HADİSLER(267-303)

267 – Kim cehennemden uzak kalmayı ve cennete girmeyi
isterse, Allah’a ve âhiret gününe iman ettiği halde ölmelidir.
Kendisine yapılmasını istediği şeyi başkalarına yapmalıdır.
(R, 3/148 (1597) Abdullah bin Amr (r.a) rivayet etmiştir.)


  • 268-Birbirinize buğzetmeyiniz, birbirinizi kıskanmayınız.
    Birbirinize sırt çevirmeyiniz, alâkanızı kesmeyiniz. Ey
    Allah’ın kulları, kardeş olunuz. Bir müslümanın bir
    müslüman kardeşine üç günden fazla küs (dargın) durması
    helal olmaz.
    (B, 12/142 (1992); M 19/500 (2559) Enes (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 269 – Hasetten sakınınız; çünkü ateşin odunu yakıp kül
    ettiği gibi haset de iyilikleri yok eder.
    (E, 4/276 (1992) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 270 – Kardeşinin felaket ve musibetine sevinme. Allah
    ona rahmet eder, onu kurtarır da seni belaya uğratır.
    (T, 4/290 (2621) Vasile bin El Eska rivayet etmiştir.)

  • 271 – Kim bize karşı silah çekerse bizden değildir. Kim
    bizi aldatırsa bizden değildir.
    (M,1/406 (164) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 272 – Kötü zandan sakınınız; çünkü kötü zan sözlerin en
    yalanıdır. Kimsenin ayıbını, özel ve mahrem hayatını
    araştırmayınız. Bir şeye tek başına sahip olma, şahsi ve
    dünyevi zevk edinme yarışına kalkışmayınız. Birbirinize
    haset etmeyiniz. Birbirinize buğz ve düşmanlık ederek
    dargın durmayınız. Birbirinize yüz çevirmeyiniz. Ey Allah’ın
    kulları! Allah’ın emrettiği gibi kardeş olunuz. Müslüman,
    kardeşine zulmetmez, onu yardımsız bırakmaz, ona hakaret
    etmez. Peygamber (s.a.v) göğsünü göstererek: Takva işte
    buradadır, buyurdu; devamında şöyle dedi:

    Müslümanın müslümana kanı, ırzı ve malı haramdır.
    Allah sizin vücûdunuza, şeklinize ve mallarınıza bakmaz;
    fakat kalplerinize ve amellerinize bakar.
    (M, 10/505 (2563 – 2564); B, 12/142 (1993) Ebu Hureyre (r.a)
    rivayet etmiştir.) *
    273 – Kim bir adamın eşini veya adamını ayartırsa bizden
    değildir.
    (E, 2/254 (2175) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 274 – Ahdini bozan (verdiği sözü tutmayan) kimse için
    kıyamet gününde günahı nispetinde arkasından bir bayrak
    kaldırılır (o kişi halka teşhir edilir.)
    Haberiniz olsun, amme (kamu) işlerine bakan kimsenin
    ahdini bozmasından daha büyük vefasızlık yoktur.
    (M, 8/464 (1738) Ebu Said el Hudri (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 275 – Bir kadın açlıktan ölünceye kadar hapsettiği bir kedi
    yüzünden azaba uğradı ve bu yüzden cehenneme girdi.
    Kediyi hapsettiğinde, ona yedirmemiş, su içirmemiş, yerdeki böcekleri yemeye de salıvermemişti.
    (M 9/699 (2242) İbn – i Ömer (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 276 – Zengin bir kimsenin borcunu ödemeyi geciktirmesi
    zulümdür.
    (B, 7/62 (1033); M, 8/10 (1564) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 277 – Kim yaptığı bir iyiliği (şöhret kazanmak için) halka
    duyurursa, Allah onu rezil eder. Kim (halk içinde mevkii
    kazanmak için) işlediği bir hayrı halka gösterir, riyakarlık
    ederse, Allah da kıyamet gününde onun gizli hallerini açığa vurur.
    (B, 12/201 (2041) Cündüp bin Abdullah (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 278 – Bir erkek diğer bir erkeğin avret yerine, bir kadın
    da diğer bir kadının avret yerine bakmasın. Bir erkek diğer

