226 – Oruçlu, yalanı ve yalanla iş görmeyi terk etmezse,
yemeyi içmeyi bırakıp aç durmasının Allah katında hiç bir
değeri yoktur.
(B, 6/253 (902) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)
227 – Sizden biriniz oruçlu olduğu halde unutur da yer ve
içerse, orucuna devam etsin. Çünkü Allah ona yedirmiş ve içirmiştir.
(B, 6/ 274 (917); M, 6/203 (1155) Ebu Hureyre (r.a) rivayet
etmiştir.)
228 –Her kim Ramazan orucunu tutar da sonra Şevvalden
altı günü eklerse bütün sene oruç tutmuş gibi olur.
(M, 6/237(1164) Ebu Eyyub (r.a) rivayet etmiştir.)
229 – Kim bir oruçluyu iftar ettirirse oruçlunun sevabı gibi
sevap kazanır. Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmez.
(T, 2/85 (804) Zeyd bin Halit el Cüheni (r.a) rivayet etmiştir.)
230 – Peygamber (s.a.v) Sa’d bin Ubâde (r.a)’nin yanına
geldi. Sa’d ekmek ve zeytin getirdi. Peygamber (s.a.v.) onu
yedikten sonra: Sofranızda oruçlular iftar etsin,
yemeklerinizi iyi kimseler yesin, melekler de size dua etsin, buyurdu.
(E, 3/367 (3854) Enes (r.a) rivayet etmiştir.)
231 – Kim hac eder, hac esnasında kötü söz söylemez,
büyük günahlardan sakınır, küçük günahları işlemekte ısrar
etmezse, o kimse günahlarından arınarak annesinden
doğduğu günkü gibi hacdan döner.
(B, 6/60 (756); M, 7/110 (1350) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)
232 – İki umre arasında işlenen günahlara son umre
keffarettir. Makbul bir haccın mükâfatı ise cennettir.
(B, 6/175 (844); M, 7/107 (1349) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)
233 – Lakıyt bin Amr: Ey Allah’ın Rasûlü! Babam çok
ihtiyardır. Ne haccedebilir, ne de yolculuk? Bu konuda ne
buyurursunuz? dedim. Babanın yerine hac ve umre yap,
buyurdu.
(E, 2/162 (1810) Lakıyt bin Amr (r.a) rivayet etmiştir.)
234 – Şüphesiz insanların en kötülerinden biri, bir yüzle
şunlara, bir yüzle de bunlara gelen ikiyüzlü kimsedir.
(M, 10/561 (2526) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)
235 – Allah’ı rab, İslam’ı din, Muhammed’i peygamber
olarak kabul eden ve buna razı olan cenneti hak eder. Allah
yolunda cihad edenin derecesi cennette yüz kat arttırılır.
(M, 9/76 (1884) Ebu Said El Hudri (r.a) rivayet etmiştir.)
236 – Allah yolunda ayağı tozlanan kimseye cehennem
ateşi dokunmaz.
(B, 3/61 (493) Ebu Abbas Abdurrahman (r.a) rivayet etmiştir.)
237 – Allah yolunda cihad edecek kimseyi donatan, gaza
etmiş gibidir. Gazaya giden kimsenin ailesini görüp gözeten
kimse de gaza etmiş gibi sevap alır.
(B, 8/301 (1202); M,9/93 (1395) Zeyd bin Halid (r.a) rivayet etmiştir.)
238 -Peygamber (s.a.v), müşrik bir kabileye asker
gönderdiğinde, “İki kişiden biri askere gider, diğeri de onun
aile efradına bakarsa, askere gidenin aldığı mükâfat ikisine
aittir.” buyurmuştur.
(M, 9/95 (1896) Ebu Said El Hudri (r.a) rivayet etmiştir.)
239 – Şehidin kul borcundan başka bütün günahları
bağışlanır.
(M, 9/79 (1886) Abdullah bin Amr bin As (r.a) rivayet etmiştir.)
240 – Ey insanlar! Düşmanla karşılaşmayı istemeyiniz.
