HADİSLER (81-121)

81 – Nerede olursan ol, Allah’tan kork. Bir kötülük
yaparsan hemen arkasından iyilik yap ki, kötülüğün günahını
silip götürsün. İnsanlara güzel ahlâkla muamele et.
(T, 3/397 (2053) Ebu Zer Cündüp (r.a) rivayet etmiştir.)


  • 82 – Bir adam: Ey Allah’ın Rasûlü! Cennete girmeme
    sebep olacak ve beni cehennemden uzaklaştıracak bir işi
    bana söyle, dedi. Peygamber (s.a.v) :
    Allah’a ibadet eder, O’na hiçbir şeyi ortak koşmaz,
    namazı dosdoğru kılar, zekatı verir, akrabayı gözetirsin,
    buyurdu
    (B, 5/14 (687); M, 1/140 (13) Ebu Eyyub (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 83 – Amr bin Abese: Mekke’de iken, İslâmiyetin ilk
    yıllarında Peygamber (s.a.v)’in yanına vardım: Sen nesin,
    sıfatın nedir? dedim. Peygamberim, buyurdu. Peygamber ne
    21
    demektir? dedim. Beni Allah gönderdi, buyurdu. Allah
    hangi şeyle seni gönderdi? dedim.
    Akrabayı görüp gözetmek, putları kırmak, Allah’ın
    birliğini kabul etmek, O’na hiç bir şeyi ortak koşmamakla
    gönderdi, buyurdu.
    (M, 4/426 (832) Amr bin Abese (r.a.) rivayet etmiştir.)

  • 84 – Peygamber (s a v): En büyük günahları size haber
    vereyim mi? buyurdu, cümleyi üç defa tekrar etti:
    Allah’a şirk (ortak) koşmak ve anaya babaya âsi olmaktır,
    buyurdu. Dayanmış olduğu yerden doğrulup oturdu:
    İyi dinleyin, bir de yalan söylemek ve yalancı şahitlik
    yapmaktır, buyurdu. Cümleyi tekrar etti durdu.
    (B, 8/68 (1148); M,1/367 (143) Ebu Bekre Nüfey’ (r.a.) rivayet
    etmiştir)

  • 85 – Kim İslâm’dan başka bir din adına bilerek yalan yere
    yemin ederse, o kişi dediği gibi (yalancının biri) dir. Kim ne
    ile intihar ederse, kıyamet günü onunla azap olunur. Sahip
    olmadığı bir şeyi adayanın adağı geçersizdir.
    Mü’mine lanet etmek onu öldürmek gibi günahtır. Kim bir
    mü’mine küfür isnat ederse, bu da onu öldürmek gibi
    günahtır.
    (B, 12/138 (1989) Sabit Bin Ed-Dahhak (r.a.) rivayet etmiştir.)

  • 86 – Peygamber (s.a.v.): Bir kimsenin, anasına, babasına
    sövmesi büyük günahlardandır, buyurdu. Ey Allah’ın
    Rasûlü! Hiç insan anasına, babasına söver mi? dediler. Evet!
    bir kimse başkasının anasına babasına söver, o da onun
    anasına babasına söver, buyurdu.
    (B, 12/121 (1966); M, 1/378 (146) Abdullah Bin Amr (r.a.) rivayet
    etmiştir)

  • 87 – Bir adam: Ey Allah’ın Rasûlü! Ana ve babamın
    ölümlerinden sonra onlara yapabileceğim bir iyilik var
    mıdır? diye sordu. Evet! Onlara hayır dua eder, onlar için
    istiğfar eder, vasiyetlerini yerine getirir, akrabalarını görüp
    gözetir, dostlarına da ikramda bulunursun, buyurdu.
    (E, 4/336 (5142) Ebu Useyd Malik (r.a.) rivayet etmiştir)

  • 88 – Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize
    saygı göstermeyen bizden değildir.
    (E, 4/286 (4943) Abdullah bin Amr (r.a.) rivayet etmiştir.)

  • 89 – Sakalını Müslümanlıkta ağartmış kimseye, hükümleri
    ile amel eden Kur’ân hafızına ve adâletli sultana (idareciye)
    ikram, Allah’a saygıdan ileri gelir.
    (E, 4/261 (4843) Ebu Musa (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 90 – Herkese haline, derecesine göre muamele edin.
    (E, 4/261 (4842) Aişe (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 91 – Bir genç, yaşlılığından dolayı bir ihtiyara saygı
    gösterirse, Allah da ona ihtiyarlığında hizmet edecek
    kimseler yaratır.
    (R, 1/390 (358) Enes (r.a.) rivayet etmiştir)

  • 92 – Beraber bulunduğun iyi arkadaşla kötü arkadaşın
    benzeri, güzel koku satanla demirci gibidir. Misk satan
    adam, ya sana güzel kokusundan bir şey verir veya sen satın
    alırsın, hiç olmazsa güzel koku koklarsın. Körük çeken

    demirciye gelince, ya bir kıvılcım isabet eder de elbiseni
    yakarsın, yahut körüğün kokusundan rahatsız olursun.
    (B, 12/28 (1884); M, 10/593(2628) Ebu Musa (r.a.) rivayet etmiştir)

