81 – Nerede olursan ol, Allah’tan kork. Bir kötülük
yaparsan hemen arkasından iyilik yap ki, kötülüğün günahını
silip götürsün. İnsanlara güzel ahlâkla muamele et.
(T, 3/397 (2053) Ebu Zer Cündüp (r.a) rivayet etmiştir.)
82 – Bir adam: Ey Allah’ın Rasûlü! Cennete girmeme
sebep olacak ve beni cehennemden uzaklaştıracak bir işi
bana söyle, dedi. Peygamber (s.a.v) :
Allah’a ibadet eder, O’na hiçbir şeyi ortak koşmaz,
namazı dosdoğru kılar, zekatı verir, akrabayı gözetirsin,
buyurdu
(B, 5/14 (687); M, 1/140 (13) Ebu Eyyub (r.a) rivayet etmiştir.)
83 – Amr bin Abese: Mekke’de iken, İslâmiyetin ilk
yıllarında Peygamber (s.a.v)’in yanına vardım: Sen nesin,
sıfatın nedir? dedim. Peygamberim, buyurdu. Peygamber ne
21
demektir? dedim. Beni Allah gönderdi, buyurdu. Allah
hangi şeyle seni gönderdi? dedim.
Akrabayı görüp gözetmek, putları kırmak, Allah’ın
birliğini kabul etmek, O’na hiç bir şeyi ortak koşmamakla
gönderdi, buyurdu.
(M, 4/426 (832) Amr bin Abese (r.a.) rivayet etmiştir.)
84 – Peygamber (s a v): En büyük günahları size haber
vereyim mi? buyurdu, cümleyi üç defa tekrar etti:
Allah’a şirk (ortak) koşmak ve anaya babaya âsi olmaktır,
buyurdu. Dayanmış olduğu yerden doğrulup oturdu:
İyi dinleyin, bir de yalan söylemek ve yalancı şahitlik
yapmaktır, buyurdu. Cümleyi tekrar etti durdu.
(B, 8/68 (1148); M,1/367 (143) Ebu Bekre Nüfey’ (r.a.) rivayet
etmiştir)
85 – Kim İslâm’dan başka bir din adına bilerek yalan yere
yemin ederse, o kişi dediği gibi (yalancının biri) dir. Kim ne
ile intihar ederse, kıyamet günü onunla azap olunur. Sahip
olmadığı bir şeyi adayanın adağı geçersizdir.
Mü’mine lanet etmek onu öldürmek gibi günahtır. Kim bir
mü’mine küfür isnat ederse, bu da onu öldürmek gibi
günahtır.
(B, 12/138 (1989) Sabit Bin Ed-Dahhak (r.a.) rivayet etmiştir.)
86 – Peygamber (s.a.v.): Bir kimsenin, anasına, babasına
sövmesi büyük günahlardandır, buyurdu. Ey Allah’ın
Rasûlü! Hiç insan anasına, babasına söver mi? dediler. Evet!
bir kimse başkasının anasına babasına söver, o da onun
anasına babasına söver, buyurdu.
(B, 12/121 (1966); M, 1/378 (146) Abdullah Bin Amr (r.a.) rivayet
etmiştir)
87 – Bir adam: Ey Allah’ın Rasûlü! Ana ve babamın
ölümlerinden sonra onlara yapabileceğim bir iyilik var
mıdır? diye sordu. Evet! Onlara hayır dua eder, onlar için
istiğfar eder, vasiyetlerini yerine getirir, akrabalarını görüp
gözetir, dostlarına da ikramda bulunursun, buyurdu.
(E, 4/336 (5142) Ebu Useyd Malik (r.a.) rivayet etmiştir)
88 – Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize
saygı göstermeyen bizden değildir.
(E, 4/286 (4943) Abdullah bin Amr (r.a.) rivayet etmiştir.)
89 – Sakalını Müslümanlıkta ağartmış kimseye, hükümleri
ile amel eden Kur’ân hafızına ve adâletli sultana (idareciye)
ikram, Allah’a saygıdan ileri gelir.
(E, 4/261 (4843) Ebu Musa (r.a) rivayet etmiştir.)
90 – Herkese haline, derecesine göre muamele edin.
(E, 4/261 (4842) Aişe (r.a) rivayet etmiştir.)
91 – Bir genç, yaşlılığından dolayı bir ihtiyara saygı
gösterirse, Allah da ona ihtiyarlığında hizmet edecek
kimseler yaratır.
(R, 1/390 (358) Enes (r.a.) rivayet etmiştir)
92 – Beraber bulunduğun iyi arkadaşla kötü arkadaşın
benzeri, güzel koku satanla demirci gibidir. Misk satan
adam, ya sana güzel kokusundan bir şey verir veya sen satın
alırsın, hiç olmazsa güzel koku koklarsın. Körük çeken
demirciye gelince, ya bir kıvılcım isabet eder de elbiseni
yakarsın, yahut körüğün kokusundan rahatsız olursun.