Allah’tan (harp felaketinden) korumasını isteyiniz. Fakat
düşmanla karşılaşınca da sabrediniz. Biliniz ki, cennet
kılıçların gölgesi altındadır.
Ey kitabı indiren, bulutları yürüten, fırkaları mağlup eden
Allah’ım! Düşmanları mağlup et. Onlara karşı bize yardım et.
(B, 8/356 (1246); M,8/467 (1742) Abdullah bin Ebi Evfa (r.a) rivayet etmiştir.)
241 -Düşmanlara karşı elinizden geldiği kadar kuvvet
hazırlayınız. Dikkat ediniz! Kuvvet atmaktır. Kuvvet
atmaktır. Kuvvet atmaktır.
(M, 9/136 (1917); E, 3/13 (2514) Ebu Hammad (r.a) rivayet etmiştir.)
242 – Bir kimse ok atmayı öğrenir de sonra onu terk
ederse, bizden değildir.
(M, 9/136 (1919) Ebu Hammad (r.a) rivayet etmiştir.)
243 – Allah, bir ok yüzünden üç kimseyi cennetlik eder:
Allah rızası için ok yapan, ok vermek suretiyle yardım eden,
Allah yolunda onu kullanan. Atıcılık ve binicilik öğreniniz.
Binicilik öğrenmenizden ziyade atıcılık öğrenmeniz benim
hoşuma gider. Bir kimse (dinini ve yurdunu muhafazada
faydalı olan) atıcılığı öğrenir de, onu hiçe sayarak bırakırsa,
o nimeti elden kaçırmış veya nankörlük etmiş olur.
(E, 3/13 (2513) Ebu Hammad (r.a) rivayet etmiştir.)
244 – Kim gaza etmeyerek ve cihada gitmeyi gönlünden
geçirmeyerek ölürse, bir nevi nifak üzere ölür.
(E, 3/10 (2502); M, 9/122 (1910) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)
245 – Kim gazaya gitmez, bir mücahidi donatıp onu
gazaya göndermez veya gazaya gidenin aile efradına iyi
bakmazsa, daha kıyamete varmadan büyük bir belaya uğrar.
(E, 3/10 (2503) Ebu Umame (r.a) rivayet etmiştir.)
246 – Müşriklere karşı mallarınız, canlarınız ve
dillerinizle cihad ediniz.
(E, 3/10 (2504) Enes (r.a) rivayet etmiştir.)
247 – Harp hiledir.
(B, 8/394 (1268); M, 8/465 (1739) Ebu Hureyre (r.a) rivayet
etmiştir.)
248 – Malı, canı ve dini uğrunda savaşıp ölenler şehiddir.
(T, 3/27 (1443) Said bin Amr (r.a) rivayet etmiştir.)
249 – Bir adam geldi: Ey Allah’ın Rasûlü! Birisi gelip de
malımı almak isterse ne yapayım? diye sordu. Peygamber
(s.a.v): Malını ona verme, buyurdu. Öldürmeye kalkışırsa ne
yapayım? dedi. Sen de onunla savaş, buyurdu. Ya beni
öldürürse? dedi. Sen şehit olursun, buyurdu. Ya ben onu
öldürürsem ne olur? dedi. Peygamber (s.a.v): O cehenneme
gider, cevabını verdi.
(M, 2/5 (225) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)
250 – Karışıklık zamanında ibadet etmek, benim yanıma
hicret etmek gibi sevaptır.
(T, 4/72 (2297) Ma’kıl bin Yesar (r.a) rivayet etmiştir.)
251 – Satışta, alışta, alacağını istemekte ve borcunu
ödemekte kolaylık gösteren kimseye Allah rahmet eder.
(B, 6/372 (968) Cabir (r.a) rivayet etmiştir.)
252 – Peygamber (s.a.v), Hazreti Ali’ye (r.a.) şöyle
buyurdu: Allah’a yemin ederim ki, Allah’ın senin vasıtanla
bir adama hidayet vermesi, senin için dünyaya malik
olmaktan daha hayırlıdır.