    bir erkekle, bir kadın diğer bir kadınla bir örtü içinde uzanıp
    yatmasın (tenleri tenlerine dokunmasın).
    (T, 4/491 (2944) ) Ebu Said el Hudri (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 279 – Cehennem halkından iki sınıf vardır ki, bunları
    henüz (dünyada) görmedim. Birisi, sığır kuyrukları gibi
    kamçılar tutarak onlarla insanları döverler, işkence ederler.
    Diğeri de, giyinmiş olmakla beraber birçok yerleri çıplak
    görünen kadınlardır, başka kadınları kendileri gibi yapmaya
    teşvik ederler. Bunların başları, içlerine doldurdukları bezler
    ve saçlarla deve hörgüçlerine benzer.
    İşte bunlar, cennete giremezler ve kokusunu da alamazlar.
    Hâlbuki cennetin kokusu çok uzaklardan hissedilir.
    (M, 9/516 (2128) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 280 – Sizden biriniz idrar yaptığı zaman sağ eliyle tenasül
    uzvunu tutmasın, sağ eliyle taharetlenmesin. Bir şey içerken de kabın içine solumasın.
    (B, 1/141 (122); M, 2/375 (267) Ebu Katade (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 281 – Allah buyurdu: Ben kıyamet gününde üç sınıf
    insanın düşmanıyım: Adıma yemin edip sözünde durmayan,
    hür bir insanı köle diye satıp parasını yiyen, çalıştırdığı
    işçinin ücretini vermeyen.
    (B, 6/535 (1020) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 282 – Ölüler için elleri ile yüzlerini, yanaklarını döven ve
    yakalarını yırtan, cahiliyye devrinin âdeti üzere feryâd -ü figan eden bizden değildir.
    (B, 4/408 (641); M, 1/408(165) İbn – i Mes’ud (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 283 – Kim arrâfe (çalınan bir şeyin veya yitiğin yerini
    haber veren kimseye) gider de bir şey sorar ve onu tasdik
    ederse, kırk gün o kimsenin namazı kabul olmaz.
    (M, 9/682 (2230) Safiyye b. Ebu Ubeyd (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 284 – Kim bir şeye yemin eder de ondan başkasını daha
    hayırlı görürse, hemen o hayırlı işi yapsın, yemininden
    dolayı keffaret versin.
    (M, 8/232 (1650) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 285 – Alışverişte çok yemin etmekten sakınınız.
    Yemin sürümü çoğaltır, bereketi giderir.
    (M, 8/110 (1607) Ebu Katade (r.a) rivayet etmiştir
    *
    286 – Kim Allah için size sığınırsa, onu koruyun. Allah
    için bir şey isteyene, verin. Davet edenin davetine icabet
    edin. Kim size bir iyilik yapmış ise, onun karşılığını verin.
    Eğer karşılığını vermeye gücünüz yetmez ise; o kimseye çok
    dua ediniz, dua ettiğinizi de kendisine bildiriniz.
    (E, 4/328 (5109) İbn – i Ömer (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 287-Münafığa “seyyid” (efendi) demeyiniz. Eğer o
    seyyid denilerek büyütülürse, Rabbinizin gazabına uğrarsınız.
    (E, 4/295 (4977) Bureyre (r.a) rivayet etmiştir.)

    288 – Kim bir adamı fasık veya kâfir diye çağırır veya
    Allah’ın düşmanı diye adlandırır da o kimse dediği gibi
    olmazsa, söz kendi üstüne döner.
    (M, 1/321 (112) Ebu Zer (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 289 – Hayasızlık kimde varsa onu kirletir, hayâ ise süsler.
    (T, 3/391 (2040) Enes (r.a.) rivayet etmiştir.)