(B, 12/28 (1884); M, 10/593(2628) Ebu Musa (r.a.) rivayet etmiştir)
93 – Kadın dört şey için nikâh edilir: Malı, soyu, güzelliği
ve dini. Sen dindar kadınla evlen, mes’ud olursun.
(B, 11/264 (1793); M, 7/405 (1466) Ebu Hureyre (r.a.) rivayet
etmiştir)
94 – Mü’minden başkası ile arkadaşlık etme. Yemeğini de
müttakîler (takva sahipleri) yesin.
(E, 4/259 (4832) Ebu Said El Hudri (r.a.) rivayet etmiştir)
95 – Kişi dostunun dinindedir. Bu nedenle dost edineceği
kimseye dikkat etsin.
(E 4/259 (4833); T 4/197 (2484) Ebu Hureyre (r.a.) rivayet etmiştir)
96 – Bir adam Peygamber (s.a.v)’e gelerek:
Ey Allah’ın Rasûlü! Bir topluluğu seven, fakat onlar gibi
amel edemeyen kimse hakkında ne buyurursunuz? dedi.
Peygamber (s.a.v): Kişi, sevdikleriyle beraberdir, buyurdu.
(M, 10/609 (2640) İbn – i Mes’ud (r.a) rivayet etmiştir.)
97 – Nefsim kudretinde olan Zât’a (Allah’a) yemin ederim
ki, siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi
sevmedikçe de olgun mü’min olamazsınız. Birbirinizi
seveceğiniz bir şeyi size söyleyeyim mi? Aranızda selamı
yayınız.
(M, 1/297 (93) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)
98 – Kimde üç özellik bulunursa, o imanın tadını duyar:
Allah ile Rasûlünü her şeyden fazla sevmek, sevdiği
kimseyi yalnız Allah rızası için sevmek ve Allah onu
küfürden kurtardıktan sonra tekrar küfre dönmeyi ateşe
atılmak gibi görmek.
(B, 1/32 (16); M 1/260 (67) Enes (r.a) rivayet etmiştir.)
99 – Kim dilini ve tenasül uzvunu şerden (kötülükten)
korumayı bana garanti ederse, ben de onun cennete
gireceğine kefil olurum.
(B, 12/192 (2032) Sehl bin Sad (r.a) rivayet etmiştir.)
100 – Kıyâmet günü cehennemliklerin azapça en hafif
olanı o kimsedir ki, ayak oyuklarına iki kor konur da, o
adamın beyni kaynar. Hiçbir kimsenin azapça kendinden
daha şiddetli olamayacağını düşünür, hâlbuki o kimse en az
azap görendir.
(B, 12/213 (2055); M, 2/244 (363) Numan bin Beşir (r.a) rivayet
etmiştir.)
101 – Doğru sözlülük iyiliğe götürür. İyilik de cennete
götürür. İnsan doğru söyleye söyleye Allah katında
doğrulardan yazılır. Yalancılık kötülüğe götürür. Kötülük de
cehenneme götürür. İnsan yalan söyleye söyleye Allah
katında yalancılardan yazılır.
(B, 12/ 146 (1997); M, 10/566 (2607) İbn – i Mes’ud (r.a) rivayet
etmiştir.)
102 – Kıyâmet gününde hiçbir kul; ömrünü nerede ve ne
ile tükettiğinden, ilmi ile ne derece amel ettiğinden, malını
nereden kazanıp nereye harcadığından, bedenini nerede ve
nasıl yıprattığından hesaba çekilmedikçe Allah’ın
huzurundan ayrılamaz.
(T, 4/228 (2532) Ebu Berze el-Eslemi (r.a ) rivayet etmiştir.)
103 – (Yolda kalmaktan) korkan kimse geceleyin de yol
alır (ibadet eder), böyle hareket eden de menziline ulaşır.
Şunu iyi biliniz ki, Allah’ın malı kıymetlidir. Yine iyi biliniz
ki, Allah’ın malı cennettir.
(T 4/255 (2567) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)
104 – Bir adam: Ey Allah’ın Rasûlü! Deveyi bağlayıp da
mı tevekkül edeyim, yoksa salıverip de mi tevekkül edeyim?
dedi. Peygamber (s.a.v): Bağla ve sonra tevekkül et,
buyurdu.
(T, 4/299 (2636) Enes (r.a) rivayet etmiştir.)
105 – Allah rahmetini yüz parçaya bölmüştür. Doksan
dokuzunu katında alıkoymuş, bir parçasını yeryüzüne
indirmiştir. İşte bu bir parça sebebiyle yaratılmışlar birbirine
şefkat ediyor; hayvan, yavrusuna dokunur korkusuyla ondan
ayağını çekiyor.
Allah, rahmetinin geri kalan doksan dokuz parçasını da
kullarına merhamet etmek için kıyamete bırakmıştır.
(B,12/126(1973); M,11/99(2752) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)
106 – Kâfir, bir iyilik yaptığı zaman buna karşılık
dünyalık verilir. Mü’mine gelince, Allah onun iyiliklerini
ahirete saklar, dünyada da taatine göre rızık verir.