(M, 10/248 (2406) Sehl bin Sad (r.a) rivayet etmiştir.)
253 – Dul kadınların ve bir günlük geçimi olmayan
fakirlerin nafakalarını kazanmaya koşan müslüman, Allah
yolunda savaşan mücahit gibidir. Yahut gece namazlı,
gündüz oruçlu kimse gibidir.
(B, 11/372 (1843) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)
254 –(Olgun) bir mü’min, sonu cennet oluncaya kadar
hiçbir hayra doymaz, hayırdan geri kalmaz.
(T, 4/424 (2826) Ebu Said El Hudri (r.a) rivayet etmiştir.
255 – Âlimin âbid’e üstünlüğü, benim sizin en aşağı
derecede olanınıza üstünlüğüm gibidir. Allah, melekler,
gökler ve yer halkı, hatta karınca ve balıklara varıncaya
kadar her şey, insanlara hayrı öğretenler üzerine rahmet,
istiğfar ve dua ederler.
(T 4/424 (2825) Ebu Umame (r.a) rivayet etmiştir.)
256 – İlminden sorulduğu halde bildiğini saklayanın
ağzına kıyamet gününde ateşten gem vurulacaktır.
(E,3/321 (3658); T, 4/399 (2787) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.
257 – Kıyamet gününde bana halkın en yakın olanları ve
şefaatime hak kazananları, benim üzerime en çok salavât
getirenleridir.
(R, 3/14 (1427) İbni Mes’ud (r.a) rivayet etmiştir.)
258 – Benim kabrimi bayram yerine çevirmeyiniz. Üzerime
salavât getirin, dua edin. Nerede olursanız olun, salavatınız bana ulaşır.
(E 2/218 (2042) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)
259 – En cimri insan, yanında anıldığım halde bana salât –
ü selâm getirmeyendir.
(T, 6/137 (3776) Ali (r.a) rivayet etmiştir.)
260 – Ukbe bin Amir: Ey Allah’ın Rasûlü! Kurtuluş yolu
nedir? diye sordum. Dilini tut, evin ile meşgul ol, günahına
ağlayarak tevbe et, buyurdu.
(T, 4/219 (2517) Ukbe bin Amir (r.a) rivayet etmiştir.)
261 – Peygamber (s.a.v) : Gıybet nedir, bilir misiniz? diye
sordu. Allah ve Rasûlü bilir.”dediler. Peygamberimiz:
Kardeşini, onun hoşlanmayacağı bir şey ile anmandır,
buyurdu. Ya kardeşimde benim söylediğim bulunursa, ne buyurursunuz, dediler.
Söylediğin onda varsa onu gıybet ettin demektir. Eğer
onda yoksa ona iftira etmiş olursun, buyurdu.
(M 10/541 (2589) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)
262 – Ara bozmak için laf getirip götüren cennete giremez.
(B, 12/139 (1990); M, 1/413 (169) Huzeyfe (r.a) rivayet etmiştir.)
263 – Her işittiğini söylemek, insana yalan olarak yeter.
(R, 3/135 (1577) Ebu Hureyre (r.a) rivayet etmiştir.)
264 – Olgun bir müslüman kimseyi kötülemez, kimseye
lanet etmez, sözünde ve işinde haddi aşmaz, hayâsızlık etmez.
(R, 3/140 (1585) İbn – i Mes’ud (r.a) rivayet etmiştir.)
265 – Bu günümüzde (Kurban Bayramı gününde) bizim
için ilk yapılacak şey namaz kılmak, daha sonra evlerimize
dönüp kurban kesmektir. Kim öyle yaparsa sünnetimize uygun hareket etmiş olur.
(B, 3/162 (515) Beres (r.a) rivayet etmiştir).
266-Müslüman ölülerin kötülüklerini söylemeyin; çünkü
onlar âhirete götürdükleri iyi veya kötü amellerin cezasına
erişecekler.
(B, 4/617 (685) Âişe (r.a) rivayet etmiştir.)