  • 93 – Kadın dört şey için nikâh edilir: Malı, soyu, güzelliği
    ve dini. Sen dindar kadınla evlen, mes’ud olursun.
    (B, 11/264 (1793); M, 7/405 (1466) Ebu Hureyre (r.a.) rivayet
    etmiştir)

  • 94 – Mü’minden başkası ile arkadaşlık etme. Yemeğini de
    müttakîler (takva sahipleri) yesin.
    (E, 4/259 (4832) Ebu Said El Hudri (r.a.) rivayet etmiştir)

  • 95 – Kişi dostunun dinindedir. Bu nedenle dost edineceği
    kimseye dikkat etsin.
    (E 4/259 (4833); T 4/197 (2484) Ebu Hureyre (r.a.) rivayet etmiştir)

  • 96 – Bir adam Peygamber (s.a.v)’e gelerek:
    Ey Allah’ın Rasûlü! Bir topluluğu seven, fakat onlar gibi
    amel edemeyen kimse hakkında ne buyurursunuz? dedi.
    Peygamber (s.a.v): Kişi, sevdikleriyle beraberdir, buyurdu.
    (M, 10/609 (2640) İbn – i Mes’ud (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 97 – Nefsim kudretinde olan Zât’a (Allah’a) yemin ederim
    ki, siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi
    sevmedikçe de olgun mü’min olamazsınız. Birbirinizi
    seveceğiniz bir şeyi size söyleyeyim mi? Aranızda selamı
    yayınız.
    (M, 1/297 (93) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)

    98 – Kimde üç özellik bulunursa, o imanın tadını duyar:
    Allah ile Rasûlünü her şeyden fazla sevmek, sevdiği
    kimseyi yalnız Allah rızası için sevmek ve Allah onu
    küfürden kurtardıktan sonra tekrar küfre dönmeyi ateşe
    atılmak gibi görmek.
    (B, 1/32 (16); M 1/260 (67) Enes (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 99 – Kim dilini ve tenasül uzvunu şerden (kötülükten)
    korumayı bana garanti ederse, ben de onun cennete
    gireceğine kefil olurum.
    (B, 12/192 (2032) Sehl bin Sad (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 100 – Kıyâmet günü cehennemliklerin azapça en hafif
    olanı o kimsedir ki, ayak oyuklarına iki kor konur da, o
    adamın beyni kaynar. Hiçbir kimsenin azapça kendinden
    daha şiddetli olamayacağını düşünür, hâlbuki o kimse en az
    azap görendir.
    (B, 12/213 (2055); M, 2/244 (363) Numan bin Beşir (r.a) rivayet
    etmiştir.)

  • 101 – Doğru sözlülük iyiliğe götürür. İyilik de cennete
    götürür. İnsan doğru söyleye söyleye Allah katında
    doğrulardan yazılır. Yalancılık kötülüğe götürür. Kötülük de
    cehenneme götürür. İnsan yalan söyleye söyleye Allah
    katında yalancılardan yazılır.
    (B, 12/ 146 (1997); M, 10/566 (2607) İbn – i Mes’ud (r.a) rivayet
    etmiştir.)

  • 102 – Kıyâmet gününde hiçbir kul; ömrünü nerede ve ne
    ile tükettiğinden, ilmi ile ne derece amel ettiğinden, malını

    nereden kazanıp nereye harcadığından, bedenini nerede ve
    nasıl yıprattığından hesaba çekilmedikçe Allah’ın
    huzurundan ayrılamaz.
    (T, 4/228 (2532) Ebu Berze el-Eslemi (r.a ) rivayet etmiştir.)