  • 290 – Peygamber (s.a.v): Lanet ve nefrete sebep olacak iki
    şeyden sakınınız, buyurdu. Ashap: Bunlar nelerdir? diye
    sordular. Peygamber(s.a.v): Halkın geçeceği yol üzerine veya
    gölgelenip faydalanacağı yere abdest bozmaktır, buyurdu.
    (M, 2/893 (269) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 291 – Köylünün satılık malını, pazara getirip piyasayı
    öğreninceye kadar yolda karşılamayın.
    (B, 6/476 (1000) İbn – i Ömer (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 292 – Allah sizin üç şeyinize razı olur, üç şeyinizden de
    hoşlanmaz:
    Allah’a ibadet edip, ona hiçbir şeyi ortak koşmamanızdan,
    hep birlikte Allah’ın kitabına sımsıkı sarılmanızdan ve
    tefrikaya (ayrılığa) düşmemenizden razı olur.
    Dedikodu yapmanızdan, yersiz ve çok sual sormanızdan,
    lüzumsuz yere mal harcamanızdan razı olmaz, hoşlanmaz.
    (M, 8/408 (1715) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 293 – Bir yerde taun (veba) hastalığı olduğunu işittiğiniz
    zaman, o yere girmeyiniz. Bulunduğunuz yerde taun çıkarsa oradan da ayrılmayınız.
    (B, 9/206 (1417); M, 9/650 (2218) Usame (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 294 – Din ve dünya işleri ehliyetsiz kişilere verildi mi kıyameti bekle.
    (R, 3/342 (1869) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 295 – Kıyamet gününde ilk hesabı görülecek dava, haksız
    yere kan dökme davalarıdır.
    (B, 12/210 (1050); M, 8/313 (1678) İbn – i Mes’ud (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 296 – Ey insanlar! Şüphe yoktur ki Allah paktır; ancak
    pak olanları kabul eder. Allah, peygamberlerine neyi emretti
    ise, mü’minlere de onu emretmiştir. Allah peygamberlere:
    “Ey peygamberler! Pak ve helâl şeylerden yiyiniz. İyi ve
    hayırlı işler yapınız”, buyurdu.(Mü’minun :51) Mü’minlere
    de: “Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların pak ve helâl
    olanlarından yiyiniz”, buyurdu. (Bakara:172)
    Allah yolunda sefer yapmış, üstü başı tozlanmış bir adam
    ellerini göklere açarak: ‘Yâ Râb! Yâ Râb! diye yalvarıyor.
    Hâlbuki onun yediği haram, içtiği haram, giydiği haramdır.
    Böylesinin duası nasıl kabul edilir?
    (M, 5/383 (1015) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 297 – Bir hâkim hükmedeceği zaman içtihat eder: isabetli
    bir karar verirse, iki sevabı vardır; fakat hata ederse, bir içtihad sevabı vardır.
    (B,12/411(2177); M, 8/413 (1716) Amr İbn – i As (r.a) rivayet etmiştir.) *
    298 – Cennet halkı cennette yerler ve içerler. Pislik,
    sümük ve idrar çıkarmazlar. Onların yedikleri vücutlarından
    ter halinde çıkar. Terleri de misk gibidir. Onlar külfetsizce
    nefes aldıkları gibi sabah, akşam Allah’ı tesbih, tahmid ve
    tekbir etmekten de zevk alırlar.
    (M,11/244 (2835) Cabir (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 299 – Allah (c.c): “Salih kullarım için cennette hiçbir
    gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir insanın
    gönlünden geçiremediği nimetler hazırladım.” buyurdu.
    (B,11/149(1720); M,11/232 (2824) Ebu Hureyre (r.a) rivayet
    etmiştir.) *
    300 – Cennet halkı, cennete girdiklerinde bir münâdî şöyle
    seslenir: Hiç ölmeyecek, cennette sonsuz olarak
    yaşayacaksınız. Hiç hastalanmayacak, daima sağlıklı
    bulunacaksınız. Hiç ihtiyarlamayacak, ebedî genç
    kalacaksınız. Hiç üzülmeyecek, sonsuz nimetlere kavuşacaksınız.
    (M,11/246 (2837) Ebu Said (r.a) rivayet etmiştir.

  • 301 – Seyyidü’l İstiğfâr (istiğfar dualarının en üstünü)
    Allah’tan şöyle mağfiret dilemektir:
    “Allah’ım! Sen benim Rabbimsin. Senden başka hiçbir
    ilâh yoktur. Beni sen yarattın. Ben senin kulunum. Gücüm
    yettiği kadar ezelde sana verdiğim sözün ve vaadin üzerinde
    duruyorum. Ey Rabbim! İşlediğim günahların şerrinden sana
    sığınıyorum. Üzerimdeki nimetlerini ve lütuflarını itiraf
    ediyorum. Günahlarımı da itiraf ediyorum. Sen beni affet.
    Allah’ım! Senden başka günahları kimse affedemez.”
    Kim bu duayı canı gönülden tam bir samimiyetle gündüz
    okur ve o gün akşam olmadan ölürse o kimse cennetlik olur.
    Kim sevabına ve faziletine inanarak gece okur, sabah
    olmadan ölürse, o kimse de cennet halkındandır.
    (B,12/332 (2141) Şeddad bin Evs (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 302 – Âlimler peygamberlerin vârisleridir. Peygamberler,
    altın ve gümüş değil, sadece ilmi miras bırakmışlardır. İşte o
    mirasa konan, sonsuz bir haz ve nasip almış demektir.
    (R, 3/7 (1417) Ebu’d- Derda (r.a) rivayet etmiştir)

  • 303 – İlim öğrenmek için yolculuğa çıkan kimse, evine
    dönünceye kadar Allah yolundadır.
    (R, 3/6 (1414) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)


HADİSLERİN ALINDIĞI KİTAPLAR
B: Sahih-i Buhari muhtasarı Tecrid-iSarih Tercemesi ve Şerhi 12 cild.
E: Sünen-i Ebi Davud 4 cild.Beyrut baskısı
M: Sahih-i Müslim tercüme ve şerhi 11 cild.
Ahmet Davudoğlu, sönmez neşriyat , İstanbul.
N: Sünen-i Nesei 1 cild. 1306 Mısır.
R: Riyazüssalihin tercümesi, 3 cild.
Diyanet işleri başkanlığı yayını, yayın no :155
T: Sünen-i Tirrmizi tercümesi 6 cild .
Osman Zeki Molla Mehmedoğlu,Yunus Emre Yayınevi,İstanbul.
Kaynakta siyah harfler hadislerin alındığı kitapların isimlerini, ilk
rakam cildi, ikinci rakam sayfayı, parantez içindeki rakam hadis numarasını gösterir.
Mesela: B 12/332 (2141)
B:Sahih-i Buhari’yi,12:cildi,332:Sayfa’yı,2141:Hadisin numarasını
gösterir.

Scroll to Top