(M, 11/208(2808) Enes (r.a) rivayet etmiştir.)
107 – Beş vakit namazın benzeri, sizden birinizin kapısı
önünde akmakta olan ve her gün beş kere içine dalıp
yıkandığı suyu bol ırmak gibidir.
(M, 4/32(668) Cabir (r.a) rivayet etmiştir.)
108 – İmran bin Husayn anlatıyor: Hasta idim. Hasta
namazının nasıl kılınacağını sordum. Peygamber (s.a.v):
Ayakta kıl, gücün yetmezse oturarak kıl, ona da gücün
yetmezse yan yatarak kıl, buyurdu.
(B, 3/397 (572) İmran bin Husayn (r.a) rivayet etmiştir.)
109 – Sizin iyiniz, iyiliği umulan ve kötülüğünden emin
olunan kişidir. Kötünüz de, iyiliği umulmayan ve
kötülüğünden emin olunmayan kişidir.
(T, 4/123 (2362) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)
110 – Allah’a yemin ederim ki, kulunun tevbesinden
dolayı Allah’ın hoşnutluğu, birinizin ıssız çölde kaybettiği
devesini bulduğu zamanki sevincinden daha büyüktür.
(M 11/87 (2675) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)
111 – Sağılan süt memeye nasıl girmezse, Allah
korkusundan ağlayan kimse de cehenneme öyle girmez.
Allah yolunda (gazilere bulaşan) tozla cehennemin dumanı
birleşmez.
(T, 3/187 (1683) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)
112 – Başka bir gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde
Allah, yedi sınıf insanı Arşının gölgesinde
gölgelendirecektir:
Adil (adaletli) devlet başkanı, Rabbine kulluk ederek temiz
bir hayat içinde serpilip büyüyen genç, kalbi mescidlere bağlı
müslüman, birbirini Allah için seven, buluşmaları da,
ayrılmaları da Allah için olan iki insan, güzel, zengin ve
mevki sahibi bir kadının beraber olma isteğine “ben
Allah’tan korkarım” diye yaklaşmayan kimse, sağ elinin
verdiğini sol eli bilmeyecek kadar gizli sadaka veren kimse,
gizli yerlerde Allah’ı zikrederek gözleri yaşla dolup taşan
kimse.
(B, 2/617 (384); M, 5/420 (1031) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)
113 – Allah katında iki damla ve iki izden daha sevimli bir şey
yoktur: Allah korkusundan dolayı ağlayan gözden akan yaş
ve Allah yolunda dökülen kan damlası. İki ize gelince, Allah
yolunda alınan yara izi ve Allah’ın farzlarından birini
yaparken meydana gelen izdir.
(T, 3/210 (1720) Ebu Umame (r.a) rivayet etmiştir.)
114 – Allah’ım, hayat ancak âhiret hayatıdır.
(B, 8/295 (1197); M, 8/634 (1805) Enes (r.a) rivayet etmiştir.)
115 – Âhiret hayatına göre dünyanın değeri, ancak sizden
birinin parmağını denize daldırmasına benzer. Parmağı ile
denizden aldığı suyu gözönüne getirsin.
(T, 4/164 (2425) Müstevrid bin Şeddat (r.a) rivayet etmiştir.)
116 – Dünyalıkca (yaratılış, mal, çocuklar ve torunlar
hususunda) kendinizden aşağıda olanlara bakınız, sizden
üstün olanlara bakmayınız. Elinizde olan nimeti hor
görmemenize en uygun olanı budur.
(B,12/195 (2037) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)
117 – Altına, gümüşe, abaya kul olanlar helak oldu.
(Böyle menfaat düşkünü) kişiye (mal) verilirse memnun olur,
verilmezse memnun olmaz.
(B, 8/324 (1218) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)
118 – Bir koyun sürüsüne salıverilmiş iki aç kurdun
sürüye verdiği zarar, servet ve mevki düşkünü bir adamın
dinine verdiği zarardan daha büyük değildir.
(T, 4/196 (2481) Ka’b bin Malik (r.a) rivayet etmiştir.)
119 – Müslüman olup da geçimine yetecek miktarda geliri
bulunan ve buna kanaat eden kimseye ne mutlu.
(T, 4/180 (2453) Fedale bin Ubeyd (r.a) rivayet etmiştir.)
120 – Âdemoğlu karnından daha kötü bir kap
doldurmamıştır. Belini doğrultacak birkaç lokma nesine
yetmez. Fazla yemek mecburiyetinde ise, karnının üçte birini
yemeğe, üçte birini içeceğe ve üçte birini nefesine
ayırmalıdır.
(T, 4/198 (2486) Ebu Kerime el- Mikdad (r.a) rivayet etmiştir.)
121 – Hiçbir baba, çocuğuna iyi terbiyeden (güzel
ahlâktan) daha üstün bir bağışta bulunmamıştır.
(T, 3/380 (2018) Said bin El As (r.a) rivayet etmiştir.)