  • 103 – (Yolda kalmaktan) korkan kimse geceleyin de yol
    alır (ibadet eder), böyle hareket eden de menziline ulaşır.
    Şunu iyi biliniz ki, Allah’ın malı kıymetlidir. Yine iyi biliniz
    ki, Allah’ın malı cennettir.
    (T 4/255 (2567) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 104 – Bir adam: Ey Allah’ın Rasûlü! Deveyi bağlayıp da
    mı tevekkül edeyim, yoksa salıverip de mi tevekkül edeyim?
    dedi. Peygamber (s.a.v): Bağla ve sonra tevekkül et,
    buyurdu.
    (T, 4/299 (2636) Enes (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 105 – Allah rahmetini yüz parçaya bölmüştür. Doksan
    dokuzunu katında alıkoymuş, bir parçasını yeryüzüne
    indirmiştir. İşte bu bir parça sebebiyle yaratılmışlar birbirine
    şefkat ediyor; hayvan, yavrusuna dokunur korkusuyla ondan
    ayağını çekiyor.
    Allah, rahmetinin geri kalan doksan dokuz parçasını da
    kullarına merhamet etmek için kıyamete bırakmıştır.
    (B,12/126(1973); M,11/99(2752) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 106 – Kâfir, bir iyilik yaptığı zaman buna karşılık
    dünyalık verilir. Mü’mine gelince, Allah onun iyiliklerini
    ahirete saklar, dünyada da taatine göre rızık verir.
    (M, 11/208(2808) Enes (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 107 – Beş vakit namazın benzeri, sizden birinizin kapısı
    önünde akmakta olan ve her gün beş kere içine dalıp
    yıkandığı suyu bol ırmak gibidir.
    (M, 4/32(668) Cabir (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 108 – İmran bin Husayn anlatıyor: Hasta idim. Hasta
    namazının nasıl kılınacağını sordum. Peygamber (s.a.v):
    Ayakta kıl, gücün yetmezse oturarak kıl, ona da gücün
    yetmezse yan yatarak kıl, buyurdu.
    (B, 3/397 (572) İmran bin Husayn (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 109 – Sizin iyiniz, iyiliği umulan ve kötülüğünden emin
    olunan kişidir. Kötünüz de, iyiliği umulmayan ve
    kötülüğünden emin olunmayan kişidir.
    (T, 4/123 (2362) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 110 – Allah’a yemin ederim ki, kulunun tevbesinden
    dolayı Allah’ın hoşnutluğu, birinizin ıssız çölde kaybettiği
    devesini bulduğu zamanki sevincinden daha büyüktür.
    (M 11/87 (2675) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 111 – Sağılan süt memeye nasıl girmezse, Allah
    korkusundan ağlayan kimse de cehenneme öyle girmez.
    Allah yolunda (gazilere bulaşan) tozla cehennemin dumanı
    birleşmez.
    (T, 3/187 (1683) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 112 – Başka bir gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde
    Allah, yedi sınıf insanı Arşının gölgesinde
    gölgelendirecektir:
    Adil (adaletli) devlet başkanı, Rabbine kulluk ederek temiz
    bir hayat içinde serpilip büyüyen genç, kalbi mescidlere bağlı
    müslüman, birbirini Allah için seven, buluşmaları da,
    ayrılmaları da Allah için olan iki insan, güzel, zengin ve
    mevki sahibi bir kadının beraber olma isteğine “ben
    Allah’tan korkarım” diye yaklaşmayan kimse, sağ elinin
    verdiğini sol eli bilmeyecek kadar gizli sadaka veren kimse,
    gizli yerlerde Allah’ı zikrederek gözleri yaşla dolup taşan
    kimse.
    (B, 2/617 (384); M, 5/420 (1031) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 113 – Allah katında iki damla ve iki izden daha sevimli bir şey
    yoktur: Allah korkusundan dolayı ağlayan gözden akan yaş
    ve Allah yolunda dökülen kan damlası. İki ize gelince, Allah
    yolunda alınan yara izi ve Allah’ın farzlarından birini
    yaparken meydana gelen izdir.
    (T, 3/210 (1720) Ebu Umame (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 114 – Allah’ım, hayat ancak âhiret hayatıdır.
    (B, 8/295 (1197); M, 8/634 (1805) Enes (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 115 – Âhiret hayatına göre dünyanın değeri, ancak sizden
    birinin parmağını denize daldırmasına benzer. Parmağı ile
    denizden aldığı suyu gözönüne getirsin.
    (T, 4/164 (2425) Müstevrid bin Şeddat (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 116 – Dünyalıkca (yaratılış, mal, çocuklar ve torunlar
    hususunda) kendinizden aşağıda olanlara bakınız, sizden
    üstün olanlara bakmayınız. Elinizde olan nimeti hor
    görmemenize en uygun olanı budur.
    (B,12/195 (2037) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 117 – Altına, gümüşe, abaya kul olanlar helak oldu.
    (Böyle menfaat düşkünü) kişiye (mal) verilirse memnun olur,
    verilmezse memnun olmaz.
    (B, 8/324 (1218) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 118 – Bir koyun sürüsüne salıverilmiş iki aç kurdun
    sürüye verdiği zarar, servet ve mevki düşkünü bir adamın
    dinine verdiği zarardan daha büyük değildir.
    (T, 4/196 (2481) Ka’b bin Malik (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 119 – Müslüman olup da geçimine yetecek miktarda geliri
    bulunan ve buna kanaat eden kimseye ne mutlu.
    (T, 4/180 (2453) Fedale bin Ubeyd (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 120 – Âdemoğlu karnından daha kötü bir kap
    doldurmamıştır. Belini doğrultacak birkaç lokma nesine
    yetmez. Fazla yemek mecburiyetinde ise, karnının üçte birini
    yemeğe, üçte birini içeceğe ve üçte birini nefesine
    ayırmalıdır.
    (T, 4/198 (2486) Ebu Kerime el- Mikdad (r.a) rivayet etmiştir.)

  • 121 – Hiçbir baba, çocuğuna iyi terbiyeden (güzel
    ahlâktan) daha üstün bir bağışta bulunmamıştır.
    (T, 3/380 (2018) Said bin El As (r.a) rivayet etmiştir.)
Scroll to Top