur ve eksiklik, yanlışlık ve uydurma göze çarpar. Hıristiyanların bilginleri de bunu itiraf
ve kabul ediyorlar. ‘Bunu böylece kabul etmek icap eder, demekten başka bir söz söyleyemiyorlar. ”[9] Teslis, üç tanrı inancı insan eseri karmakarışık bir inançtır…
“Muhammed, Allah (cc)’ın Rasûlüdür. Onunla beraber olanlar, kâfirlere karşı çetin, birbirlerine karşı da merhametlidirler. Onların, rükû ve secde halinde, Allah’tan lütuf ve hoşnutluk istediklerini görürsün. Onların secde eseri olan alametleri yüzlerindedir.” (Fetih Sûresi: 48/29)
[7] Prof. Dr. İsmail Lütfi Çakan, N. Mehmed Solmaz, Kur’ân-ı Kerîm’e Göre
Peygamberler ve Tevhid Mücadelesi, 1/271 1991, İst
[8] Maurice Bucaille, Müsbet İlim Yönünden Tevrat İnciller ve Kur’ân, 143,
Diyanet Yayını, Ank.
[9] Rahmetullah el-Hindi, İzhârü’l- Hak , 436-437, Sönmez Yayını